Ömer F. Gergerlioğlu
Ülkesinde demokrasiyi alaşağı eden, yabancı ülkede farklı birşey bulmuyor. Ak Parti’nin Avrupa ülkelerinde referandum çalışması yapma isteği, gönderilen Bakanın polis nezaretinde ülkeden çıkarılmasıyla sonuçlandı, Türk göstericiler polis köpeklerinin önünde yerlerde sürüklendi, aşağılandık.
Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşması tüm uluslararası insan hakları kuruluşlarının raporlarına çok olumsuz bir görüntüyle yansıyordu. Bu durum Avrupa ülkelerinde Ak Parti hakkında oldukça olumsuz bir zemin oluşmasına yol açıyordu. Almanya’dan sonra şimdi Hollanda ile kriz yaşanıyor. Türkiye-Hollanda ilişkileri tarihin en büyük diplomatik krizlerinden birini yaşıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Hollanda’ya girişinin engellenmesi sonrası Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın uçakla gelmesine izin verilmedi, inat edilip kara yoluyla yollandı, bu sefer Rotterdam’daki Başkonsolosluk binasına girmesine izin verilmedi. Gecenin geç saatlerinde kriz büyüdü, Bakan Kaya’nın bazı korumalarının gözaltına alındığını bildirilirken Reuters haber ajansı Bakan Kaya’nın, “Persona non grata” (istenmeyen kişi) ilan edilerek sınır dışı edildiğini aktardı.
Sonunda Ak Partililerin seçim çalışmaları engellendi, karşılıklı gerilim yaşandı, restler çekildi ve son tabloda ortaya çıkan devletin bir Bakanının derdest edilerek polis eşliğinde ülke dışına çıkarılması oldu. Türkiye de “elim armut toplamıyor” dedi ve İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde yer alan Hollanda Konsolosluğu önünde gösteriler başladı, göndere tekbirle Türk bayrağı çekildi. Ardından Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından Al Jazeera Türk’e yapılan açıklamada ise “İstanbul’da Hollanda Başkansolosluğu’nda göndere Türk bayrağı çekilmesi, konsolosluk yetkililerinin tamamen kendi inisiyatifleriyle gerçekleşmiştir” dendi. Bir evet oyu uğruna ne zararlı işler yapılıyor, İslamofobiyi körükle, Avrupa’daki vatandaşlarımızı sıkıntıya sok, kavgadan medet um, nefret artsın, diplomatik krizler çıksın, milliyetçi oylar artsın, ama kaybeden demokrasi olsun..!
Bu kavgada bir devletin vatandaşı olma kriteri veyahut siyasi duruş eksenli tavır almak doğru değil, devletlerin tavırları ifade özgürlüğünün ölçütü olamaz. İfade özgürlüğüne siyasi nedenlerle kısıtlama getirmek hiçbir ülke için şık bir hareket değildir. Hollanda hükümeti de böyle bir krizi tercih etmeyebilirdi. Türkiye ve Hollanda özgürlükleri siyasetle karıştırmamalı, özgür düşünceye zarar veriyorlar. Türkiye ve Hollanda’nın sağcı, ırkçılarına yarayacak bu gerilimin demokrasi, çoğulculuk için zarardan başka doğuracağı sonuç yoktur.
Türkiye’nin de taraf olduğu AİHS’nin 16. Maddesi taraf ülkelere yabancılara siyasal faaliyeti yasaklama hakkı vermiş. Kanunlarımızda da böyle deniyor. Hollanda yetkilileri de bize yasalarımızı hatırlatıyor. YSK’nın 17 Şubat 2017 tarihinde 2017 tarihli seçimlerle ilgili yasakları da belirleyen 109 sayılı kararında, yasanın 94. maddesi hatırlatılıyor. O kararda da şöyle denilmiş:“Halk oylaması süresince yurtdışında ve gümrük kapılarında her türlü propaganda yasaktır.” Hollanda yasaları da böyle. Adamın ülkesinde zorla miting yapmaya çalışıyorsun, Bakanını ülke dışına polisle çıkarıyorlar, mitinge izin vermemek Hollanda’nın yasal hakkı ama ifade özgürlüğü için doğru görünmüyor, Türkiye’nin miting için ısrarı da anormal, referandum için kullanması daha da daha anormal.
Türkiye hükümeti bu durumu “evet” kampanyası için kullanmaya çok meraklı. İçeride demokrasi adına birşey bırakmayanlar, yabancı heyetlerin raporlama çalışmalarına sert dille cevap verenler dışarıda uğradıkları mağduriyetler olunca “demokrasi” demeye başlıyorlar. Yabancı devletlerle gerilimi artırıp referandum rantına çevirmek eski bir taktik, bayatlamış, buradan evet çıkışı yakalayamayacaksınız. Rusya uçağı krizinde de aynısı olmuştu “milli şahlanış” sonrasında milli pısış olmuştu. Şimdi Rusya’ya “şu bizim domatesleri alıverin” deniyor. Bu gerilimin faturası da ağır çıkacak, artık turizm şirketleri ve turistik bölgeler düşünsün..!
Ülkelerinde demokrasiyi yerle bir edip yüzbinlerce insanı sorgusuz sualsiz ihraç edenler, sorunları askeri güçlerle buldozer gibi ezip geçerek çözmeye meraklı olanlar bugün “demokrasi” diyor, bizde demokrasi diyoruz, farkımız şu ki biz her zaman demokrasi diyoruz, işimize geldiği zaman değil. Sonuçta Türkiye ve Hollanda’nın sağcı, ırkçılarına yarayacak bu gerilimin demokrasi, çoğulculuk için zarardan başka doğuracağı sonuç yoktur. Avrupa ve ABD’de yükselen sağcılığın bizdeki milliyetçiliği kamçılaması ve özeleştiriyi yok etmesi çok üzücü bir durumdur.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018