Mensur Akgün
Edward Said 1935-2003 yılları arasında yaşamış Filistin kökenli Amerikalı bir akademisyen, kelimenin tam anlamıyla da bir entelektüel. İngiliz dili ve edebiyatı eğitimi almış. Doktorasını Harvard’da Polonya kökenli İngiliz yazar Joseph Conrad üstüne yapmış, sonra eleştirel teoriye yönelmiş. Söylendiğine göre en çok Gramsci’den, Fenon’dan, Foucault’dan ve Adorno’dan etkilenmiş, Giambattista Vico’dan esinlenmiş. Kavramlarını müzikte bulduğunu iddia edenler de var. Yayınlanmış çok sayıda kitabı ve makalesi mevcut.
En bilinen kitabı ilk baskısı 1978’de yapılan Orientalism, yani Şarkiyatçılık. Türkçe de dahil pek çok dile çevrilen çalışmasında Said, Batı anlatısında Arap-İslam dünyasının romantize edilerek tasvir edildiğini, Doğu hakkında önyargıları beslediğini, böylece de sömürgeleştirilmesinin, boyunduruk altında tutulmasının kolaylaştırıldığını iddia ediyor. Ona göre Batı kendisini rasyonel, güçlü ve erkeksi olarak tanımlarken, Doğu’yu akıl dışı, zayıf ve kadınsı görüyor. Batı Doğuya rağmen doğuyu yazarken Doğu’dan bir öteki icat ediyor, aidiyet bütünlüğünü koruyor.
* * *
Said kendisine akademik ün ve unutulmazlık kazandıran şarkiyatçılık eleştirisinin ötesinde de kimlikleri olan bir insan. Her şeyden önce iyi bir piyanist. Müzik kitapları yazmış, Bach ve Mozart seviyor, bol bol da Batı klasik müziği dinliyor. Kültürel konularda ise dendiğine göre elitist, içinden çıktığı kültüre galiba biraz yabancı. Mısırlı şarkıcı Ümmü Gülsüm’ü eleştirdiği biliniyor. Bazıları bunu üstündeki Gramsci etkisine bağlamış. Oysa neden büyük olasılıkla kültürel farklılaşma.
Zaten başka türlü olması da zor. Filistin’de, Mısır’da ve tabii ki Amerika’da en elit okullarda okumuş, varlık bir aileden gelen bir insandan söz ediyoruz. Batıyı öğrenip anlayışındaki, bakışındaki önyargıları yazılarında deşifre etse de içinden çıktığı kültürü anlaması, içselleştirmesi hiç kolay değil. Pek çok benzeri gibi Araf’ta yaşıyor. Kendisini Filistinli olarak tanımlasa da aslında eleştirdiği Batı’nın parçası. Belki de istediği Batı’nın daha iyi, daha adil ve daha yaşanabilir olması.
Ama siyasi duruşunu Filistin sorunu biçimlendirmiş. Kendini Amerikalıdan çok Filistinli olarak görmüş. Filistinlilerin haklarını oldum olası savunmuş. Bu konuda kitaplar yazmış, toplantılar ve etkinlikler düzenlemiş. 1977-1991 yılları arasında da Filistin Ulusal Konseyi’nde yer almış. Bir dönem Yaser Arafat’a danışmanlık yapmış. Hatta Amerikalılar 1970’lerde onun aracılığıyla Arafat’a plan önermiş. Fakat Oslo Barış Süreci Arafat’la arasının bozulmasına yol açmış.
Yazdıklarından anlaşıldığına ve iki yakın arkadaşı Homi Bhabha ile W.J.T Michell’in derlediği, 2005’de orjinli 2010’da Türkçesi Koç Üniversitesi tarafından basılan “Edward Said ile Konuşmaya Devam” başlıklı kitapta anlatıldığına göre Said, Oslo Barış Sürecine en çok devlet kurmayı ertelemesi, İsrail’in güvenliğini sağlamayı Filistin Otoritesi’ne bırakması, işgal kalkarken siyaseti askerileştirmesi, kendisi aracılığıyla önerilen ancak Arafat’ın kabul etmediği Amerikan planının çok gerisinde kalması yüzünden karşı çıkmış.
Bir başka neden de Oslo sürecinin mültecilere yer açmaması, geriye dönüş haklarını tanımamasıymış. Konuşmaya Devam kitabında Said’i anlatan Noam Chomsky mülteciler ısrarının gerçekçi olmadığını, bu konuyu Said’le de tartıştığını söylüyor. Arafat ile arasının bozulmasına, Oslo sürecine karşı tavır almasında etkili olan bir başka unsur da anlaşılan yönetimdeki yolsuzluk ve beceriksizlik olmuş. Said belli ki aradığı ideal düzeni Filistin Otoritesi’nde bulamamış.
Bhabha’nın kitabın giriş yazısında anlattığına göre Said sadece mesleği gereği değil kişiliği gereği de eleştirel bir insanmış. En yakın arkadaşlarını dahi eleştirmekten kaçınmazmış. Filistin Yönetimi de eleştirilerinden nasibini almış, kitaplarının Filistin’de satışının bir ara yasaklanması da eleştirilerine bağlanıyor. Ama o yine de Filistinlilerin haklarını savunmayı hayatının sonuna kadar sürdürmüş bir insan. Lübnan sınırından Filistin’e taş atmak gibi sembolik/medyatik eylemleri de olmuş. En büyük hayallerinden biri ise günün birinde kurulacak Filistin Devletini eleştirmekmiş.
* * *
Ancak ömrü vefa etmemiş. 24 Eylül 2003’te hayata gözlerini yummuş. Erken sayılabilecek bir yaşta kaybettiğimiz Said eğer yaşasaydı, bugünleri görebilseydi baba vatanı için herhalde başka hayaller kurar, 1967 savaşından önce olduğu gibi tek devletli federal çözümü düşlerdi. O muhtemelen daha da küçük ve her açıdan İsrail’e bağımlı Filistin devleti için planlar hazırlayan Trump Yönetimini eleştirir, Amerikan büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasına karşı çıkardı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile başlayan ve sanırım yakında Bahreyn ve Suudi Arabistan ile devam edecek olan İsrail’le normalleşme planlarına tepki gösterirdi. Gösterdiği tepki işe yaramasa da kayda geçmesini sağlardı.
Çünkü bilirdi ki, BAE’nin yaptığı açıklama gerçeği yansıtmamakta, İsrail Batı Şeria’nın kısmi ilhakı planını şimdilik sadece askıya almakta. Görürdü ki, ilişkiler bir kez kurulduktan, büyükelçilikler karşılıklı olarak açıldıktan sonra İsrail’i tanıyacak Arap ülkelerinin geri adım ataması, eski statükoya dönülmesi imkansız. Anlardı ki, Araplar altında imzaları bulunan barış İnisiyatifinden, 1967 sınırlarına geri dönülmesi halinde İsrail’le olan ilişkilerinin normalleşeceği vaadinden vazgeçmiş, Amerika’ya teslim olmuş. Bu yüzden de iki devletli çözüm artık hayal olmaktan bile çıkmış. İyi, mutlu ve olabildiğince huzurlu bir tatil günü dileğiyle…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024