Mensur Akgün
Korona salgını dünyanın hemen her ülkesinde sağlık sisteminin zafiyetlerini gözler önüne serdi. Ekonomisi güçlü ülkeler dahi sağlık sistemlerindeki aşırı yığılmanın üstesinden gelmekte zorlandı.
Doktorlar, sağlık çalışanları ölecek-ölmeyecek hasta ayrımı yaptı, yoğun bakım üniteleri salgının hızına yetişemedi. Amerika’dan, İngiltere’den, İtalya’dan, İspanya’dan ve daha pek çok yerden içimizi burkan, nasıl olur da buralarda böyle şeyler yaşanır dediğimiz haberler geldi.
Aslında bunların bir çoğu yaşanmayabilirdi. Yapılması gereken devletlerin, özellikle de zengin devletlerin sağlık sistemine yatırım yapması, sağlık gibi önemli bir alanı özel teşebbüse bırakmamasıydı. Ama Amerika ve diğer pek çok devlet kendi halkının sağlığı, dolayısıyla da insanının güvenliği yerine şimdiye kadar iki bomba atılarak bir kez kullanılan nükleer silahlara yatırım yapmayı tercih etti.
Amerika Birleşik Devletleri geçtiğimiz yıl bu amaç için 35 milyar 400 milyon dolar harcadı. Onu sağlık sistemi zaten uzun süredir sıkıntıda olan İngiltere, yani Birleşik Krallık 8 milyar 900 milyon dolarla takip etti, Rusya Federasyonu’nu 400 milyon dolarlık farkla geride bıraktı. Çin ise nükleer silahlarına 10 milyar 400 milyon dolarlık bir bütçe ayırdı. İsrail’in harcamasıysa 1 milyar dolar seviyesinde kaldı.
***
Nükleer silahların yasaklanması için 2007 yılından bu yana kampanyalar düzenleyen 2017’de de Nobel Barış Ödülü’nü alan ICAN’ın (International Campain to Abolish Nuclear Weapons) geçtiğimiz günlerde yayınladığı rapora göre nükleer silah sahibi dokuz devlet 2019 yılı içinde 72 milyar 900 milyon dolarlarını ellerinde bulunan nükleer silahlarını gençleştirmek, güzelleştirmek, daha teknolojik, dolayısıyla da daha ölümcül hale getirmek için harcadı.
Aralarında 2.3 milyar dolarla Hindistan, 1 milyar dolarla Pakistan gibi halkının büyük bir kısmı açlık sınırında yaşayan ülkelerinde de bulunduğu bu grup, dakikada 138 bin 699 doları hiç kullanamayacakları, kullanırlarsa sadece hasımlarını değil kendilerini de yok edecekleri bir silah sistemi için sarf etti. Silah şirketleri, bir takım lobi grupları dışında ne dünya ne de kendileri bu “yatırımdan” kazançlı çıktı.
Eğer nükleer silah sahibi olması meşru kabul edilen beş devlet kendi aralarında anlaşabilse, 1968 yılında NPT Antlaşmasını imzalarken taahhüt ettikleri gibi nükleer silahlardan kurtulsa dünyanın eline milyarlarca, trilyonlarca dolar kalacak, bu para başta sağlık olmak üzere farklı amaçlar için kullanılacak. Mesela geçtiğimiz yıl nükleer silahları için 35.4 milyar dolar harcayan ABD Almanya’nın acil yatak kapasitesine ulaşacak.
Örnekler hep Amerika’dan vermemizin nedeni dünyanın en zengin, sağlığa en çok para harcayan ama aynı zamanda gelir dağılımı anlamında en adaletsiz, sağlık konusunda da en sorunlu ülkelerinden biri olmasından kaynaklanıyor. Ülkede 27.5 milyon insanın hiçbir sağlık sigortası ve hiçbir sosyal güvencesi yok. Hastaneye gittiklerinde bütün tedavi masraflarını kendileri ödemeleri gerekiyor.
Forign Policy’e katkıda bulunan Cornel Ban’a göre sigortalı olan 164 milyon Amerikalının sigortası çalıştıkları işyerlerine bağlı, işsiz kaldıklarında sigortasız da kalıyorlar. Bunların 34 milyonu hastalandıklarında maaş alamadıkları bir düzenin içinde yaşıyorlar. Yaz aylarında çalışan nüfusun üçte birinin hastalıkları ve dolayısıyla da işyerleriyle bağlantılarının kesilmesi yüzünden sağlık sigortasız kalmaları söz konusu.
Görünen o ki, Walmart çalışanı 53 yaşındaki Susan Finley’in 7 Ocak tarihli Guardian’da aktarılan acıklı sonu yakında işsiz kalacak diğer Amerikalıların da başına gelecek. Milyonlarca Amerikalı hastalandıkları için şirket politikası gereği işten atıldıktan sonra servet ödemeleri gereken doktorlara, hastanelere gidemeyecekler, bir süre sonra da bazıları aileleri tarafından evlerinde tıpkı Finley gibi ölü bulunacaklar.
Biliyorum diyeceksiniz ki Amerika isterse hem sağlık sistemini masaya yatırır, hem de nükleer silahlarının bakımını sağlar. Nitekim sağlamaya çalışıyor da. Obama döneminde uygulama konan makul primli, kullanıcıya imkanlar sağlayan sigorta sistemi ve Cuma günü Temsilciler Meclisi’ndeki Demokrat çoğunluğun Trump’a ve Senato’ya rağmen sağlık da dahil Korona krizine 3 trilyon dolarlık kaynak ayırması bunun delili.
***
Umarım eş zamanlı olarak sisteme ve sağlığa bakış da köklü bir şekilde değişir. Sağlık müteşebbisin kar alanı olmaktan çıkartılır, sağlık sektörü insanı, hastayı merkeze alarak yeniden düzenlenir. Bunun için nükleer silahlara ayrılan paralar da yetmeyebilir. Ancak ICAN’ın yapmaya çalıştığı gibi utandırarak, kıyaslama yaparak, bu paraların çok daha gerekli olan yerlere harcanabileceği söylenerek genel anlayışın değişmesi sağlanabilir.
Belki her yıl milyarlarca doların hiç kullanılmayacak, kullanıldığı zaman da dünyayı sarsacak silah sistemlerine ayrılmasının önüne geçilebilir. Temmuz 2017’de BM Genel Kurul’unda ICAN’ın çabaları ve bazı devletlerin desteğiyle imzaya açılan nükleer silahların yasaklanmasını hedefleyen TPNW Antlaşmasının yürürlüğe girmesi, nükleer silah sahibi olmanın gurur değil utanç vesilesi haline gelmesi mümkün olabilir.
Bundan bize ne demeyin. Nükleer silahlar hepimizi ilgilendiriyor. Hem yayılmasının önlenmesi, hem de nükleer silahların siyasetin aracı olmaktan çıkartılması gerekiyor. Yayılma durdurulamazsa silah sahibi olma Türkiye için de bir seçenek ama öncelik ortadan kaldırılmasında olmalı. En mütevazı simülasyon çalışmalarında bile milyonlarca insanın hayatına, dünyanın nükleer kışlar yaşamasına neden olan bir silah hiç olmamalı. Üretilmesi ve bakımının sağlanması için harcanan milyarlarca dolar başka alanlara kaydırılmalı…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024