Mesut YEĞEN

Mesut YEĞEN
Mesut YEĞEN
IMP news Tüm Yazıları
AK Parti 2.0’a Hazır Mıyız?
17.10.2025
70
Gelişmeler AK Parti’nin 2027’ye, süreçteki ve dış politikadaki “başarılarının” yanına CHP harici muhalefetle “kucaklaşmaya” ekonomi, yönetişim ve Kürt meselesi alanlarında reform yapmayı ekleyerek hazırlanacağını gösteriyor. CHP merkezli muhalefet önümüzdeki seçimlerde 2018 ve 2023 AK Partisi’yle değil, “AK Parti 2.0”la yarışmak durumunda kalacak görünüyor.

2018’e kadar da uzatılabilir belki, lakin en azından 2019’dan beridir ülkede Erdoğan’ın kaybedebilir, muhalefetin kazanabilir olduğu bir siyasi tablo var. 2023 seçimlerinde muhalefet doğru aday ve doğru yönetim mimarisi önerisi geliştiremediğinden bu tablonun gereğini yerine getirilemediyse de 2024 yerel seçimlerinde siyasi tablo değişmedi. Aksine, ekonomide toparlanma ihtimalinin bir türlü belirmemesi; demokrasi, adalet ve yönetişim alanlarında yaşanan fecaat, “Erdoğan kaybedebilir, muhalefet kazanabilir” tablosunu daha da kalıcılaştırdı. 

Son dönemde yapılan bütün kamuoyu yoklamaları, aday konusunda büyük bir yanlış yapmadığı ve Türkiye’yi yönetebilir olduğu imajını veren bir program ve adayla ortaya çıkması durumunda, CHP merkezli muhalefetin önümüzdeki seçimleri kazanmasının kuvvetli bir ihtimal olduğunu gösteriyor. Nitekim, bu tablo sebebiyle olsa gerek ki iktidar, yargı yoluyla CHP’yi felç etmeye, CHP adaylarını yarıştan alıkoymaya, itibarsızlaştırmaya çalışıyor. 19 Mart’tan bugüne takip ettiği hat, Erdoğan’ın artık pozitif siyaset geliştiremediğini, seçimleri pozitif siyaset yoluyla değil CHP’yi felç ederek kazanmaya çalışacağını gösteriyor.

Birkaç haftadır gelen işaretler bu son cümleyi “gösteriyordu” diye bitirmek gerektiğine işaret ediyor olabilir. Son haftalarda Erdoğan ve kurmaylarından gelen açıklamalar, AK Parti’nin yeniden bir reform siyaseti için hazırlandığına, “sürecin” silahsızlanma kısmı tamamlanır tamamlanmaz 2026’da bir reform siyaseti kampanyası başlatacağına, bunu da pek muhtemelen yeni anayasa tartışmasına dolayacağına işaret ediyor. Açıklamalar, AK Parti’nin 2027’ye, süreçteki ve dış politikadaki “başarılarının” yanına CHP harici muhalefetle “kucaklaşmaya” ekonomi, yönetişim ve Kürt meselesi alanlarında reform yapmayı ekleyerek hazırlanacağını gösteriyor. 

Bu olursa, CHP merkezli muhalefetin önümüzdeki seçimlerdeki rakibi 2018 ve 2023 AK Partisi değil, “AK Parti 2.0” olabilir.

Neden AK Parti 2.0?

Zikzakları sayılacak olursa “2.0” lafın gelişi elbette; ancak “AK Parti 2.0” hazırlıklarının iki ana sebebi var. İlk sebep içeriyle ve bahsettiğim siyasi tablonun kalıcılaşmasıyla ilgili. 

