Semra POLAT
13 yıllık AK Parti iktidarının ardından, 7 Haziran seçimlerinde sandıktan ‘’koalisyon’’ çıkmıştı. Aslında halk koalisyon istediği için değil, AK Parti’ye ‘’rehavete düştün, kendine gel’’ dersi verdi. 7 Haziran’da sandıktan çıkan sonuca göre AK Parti yine birinci parti oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümeti kurma yetkisini anayasal bir hak olarak AK Parti’ye verdi. AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu koalisyon görüşmeleri üzere siyasi partilerle görüşmelere başlayacağını söyledi. Ancak Davutoğlu CHP’nin ülkeyi kaosa götürecek talepleri, MHP’nin ‘’hayır’’ cevabı ile karşılaştı. TBMM’de 80 milletvekili koltuğuna sahip HDP ise daha en başından ‘’halk bizim muhalefette kalmamız istiyor’’ diyerek kapılarını kapattı.
Gelişmiş dünya ülkelerinde koalisyon da demokratik bir seçenektir. Partiler halkın iradesine saygı gösterir, belli konularda uzlaşır ve koalisyon hükümeti kurar. Gelin görün ki ülkemizde muhalefetin izlediği koalisyon stratejisinde halkın esamisi dahi okunmuyor. İslami kesimi ve özellikle de başörtülüleri seçimden seçime seven CHP, Türkiye’nin ve halkın menfaatleri için dahi olsa herşeye ‘’hayır’’ diyen MHP, şer odaklarıyla birlik ederek bu ülkedeki hiçbir vatandaşa hayrı olmayan HDP ile bir koalisyon na mümkün görünüyor.
Demirtaş ve FETÖ işbirliği
Geçtiğimiz günlerde İpek Koza Grup’un sahibi Akın İpek’in usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle şirketine kayyum atanmış, kayyumun binaya girmesine engel olunmuş, arbede yaşanmış, binaya polis zoruyla girilebilmişti. Aynı gün Kanaltürk ve Bugün Tv’nin yayını karartılmış, Bugün ve Millet Gazetesi’nin basımı durdurulmuştu -tabii ki atanan kayyumun adil ve tarafsız biri olması gerekir- Paralel yapıya hizmet eden bu şirket ve basın-yayın kuruluşları, 28 Şubat’ta post-modern darbe yapıldığında ve milletin iradesi hançerlendiğinde sesi soluğu çıkmamıştı. Üniversite öğrencisi olduğum yıllarda biz başörtülülere baskı, psikolojik ve sosyolojik şiddet, ikna odalarında dayatmalar uygulandığında, Fethullah Gülen cemaati, başörtülü kadın müritlerinin başlarını açtırmıştı. Hükümet baskısıyla kamuda çalışan başörtülü kadınların başları zorla açılırken, Gülen cemaati kendi müritlerine başlarını açmalarını emretmişti. Hatta, evlenecek erkek müritlerine ‘’yerine göre kapanıp, yerine göre açılacak kadınlarla evlenin’’ talimatı vererek ‘’yerine göre Müslüman’’ olmalarını emretmişti. Başörtülüler, en insani hakları olan kıyafetleriyle öğrenim görerek çalışma taleplerini sokaklara çıkarak haykırmak istediklerinde, yine aynı cemaat CHP ve MHP tarafından yalnız bırakıldılar. Üstelik bu cemaat, krizi fırsata dönüştürerek yeni hükümetin yanında yer alarak sözcülüğünü yapmıştı.
Bugüne geldiğimizde Gülen cemaatinde değişen hiçbir şeyin olmadığını lakin gelişen çok şey olduğunu görüyoruz. Gülen cemaati yıllarca horladığı, yalnız bıraktığı, ‘’yerine göre açılıp, yerine göre kapanan’’ kadın müritlerini bu kez dua etmeleri için kayyum atanan binanın önüne topladı. Bir ellerinde pankart, bir ellerinde cevşenle dua ettirdiler. Akın İpek ve başı açık günlerini gün edip, hakları olmayan parayı yiyip içerken; inkar edildikleri, ‘’yerine göre’’ kullandıkları, Fethullah Gülen’in taktıkları başörtüye ‘’füruat’’ diyerek Allah’ın emrine karşı çıktığını bile bile başörtülü kadınlar dua ettiler. Fakirin fukaranın hakkına girenler için ellerini semaya kaldırdıklarını bile bile dua ettiler. Bu kadar da değil, dün Periscope’den takipçilerine yayın yapan Kanaltürk ve Bugün Tv sunucusu Erkan Akkuş, kendisine soru yönelterek tepki gösteren bir gruba ‘’kapatalım bu karafatmaları’’ diyerek hakaret etti.
