Semra POLAT
Dün akşam Paris’te art arda patlayan bombaların, terör eyleminin neden ve niçin yapıldığını iyi analiz etmemiz gerekiyor.
Televizyon ekranından, Fransa ve Almanya futbol takımının dostluk maçı oynandığı sırada stadın her iki giriş kapısında gerçekleşen patlama oyuncuların ve tribündeki seyircilerin kaçışmalarını izledik. Basın ve medyaya, Paris’in göbeğinde bombaların patlatılması, insanların camlardan sarkarak kurtulmaya çalıştığı, boğazı kesilerek infaz edilen sivillerin görüntüleri servis edildi. Metro istasyonunda, konser alanı da dahil olmak üzere tam altı yerde daha bomba patlatıldı. Konser alanındaki yüz kadar sivil rehin alınarak boğazları kesilerek infaz edildi…
Paris’te bu patlamalar yaşanmadan önce, gündüz saatlerinde neler yaşanmıştı bir bakalım: Fransa’da akşam oynanacak Alman ve Fransız futbolcuların kaldığı otelde bomba ihbarı yapıldı. Otel boşaltıldı ve arama yapıldı. Sormamız gereken sorular var; Peki neden? Avrupa’nın neredeyse en büyük göçmen barındıran ülkesi olan Fransa, neden güvenlik zafiyeti gösterdi? Bomba ihbarları yapılırken devlet neden güvenlik tedbiri almadı? Fransa ‘’demokrasinin’’ ve sekülerizmin başkenti bir Avrupa ülkesi olduğu halde, IŞİD nasıl oluyor da stadın her iki kapısına bomba koyacak kadar ellerini kollarını sallayıp canlı bomba olabiliyor? IŞİD teröristleri nasıl oluyor da Paris gibi güvenlik önlemleri üst sınırlarda olan bir ülkede, bu kadar rahat hareket edebiliyor?..
Dün gerçekleşen patlamalar ilk anda insanları ‘’Fransa’daki göçmenler yapmış olabilir’’ düşüncesine sevk etse de, komplike ve zaman ayarlı patlamaların art arda yaşanması bu düşünceyi IŞİD’in yapmış olabileceği görüşüne bıraktı. IŞİD’in bu eylemleri tek başına yapmış olabileceğine inanmak imkansız. Zira Fransa’da patlatılan altı bombanın emniyetin ve istihbaratın dikkatinden kaçmış olabilme ihtimali dahi olamaz.
***
Terör eyleminin, tarihin en ‘’terörist’’ ülkelerinden biri olan Fransa’da gerçekleşmiş olması, Fransa’nın geçmişten gelen terörist ünvanını temize çıkarmıyor. Fransa’nın, Cezayir’e ve Cezayir’deki mazlum Müslümanlara yaptığı zulüm ve işkenceler hala ilk günkü gibi. Sömürge ülkesi haline getirdiği Cezayir’de Müslümanlara her türlü zulmü reva gören Fransa, soykırım uygulayarak, dillerini değiştirmekten tutun da dinlerini değiştirmek zorunda bırakıp Fransa’ya köle olarak götürmeye varana kadar her türlü terör faaliyetini gösterdi. Fransa geçmişte Cezayir’de gerçekleştirdiği terör eylemlerini, bugün kendi ülkesinin içinde gerçekleştiriyor… Tıpkı Charlie Hebdo’da olduğu gibi. Charlie Hebdo dergisi planlı olarak bir eylem gerçekleştirmek üzere kollarını sıvıyor; Muhammed Peygamber’i temsilen hakaret içerikli bir karikatür yayınlıyor, ertesi gün derginin ofisi basılıyor, çalışanları öldürülüyor, teröristler ok rahat ve zaman bolluğu içinde hareket ederek sokakta gördükleri sivilleri de öldürüyorlar, polis müdahale etmiyor, soruşturmadan sorumlu polis şefi intihar ediyor ve olay kapanıyor. Charlie Hebdo olayını gerçekleştirenlerin İsviçre bıçağına benzeyen IŞİD ve Fransa ortak yapımı olduğu gün gibi ortada. Aradan on ay geçtikten sonra Paris’te bombaların patlatılması tamamen Müslümanları hedef alan organize bir terör eylemidir.
Suriye’den Fransa’ya göçü durdurmanın tek yolu, birkaç yüz insanını feda ederek, birkaç milyon Suriyeli göçmenin gelmesini önlemek en kolay yoldu. Fransa da öyle yaptı. Dün gerçekleşen Suriye zirvesi, IŞİD’in İngiliz vatandaşı olan ‘’Cihatçı John’’un öldürülmesi ve 13. Cuma’ya rastlaması kesinlikle tesadüf değil. Suriye zirvesinde "Türkiye'den Avrupa'ya 1 milyon sığınmacının taşınmasını kabul edemeyiz" diyen Avrupa’nın, ayni gün bomba patlatması da tesadüf değil.
İsviçre bıçağına benzeyen IŞİD, ihtiyaç duyulan teröre hizmet edecek bir yapıya sahip. Fransa’da IŞİD’in tek başına bombalı eylem düzenlemeyeceği gerçeği karşımızda duruyorken, devletin ve istihbarat birimlerinin de IŞİD’e yardımcı olduğu kanısı güçleniyor.
Dün Paris’te gerçekleşen ve IŞİD’in üstlendiği bombalı eylemlerin hemen akabinde yaşananlar daha önce hazırlanmış birer mizansen gibiydi. Herşey daha önceden hazırlanmış, sırasıyla hayata geçiriliyordu; önce bombalar patlatıldı, hemen ardından Fransa’daki göçmenlere gözdağı vermek amacıyla askerler ve tanklar şehre indi, Hollande basının karşısına çıkarak olağan üstü hal ilan ettiklerini, sınırların ve uçak girişlerinin kapatıldığını açıkladı. Göçmenlerin kaldığı çadırlar ateşe verildi… Herşey istedikleri şekilde gerçekleşmişti. Kusursuzdu. Bu vesileyle Suriyelilerin Fransa’ya girişleri engellenmiş, Müslüman göçmenlere gözdağı verilmiş, Suriyeli göçmenlerin Türkiye’den öteye geçmemeleri bu vesileyle sağlanmış oldu. Başarmışlardı.
***
İkinci Dünya Savaşı’nda Auschwitz katliami yapan Avrupa, Yahudi kanına doymamıştı. 11 Eylül'e benzer Paris saldırısı da Müslümanlara yönelik İslamofobiyi güçlendirecek ve tüm dünyada Müslümanlara vurulan ‘’terörist’’ yaftası daha da pekiştirilecekti…
Terör kimden ve nereden gelirse gelsin karşısındayım fakat terörist ülkeler sıralamasında başı çeken Fransa artık kendisini patlatmaya başladı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.01.2015