Ömer F. Gergerlioğlu
'En iyi Kürt ölü Kürt'ten, 'Kürt olmak istiyorum'a
19.05.2017
1185
Sistemin dayattığı üst kimlik modelinin pratikte nasıl bir kandırmacaya ve ardından soruna döndüğünü yıllardır anlatmaya çalışırız. Buna ikna etmekte zorlanırız, zira devlet uyguladığı sistemin propagandasını yoğun bir şekilde yapar ve oluşan şiddet ortamı da Türk halkını konuyu derinlemesine anlamaktan uzaklaştırır.
Sosyal medyada beni takip eden bir kardeşimizin söyledikleri vesilesiyle bunları yazıyorum. Söyledikleri sadece benimle sınırlı kalmasın ve toplumda hepimizin kardeşlik bağlarımızı güçlendirsin istiyorum. Songül hanım Sinop'lu bir hanım, uzun süredir yazdıklarımızı takip eden ve isabetli düşündüğümüzü teyid etmek, yaşadığı değişimi anlatmak için bizi arayıp bulmuş, uzun uzun yaşadıklarını anlattı. Kendisi yıllardır sistemin, çevrenin kendisine öğrettikleriyle büyümüş birisi. Kürt meselesinde uzun yıllar "en iyi Kürt ölü Kürt" tür diye düşünmüş ve MHP teşkilatlarında çalışmış bir kişi. Bir iş ziyareti dolayısıyla gittiği Diyarbakır'da yaşadıkları ise düşüncelerinin önemli bir şekilde değişmesine yol açmış.
İlk defa gittiği Diyarbakır'da bir yerde çay içerken yaşlı bir kişi Songül hanım'a "siz buralı değilsiniz herhalde, nerelisiniz?" diyerek başlattığı diyalog daha sonra koyu bir sohbete dönüşüyor. Yaşlı amca "buraları bilmiyorsun, yemek yedirmeden seni bırakmam" diyerek misafirperverlik gösterir, hatta daha sonra "memleketimizin misafirisin, harçlığın olsun" diyerek 250TL vermek ister, bu sıcak tavır Songül hanım'da adeta şok etkisi yapar ve 200 TL'sini ısrarla geri vererek "50 TL' sini hatırınız için alıyorum, harcamayacağım, hayatım boyunca saklayacağım" der.
Ardından Diyarbakır sokaklarını dolaşınca vicdanı daha çok sızlamaya başlar. Konuştuğu insanların ana diliyle eğitim almak istediklerini ve bu konuda günlük hayatta önemli sorunlar yaşadığını öğrenir. Bu, kendisini çok rahatsız eder. Kürtlerin yıllardır toplumsal hayattan dışlandığını ve ezildiğini anlar. Bunlara rağmen Diyarbakırlıların içten ve sıcak tavırları kendisini çok etkiler. Evine misafir olduğu 5 yaşındaki oğlan çocuğunun sürekli uçan uçaklar için "abla kaç, savaş başlayacak" demesi, Diyarbakır'dan ayrılırken kapıyı kapatıp ayrılmasını istememesi, önceki hayatında düşündükleri için büyük pişmanlıklar yaşamasına neden olur. "Mutlaka Kürtlerin de kötüsü vardır ama ben onları çok sevdim, hatta keşke bir Kürt olsam da hissettikleriyle yaşasam" der.
Diyarbakır ve Kürtlerin kendisinde silinmez bir iz bıraktığını anlatan Songül hanım, aslında toplumun vicdanına kalsa meselelerin çok zorlanmadan çözülebileceğinin en iyi örneklerindendir. Meselelerin çözümü aslında mekanik ve soğuk ilişkilerle değildir. Atılan samimi ve sıcak adımlar buzların erimesine ve ezberletilmiş bilgilerin sorgulanmasına giden yolu en iyi sağlayan oluyor.
İnsanımızın arasına dev duvarlar örenler bu tabloları görüp tekrar düşünmelidir. Meseleler sınırlara dev duvarlar örerek değil, gönül köprüleri oluşturarak giderilir. Başkasına yapılan haksızlığa isyan eden her vicdan, en kuvvetli silahlarla yapılan tahakkümden daha güçlüdür. Haksızlığa karşı olan tüm insanların göstereceği tepkileri herkes gösteremiyorsa bu, tanışma, hali anlama, empati eksikliğindendir. Vicdanı olan her insan 100 yıl evvel yapılan yanlış kurgunun ne denli toplumsal afetlere yol açtığını anlamak için ilk önce ezberlerini gözden geçirmelidir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2020
26.08.2020
9.02.2018
5.02.2018
3.02.2018
25.06.2018
23.06.2018
18.06.2018
12.06.2018
11.06.2018