Mensur Akgün
41 yıllık terör mücadelesini henüz yapısını ve işleyişini tam olarak bilmediğimiz bir yöntemle Türkiye kazandı. Önce çağrılar geldi, sonra kongreler yapıldı, cuma günü de Süleymaniye yakınlarında düzenlenen ve her anlamda iyi organize edilen bir törenle PKK silah bırakmaya başladı. Adını değiştirdi, şiddet yerine siyaseti, ayrışma yerine bütünleşmeyi seçtiğini resmen açıkladı. Eğer süreç beklendiği ve planlandığı şekilde ilerlerse terörün her türlüsünden değilse de en fazla ve en uzun süre acı vereninden, yük olanından Türkiye yakında tamamen kurtulmuş olacak.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vurguladığı gibi bundan Türkler kadar Kürtler ve Araplar da yararlanacak, tarihi kökenleri bir kez hatırlanan ve hatırlatılan kardeşlik, daha doğrusu dayanışma duygusu ifadesini hukuki metin ve zeminler içinde de bulacak. Bu amaçla bir Meclis komisyonu kurulup yaraların sarılması, entegrasyonun sağlanması için çalışılacak. Görünen o ki Amerika’nın teşvikiyle Suriye’de de paralel bir süreç işleyecek. Türkiye bir bütün olarak başka alanlarda çektiği sıkıntılara rağmen biraz refaha ve feraha kavuşacak.
Bunun için başta Bahçeli, Erdoğan ve Özel olmak üzere siyasilere, askeri ve sivil bürokrasiye, DEM Parti’nin sağduyulu yaklaşımına, Irak, Kuzey Irak ve Suriye’deki yönetimlere, Pervin Buldan’a, Ahmet Türk’e, Sırrı Süreya Önder’e, Selahattin Demirtaş’a hatta bıkmadan usanmadan barış diyen kanaat önderlerine bence ülke olarak teşekkür ve minnet borcumuz var. Dünyanın hiçbir yerinde kolay olmayan bir şeyi elele vererek başardılar, şiddetin yerini siyasetin alacağı zeminin yaratılmasına katkıda bulundular.
Temennim bu sürecin bir önceki gibi akamete uğramaması, Türkiye’nin kendini terörün yükünden ve acılarından kurtarması, sözde değil özde kucaklaşmanın gerçekleşmesi. Kürt sorununun ve onun türevi PKK’nın üçüncü taraflar açısından Türkiye’ye ve Türkiye’nin bölgesindeki kazanımlarına karşı kullanabilecekleri manivela olmaktan çıkartılması, Yunanistan’dan Rusya’ya, İran’dan İsrail’e hiçbir devlete PKK üstünden siyaset yapma, Türkiye’yi köşeye sıkıştırma imkânının bir daha sağlanmaması.
Göründüğü kadarıyla Öcalan ve PKK liderliği de kararlı. Silah bırakma taktik bir oyun değil stratejilerindeki, dünyaya bakışlarındaki değişimin sonucu gibi duruyor. Bu değişime Türkiye’nin askeri, istihbari ve siyasi yeteneklerinin artmasının, İran’ın bölgesel etkisinin kırılmasının, Amerika’da iktidara Trump’ın gelmesinin, Rusya ile Türkiye arasında kurulan özel ilişkilerin ve Suriye’deki savaşın sonucunun yardımcı olduğuna da şüphe yok. Ama belli ki asıl değişim iktidar bloğu içinde yaşandı ve birileri, bir şeyler bu süreci tetikledi.
Ancak sebebi ne olursa olsun Türkiye kendisi ve biraz da tarihiyle barışmak için önemli bir ivme yakaladı. Bu ivmenin sürmesi için sürekli bir şeyler yapılması, siyasetin şiddetten ayıklanıp demokratik platformlara çekilmesi gerekiyor. Bunun için de hukukun üstünlüğü, yasaların herkese eşit uygulanması şart. Kürt ve Türk’ün yasalar önünde eşit olması, eşit haklardan yararlanması, Araplara ve/veya Alevi’lere ayrımcılık uygulanmaması tabii ki önemli ama yeterli değil.
Türkiye’nin iç barışı, herkesin birbiriyle barışması, empati ve dayanışmanın istisna olmaktan çıkıp genel kabul gören kural haline gelmesi için AKP ile CHP’nin de barışması, ifrata varan soruşturmaların, gözaltıların ve hukukun temel ilkerine aykırı tutuklamaların artık sona ermesi, dahası askıya alınan AİHM kararlarının uygulanması, terörün kendisi ortadan kalktığına göre terör bağlantılı suçlarla ceza alanların afla ya da başka bir yöntemle serbest bırakılması gerekiyor.
Belki iktidar bloğu bile farkı olmayabilir ama Türkiye bölgesel kazanımlarıyla, askeri teknolojideki atılımlarıyla, diplomasideki başarılarıyla, küresel konjonktürün bahşettikleriyle ve en son da tarihe muhtemelen Bahçeli Açılımı olarak geçecek bu süreçle olağan üstü bir ivme, inanılmaz bir devinim kazandı. Çok daha iyisini yapabilme, dünya siyasetinde daha etkili olabilme imkânını yakaladı. Umarım bu ivme dinmez, siyasi miyopluk uzun erimli çıkarların önüne geçmez…
Yazarlar
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024