Metehan Demir
HERHALDE ileride en önemli araştırma konularından biri de, Türkiye ile Rusya arasında savaş çıkarmak için nasıl kirli oyunların oynandığının araştırılması olacak.
Halen bizim gibi olayları sıcağı sıcağına yaşayanların bugün için bunu yapabilmesi tamamı ile mümkün değil.
Çünkü, Türkiye ve Rusya’yı karşı savaşın eşiğine getirmek için sürekli yeni bir oyun devreye konuyor. Bizlerin daima komplo teorilerinden uzak durması, işimize gelmeyen yerlerde büyük güçler var deme kolaycılığına kaçmamamız gerekiyor. Ama Türkiye Rusya ekseninde artık öyle olaylar yaşanmaya başladı ki, yabancı servislerin bu işin içinde olmadığını görmek için çocuk olmak gerekir. Gelin konuyu açalım.
En başta şunu söyleyelim; Neyse ki, ağır travmalı süreçler yaşadıktan sonra Ankara-Moskova artık bu kirli tezgahlara gelmeyecek kadar tecrübe sahibi oldu.
Bizi Rusya ile karşı karşıya getirecek bu pis oyunların da bir numaralı merkezi Suriye. Burası en başından beri söylediğimiz gibi dünyanın gizli servislerinin de bel altı çalıştığı ihtisas savaş alanı haline geldi.
Şöyle hatırlayalım, Rus uçağının hala karşı tezlerin çarpıştığı bir süreç içinde topraklarımızı ihlal ettiği gerekçesi ile füze ile düşürülmesi, Suriye’de askerlerimizi şehit verdiğimiz hala ne olduğu anlaşılamayan esrarengiz uçak saldırısı, Rus Büyükelçi Karlov’un Ankara’da koruma gibi yanına yaklaşan bir polis tarafından katledilmesi, defalarca Türk ve Rus askerlerini karşı karşıya getirmeye çalışan denemeler. Hatta hatta perde arkasında iki pilotumuzun şehit olduğu Suriyeliler tarafından F-4 uçağının düşürülmesine dek geriye gidebileceğimiz çok kritik bir zaman dilimi.
Ve son olay...
Malumunuz, son günlerde Suriye’de yine garip olaylar meydana gelmeye başladı. Ankara’da da, Dışişlerine büyükelçi üzerine büyükelçi çağrıldı. Rus basınına göre, Rusya'nın, Suriye’deki askeri üslerine "muhalif gruplarca yılın son gününde havan ve drone saldırıları düzenlendi. Rusya resmen yalanlasa da, iddialara göre yaralanan ve hayatını kaybeden askerler olurken bazı hava araçları da hasar gördü.
İşte bizim açımızdan asıl kirli süreç bu noktada başlıyor. Çünkü, saldırıların Türk askerlerinin bulunduğu bölge ya da Türk Ordusu’nun eğitim ve koordinasyonunu sağladığı Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) yerleşik olduğu yerlerden atıldığı bilgisi yayılmaya çalışıldı. Yani, bu iddiaya göre, birileri Rusya’ya ‘Bak Türkiye sana saldırıyor’ provokasyonuna davet çıkarıyordu.
Ama Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın Suriye’deki üslerine yapılan saldırılarla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile geçen günkü telefon görüşmesinin ardından açıklamada bulundu: ‘’Düzenlenen saldırıları kimlerin provoke ettiğini ve arkasındakileri biliyoruz. Bu saldırıların arkasında Türk devleti ve Türk ordusu olmadığına eminiz.’’ Kısacası ‘oyuna gelmedik’ mesajı verdi.
Ardından da Rusya bir operasyonla bu saldırıları düzenleyenleri bertaraf etti.
Şimdi gelelim perde arkasına;
Ankara artık bu oyunlara çok hazır olduğu için bu tezgahın şifrelerini çözdü.
Güvenlik kaynaklarına göre, mesele batılı istihbarat örgütlerinin Rus üslerine yakın bölgelerde uzun zamandan beri uyuyan hücre olarak beklettiği bazı gruplara yaptırttığı saldırılar. Bu gruplar saldırıların hemen öncesinde yer değiştirerek suçu yükleyebilmek için Türk askerleri ve ÖSO’nun olduğu bölgelere özellikle kaydılar. Türk ve Rus istihbaratı, bu süreçte yakın işbirliği içinde olayı net olarak aydınlattı.
Türkiye için Suriye belki de tarihindeki en zorlu süreçlerden biri oldu. Diplomaside, silahlı kuvvetlerde, iç siyasette, sosyolojik dengelerde ve ekonomide yabana atılmayacak tecrübeler yaşadık. Yaşadığımız acılar ve şehitlerimizi de unutmamamız gerekiyor. Suriye halkının bir an önce kendi topraklarında eski huzuruna kavuşması da en büyük dileklerimizden. Ama tabii ki; Suriye meselesinde çok ama çok dikkatli olmak gerektiğini unutmamamız gerekiyor. Çünkü işin şakası yok gördüğünüz gibi. Bu olaylar daha bitmeyecek gibi görünüyor. O nedenle içeride birbirimizin gözünü oyarken dikkatimizi buradan da ayırmayalım. Milli meseleden ötesi yok çünkü.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
30.12.2019
8.02.2019
15.10.2019
18.10.2018
11.10.2018
14.09.2018
11.09.2018