AK Parti bir tür reform siyasetine dönmeden, ekonomide ve yönetişimde yeni adımlar atmadan, CHP’yi felç etmeye çalışarak bile bugünkü siyasi tabloyu değiştiremeyeceğine kani olmuş olabilir. 2023 seçimlerinde başvurulan “terörle işbirliği yapıyorlar” suçlamasına süreçten dolayı tekrar başvurulamayacak olmasından ve yine 2023 seçimlerinde yapılan “gidersek durum daha da kötüleşir” şantajı ise ekonomide bıçağın kemiğe dayanmasından ötürü bu kez çalışmayabileceğinden, AK Parti bir tür reform siyasetine dönmeye mecbur hissetmiş olsa gerek. 

İkinci sebep de dışarıyla ilgili. 

Ukrayna savaşı AK Parti’ye, Rusya’nın ABD’yi dengeleyip ikame edebilecek bir mahfil olmadığını gösterirken, 7 Ekim 2023’ten sonra yaşananlar İran ve Rusya’nın etkisiz, buna mukabil ABD, İsrail ve Körfezin etkili aktörler olduğu bir Ortadoğu’nun oluşmakta olduğunu gösterdi. Suriye ve Irak Kürtlerini kontrol altında tutma işinde son 10-15 yıldır Türkiye’yle anlayış birliği içinde olan İran ve Rusya’nın bölgeden çıkarılmasıyla beraber Kürtlerle ihtilaf halinde kalmak epey riskli hale geldiğinden, Türkiye bu yeni bölgesel duruma, bir yandan merkezinde ABD’nin olduğu Batı ittifakına yeniden yanaşarak diğer yandan da bu yakınlaşmanın parçası olmak üzere Kürtlerle barışmaya çalışarak ve Hamas’ı tarih sahnesine veda etmeye ikna ederek girdi. Özetle, bölgede yaşanan hızlı çekim dönüşüm, AK Parti’yi aynı anda İran ve Rusya’dan uzaklaşıp İslamcılığı canlı tutma sevdasından vazgeçmeye, yeniden ABD’ye yanaşmaya ve bu çerçevede Kürtlerle barış yapmaya sevk etti. 2026 AK Parti’sinin Kürt meselesi başta olmak üzere reform peşinde bir AK Parti olacağı görüntüsünün ardındaki ikinci sebep de bu. Kürt meselesiyle ilgili bölge siyasetinde Türkiye’nin manevra alanının geniş kalmasını sağlayan İran ve Rusya mevcudiyetinin sona ermesine yol açan büyük jeopolitik dönüşüm “AK Parti 2.0”ın önünü açan ikinci sebep oldu. 

AK Parti’nin hazırlandığı anlaşılan reform siyaseti ne kadar kapsamlı olur, kimi ne kadar ikna eder, ekonominin bir reform siyasetinin sonuçlarını beklemeye mecali kalmış mıdır meçhul. Lakin, AK Parti 2027-8’deki seçimlere sadece süreç yoluyla Kürt siyasetini hareketsiz bırakıp, CHP’yi felç etmeye çalışarak girecek görünmüyor. Önümüzdeki seçim sürecine bir tarafta CHP, diğer tarafta CHP’yi felç etmeye çalışmaktan vazgeçmeden CHP harici muhalefetle normalleşmeye bakan, Batı’yla hizalanmış olmaktan dolayı bölgedeki etkinliğini artırmış, PKK’yi silahsızlandırmış ve Kürt meselesinde reform yapmayı gündemine almış, hepsinden önemlisi ekonomi ve yönetişim alanlarında reformist bir konum alarak kendince pozitif bir siyasete geri dönmüş bir AK Parti’yle girebiliriz. Otoriter rejimi konsolide etmenin daha etkili yolunun bu türden melez bir siyaset olduğuna kanaat getirilmiş olabilir.

AK Parti 2.0’a Karşı

Seçimlerin yapılabilir göründüğü 2027’nin hazırlık senesi olarak 2026’da iktidarın siyasi gündemi “AK Parti 2.0”la ele geçirmeye çalışacak görünmesi, CHP merkezli muhalefete (daha çok da CHP’ye) bir şeyler söylüyor olsa gerek. Söylenenlerin başında gelen şu: CHP zaten yapmaya kararlı göründüklerini, zaten yapması gerekenleri daha ehil ve belki biraz daha çevik bir biçimde yapmakla kalmamalı, “yeni” bir şeyler de yapmalı. 

