Taha Akyol
Milli iradenin çıkardığı kanunları, halkın seçtiği cumhurbaşkanının kararnamelerini AYM yargıçları nasıl iptal eder?!
15 üyeli AYM’nin son üç kararında bu soruların net cevapları var. Resmi Gazete’de yeni yayınlanan üç karar…
- AYM, Cumhurbaşkanlığı sisteminin kurucu kararnamesi olan 1. Sayılı cumhurbaşkanlığı kararnamesinde, benim saydığım 39 düzenlemeyi iptal etti. (K. No: 2023/180)
- AYM, Cumhurbaşkanı’nın Adalet Akademisiyle ilgili kararnamesini tümüyle iptal etti, hem de bütün 15 üyenin oylarıyla, oybirliğiyle. (K. No: 2023/229)
- AYM, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CI·MER’in çalışma usul ve esasları hakkındaki kararnamede değişiklik yapan Cumhurbaşkanlığı kararnamesini iptal etti. (K. No: 2024/9)
7-8 üyenin oylarıyla da iptal edilebilirdi. Oybirliğinin önemi, İrfan Fidan dahil, Erdoğan tarafından atanmış üyelerin de oylarıyla iptal kararlarının verilmiş olmasıdır.
ANAYASA’DA ÇELİŞKİ YOK
Konu çok teknik olduğu gibi her bir iptal kararını özetlemek de köşe yazısı boyutlarını aşar. 1. Numaralı CB Kararnamesi’nde 39 iptal yapan AYM kararı, karşı oylar dahi, 275 bin kelimedir!
Ben bu kararlarda ön plana çıkan üstün hukuki değerlere dikkat çekmek istiyorum.
Evvela, CB sisteminin kurucu belgesi olan 1. Sayılı CB Kararnamesi hakkında CHP iptal davası açtığı gibi Danıştay Genel Kurulu da “itiraz” yoluyla AYM’ye dava açmış, AYM birleştirerek karar vermiştir.
“Anayasa’da çelişki var, yetkiler iyi düzenlenmemiş” anlamında anayasayı eleştiren Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Adalet Bakanı ve Yargıtay Başkanı’nın bu eleştirilerinin haksız olduğunu gösteren çok net bir örnek: Danıştay niye AYM’ye başvuruyor? Çünkü idari konularda son yetkili Danıştay’dır, anayasal konularda son yetkili AYM’dir. Adli konularda da Yargıtay son yetkilidir. Anayasa’da çelişki yoktur.
KUVVETLER AYRILIĞI
AYM’nin kararında öncelikle “yürütme”nin yani cumhurbaşkanının hangi alanlarda kararnamelerle düzenleme yapabileceği, ama hangi alanlarda yetkinin münhasıran “yasama”ya, Meclis’e ait olduğu ortaya konuluyor. (Paragraf 5)
Bütün karar, bu noktadan hareketle inşa ediliyor: Yürütme kendi alanında kararname ile düzenleme yapabilir. Ama “temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle… siyasi haklar ve ödevler” alanında yetki mutlak olarak “yasama”nındır, Meclis’indir.
Cumhurbaşkanı, kanunun mevcut olduğu bir konuda da kararname çıkaramaz. (Anayasa md. 104)
Mesela, Cumhurbaşkanı’nın Beştepe’deki kendi personelinin maaş ve çalışma şartları, özlük hakları kanunla mı düzenlenmeli, yoksa Cumhurbaşkanı tarafından mı? AYM, “kanunla düzenlemeli” diyerek iptal kararları verdi. Çünkü “haklar ve ödevler”le ilgilidir bu konular. (Paragraf 82, 91 ve 124)
Fevkalade kritik bir konu: CB Kararnamesinde, Beştepe’deki “politika kurulları”’nın ihtiyaç duyduklarında “her türlü bilgi”yi kurumlardan isteyebileceği hükmü vardı. AYM “kişisel veriler”in gizliliği ilkesini ve Meclis’in mutlak yetkilerini hatırlatarak bu düzenlemeyi de iptal etti. (Paragraf 159-160)
Belediyelerin yetkilerini kısıtlayan maddeleri de iptal etti. Düşünün bu şekilde 39 iptal!..
ADALET VE CİMER
AYM, Adalet Akademisi’yle ilgili CB Kararnamesini “münhasıran kanunla düzenlenmesi gereken konularda düzenleme içerdiğinden” anayasaya aykırı bularak “tümüyle” ve oybirliğiyle iptal etti. (Paragraf 34)
CİMER’li ilgili CB Kararnamesi’nin iptal edilmesine gelince, AYM kararında şu temel hukuki prensipler ön plana çıkıyor:
“Bilgi edinme hakkı devletin elinde bulunan ve erişilebilir olmayan bilgi ve belgelere ulaşabilmeyi güvence altına almaktadır…
Bilgi edinme hakkı, yönetilenlerin yönetenleri denetleyebilmesinin, dolayısıyla hukukun üstünlüğünün sağlanabilmesinin önemli bir aracı olarak işlev görmektedir…” (Paragraf 21-22)
AYM bu ilkelere aykırı maddeleri iptal etti. Bu konular kanunla düzenlenebilir çünkü.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
Görüyor musunuz, kuvvetler ayrılığı ne kadar önemli? Görüyor musunuz “hak eksenli” çalışan bir AYM hürriyetlerimiz için ne kadar değerli? Görüyor musunuz “bilgi edinme” hakkını “insan hakları” olarak dokunulmaz kılan evrensel hukukun ulaştığı seviyeyi?..
Görüyor musun AYM neden husumetlere maruz kalıyor?
Gelişmiş ülke refahına ve kudretine ulaşmak için hukukun siyasetten üstün olmasının zorunlu olduğunu görüyorsunuz değil mi??
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.11.2025
12.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
29.10.2025