Özal’ın Yapamadığını Tayyip Erdoğan Yaptı
Merhum Turgut Özal, Uzan ailesine her türlü imkanı sağlamış, Cem Uzan daha 29 yaşındayken Türkiye’nin ilk özel televizyonu olan Star Tv’nin sahibi olmuştu. Uzan ailesi ANAP Hükümeti sayesinde girdikleri her ihaleden kazanarak çıkmış, servetlerine servet katmışları. Bu duruma müdahale edemeyen merhum Özal’ın yapamadığını dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan yaptı. Uzan ailesinin sahibi olduğu Türkiye İmar Bankası’nın mükerrer hesaplar oluşturarak vatandaşın parasını çaldığı, şirketlerinde haksız kazan elde ettiği için haklarında çok sayıda dava açıldı. Cem Uzan yurtdışına kaçmak zorunda kaldı. O günlerde el konulan Star Tv’nin başına Samanyolu Tv’nin elemanları getirildi. Cem Uzan, hakkındaki yolsuzluklara nasıl cevap veremeyip yurtdışına kaçtıysa, aynı şekilde Akın İpek de yurtdışına kaçtı. Geçmişte Star Tv’nin başına atananlar nasıl o durumdan memnun kaldılarsa, bugün de kendi başlarına geldiğinde üzülmemeleri gerekir. Nasıl yalnız bıraktılarsa, aynı şekilde yalnız bırakıldılar.
AK Parti hükümeti ve Tayyip Erdoğan bu yanlışı ört bas ederek, korkarak, geri çekilerek yine aynı düzende devam edebilirlerdi, fakat yapmadılar. Cemaate onca imkanı sağlayarak yanlış yaptıklarını itiraf ettiler ve bu yanlışı telafi edeceklerine de kamu oyunu inandırdılar.
Kamuoyunun Talebi
Paralel yapının içindeki hakim, savcı, polis ve öğretmenler yargılanıyor ve tutuklanıyor. AK Parti tekrar iktidara geldiğinde, bu yapıya göz yuman bakan ve milletvekillerini yargılamasını da halkın en doğal talebi.
İpek Koza’ya destek vermek üzere HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ‘’olay mahalli’’ne gitti. Oysa ki 90’lı yıllardaki ‘’Eski Türkiye’’anlayışı, Kürtleri öldürmüş, köylerini boşaltmış, büyük şehirlere göçe zorlarken hiçbir güvence vermemişti. Tüm bu insanlık dışı hadiseler yaşanırken Fethullah Gülen ve cemaati, Kürtleri sadece seyretmişti. Ancak, Kürtleri sokağa dökmekten, ölümlerine sebep olmaktan başka hiç birşey vaat etmeyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş İpak Koza’yı yalnız bırakmadı. Demirtaş gitmişken ‘’Kürt halkı öldürülürken neden karşı çıkmadınız? FETÖ, doğuda Kürtleri asit kuyularına attığında neden tepki göstermediniz? Ceylan Önkol çocuk yaşta öldürüldüğünde neden ailesine sahip çıkmadınız? Köyler boşaltıldığında, TOMA’ların önüne geçerek binanızı koruma mizanseni yaparken, neden aynı şekilde Kürtleri de korumadınız? Çözüm Süreci Türkiye’ye barış ve umut havası getirmişken, neden sekteğe uğratmak için her türlü kirli işi yaptınız?..’’ diye sorsaydı, Kürt halkı da bu yalnız bırakılmışlığın nedenini öğrenmiş olacaktı fakat bu birlikteliğin asın sebebi şu: Paralel yapı ile PKK arasındaki işbirliği de yeni belgelerle ortaya çıktı. 2014'te Irak Kürdistanı'nda bir araya gelen PKK ve FETÖ imamları ortak mutabakat yaparak, paralel yapının elindeki gizli belgelere karşılık çözüm sürecinin tek taraflı olarak bitirilmesi, çatışma ortamının tekrar başlatılması ve AK Parti'nin tekrar iktidara getirilmemesi yönünde ittifak yaptığı bu belgelerle ortaya çıktı. MİT’e ait gizli belgeler –ses kayıtları, video görüntüleri, fotoğraflar- PKK’ya verilerek, örgüt içindeki muhbirler öldürüldü. AK Parti'yi bir daha iktidar yaptırmamak üzere ittifak kuran bu örgütler, yarın gerçekleşecek seçimlere her türlü karanlık perdenin ekilmesi için ellerinden geleni yapıyor.
Yarın Büyük Gün
Ne bir siyasi partiye oy vermekle dindar, ne de diğer bir siyasi partiye oy vermekle de dinsiz olunur. Oy kullanmak dinle bağdaşlaştırılacak bir durum değil, demokratik bir haktır. Söyleyecek sözü olan, iradesiyle hareket eden her vatandaş yarın sandık başına giderek tercihini yapacak. Yapılan tercihin hem ülke ve hem de vatandaşları için olumlu bir sonuç çıkarması temenni edilerek oy kullanılıyor.
Koalisyon da bir seçenektir. Ancak mevcut koşullarda Türkiye’de koalisyon kurulması denenmiş bir gerçekle sabit olduğu üzere mümkün değil.
Yarın sandıkta tercihinizi yaparken, nasıl ve ne amaçla işbirliği içinde olan partileri iyi analiz edin. Ya dünden yana ya da gelecekten yana kaderinizi belirleyeceksiniz. İstikrardan yana mı yoksa kaostan yana mı oy vereceğinizi iyi düşünün. Zira sandıktan çıkacak sonuç ne olursa olsun, geleceği hep birlikte yaşayacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.01.2015