CHP’nin zaten yapması gerekenler listesinin başında muhtemelen 2023 seçimlerinin kaybedilmesine yol açan ana sebebi, “CHP Türkiye’yi yönetemez” imajını ortadan kaldırmak var. CHP, programı, söylemi ve kadroları itibariyle sadece demokrasi noksanlığını gidermeyi hedefleyen ve sadece iktidarın yaptığı yanlışları eleştiren bir parti olmadığını, Türkiye’yi iyi yönetebilecek bir parti olduğunu göstermek durumunda. 

Zaten yapılması gereken bu işin yapılmakta olduğunu varsayarsak, CHP’nin “AK Parti 2.0”ı karşılamak üzere yapması gereken “yeni” işlerin başında, yakınlarda yapılacağı açıklanan program kurultayını, “CHP kadroları, programı ve söylemiyle Türkiye’yi yönetme hazır” fikrini yaymanın ilk büyük fırsatı olarak kullanmak var. Yapılabilecek diğer bir iş, Erdoğan’ın yapmaya girişeceği anlaşılan “CHP’yi ötekileştirip CHP harici muhalefetle kucaklaşan AK Parti” imajının karşısına “hepiniz, ben tek” türünden biraz kibirli, biraz arabesk bir pozisyona yerleşmemek. CHP’nin, her ne olursa AK Parti karşıtı cephenin kapsayıcı partisi, Türkiye’nin “diğer” büyük merkez partisi olarak kalmak eğiliminden uzaklaşmaması lazım. Türkiye’de rejimin otoriterliğine, iktidarın beceriksizliğine muhalefet etmenin CHP harici başka otantik kaynakları da var ve bu kaynakları aynı hedefte buluşturmak sorumluluğu halen büyük oranda CHP’nin. 

Başka önemli bir iş Kürt meselesi siyasetinde proaktif bir CHP tutumu geliştirmek olmalı. CHP’nin bugün takındığı “sürece karşı çıkmayan parti” tavrı çok kıymetli olmakla beraber burada çakılı kalmaktan, önceki dönemlerde olduğu gibi gelişmelerin gerisinde kalan bir Kürt meselesi siyasetine çekilmekten sakınması gerekir. CHP’nin, Kürt meselesinde eşit vatandaşlıkla vatandaşların kimliklerine hürmet etmeyi buluşturan, yerinden yönetimle yönetimde etkinliği birleştiren ve vatandaşlık esaslı bir ulusal birlik fikrine yaslanan yeni bir siyasi hat geliştirmesinin imkânı var, bu imkânı kullanması gerekir. 

Dış politika da “yeni” bir şey yapılabilir. CHP, AK Parti’nin Batı’yla hizalanarak geliştirdiği yeni dış politika hattının ve yeni bölge siyasetinin karşısına “Türkiye’yi AB’ye üye yapacağız” demekle sınırlı kalmayan bir dış politika önerisi geliştirmek zorunda. Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesini dert eden, bu yeniden şekillenmeye yön vermeye çalışan, ülkeyi dünyanın yeni hâli karşısında dayanıklı kılacak çok yönlü ve esnek bir dış politika hattı kurmak CHP için çok da zor olmamalı. 

Hülasa, CHP ve CHP merkezli muhalefet önümüzdeki seçimlerde 2018 ve 2023 AK Partisi’yle değil, “AK Parti 2.0”la yarışmak durumunda kalacak görünüyor. AK Parti, 2026’yı CHP’yi felç etmeye girişmek işinden, otoriter rejimden geri adım atmadan, lütûf dağıtarak, “bu işleri biz hallederiz” göz boyamacılığıyla geçirip seçimlere girmeye hazırlanıyor olabilir. 

Gereğince mukabele etme sorumluluğu tabii ki CHP’nin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar