Taha Akyol
Olay malum. 30 Ağustos Zafer kutlamaları gününde Harbiye Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni yapılır, Cumhurbaşkanları da katılır.
Ordular böyle geleneklere sahip olarak güçlü bir aidiyet şuuru ve kültürel derinlik yaratırlar.
Bu defa, tören bittikten sonra, teğmenler kılıç çekip “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atmışlar ve eski bir yemin metnini tekrarlamışlardı.
Özel bir kamera kaydetmiş, sosyal medyaya yansıyınca Türkiye’nin gündemine oturmuştu.
İlk tepkilerde DEM dışında bütün partiler genç teğmenlere sahip çıkmışlardı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ve MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, teğmenlerin davranışını onaylayan acıkmalar yapmışlardı.
Sonra, AK Parti Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Veli Böke “Adı konmamış darbe. Küçük yılanlar devletin gerçek kılıcını görmeli” diye sözler sarfetmişti! (1 Eylül 2024)
Bu nasıl söz böyle, “yılan”!
ERDOĞAN’IN SÖZLERİ
Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hafta sonra şu açıklamayı yapacaktı:
“Bu kılıçları kime çekiyorsun?.. Kara Kuvvetleri ile görüşmelerimizi yaptık. Bunların süratle temizlenmesi için adımlarımızı atıyoruz." (7 Eylül 2024)
Ve Milli Savunma Bakanlığı, kararı açıkladı: Teğmenler Ebru Eroğlu, İzzet Talip Akarsu, Serhat Gündar, Deniz Demirtaş, Batuhan Gazi Kılıç ile disiplin âmirleri Albay Alper Topsakal, Yarbay Halit Türkoğlu ve Binbaşı Murat Öztürk ordudan atıldılar. (31 Ocak)
Cumhurbaşkanı’nın “bunları temizleme” açıklaması olmasaydı, sonuç böyle olur muydu?
MSB Yüksek Disiplin Kurulu, ihraç kararını 4 üyenin muhalefetine karşı 5 oyla, tek oy farkıyla almış…
Cumhurbaşkanı böyle bir açıklama yapmak gerine, “olayın TSK’nin iç meselesi olduğunu, kanun ve TSK’nın geleneklerine göre askeri yetkililerin karar vereceğini” söyleseydi ve talimatını da böyle verseydi daha doğru olurdu. Hem siyaseten, hem Silahlı Kuvvetler’in iç işleyişi ve siyaset dışı görünümünün korunması bakamından...
ASKER VE SİYASET
Teğmenlerin avukatı, disiplin kararının ihraç yönünde olması için baskı yapıldığını, disiplin âmirlerinin ilk ifadelerinin dosyadan çıkarıldığını, bir general hakkında suç duyurusunda bulunduğunu söylüyor.
Emekli askeri savcı Ahmet Zeki Üçok, teğmenleri korumadıkları için Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Org. Metin Gürak, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Serdar Bayraktaroğlu hakkında, “gördüğümüzde sırtımızı döneceğiz” diye açıklama yaptı.
İhraç kararı siyasi tartışmaları ise büsbütün körükledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin nasıl yıpratıcı bir tartışmanın konusu durumunda kaldığını görüyorsunuz.
Tartışmalar uzun süre devam edeceğe de benziyor. En azından, idari yargıda itiraz sürecini yaşayacağız.
Tarihimiz, Silahlı Kuvvetlerin ister kendi içinde siyasi görüş farkları yüzünden, ister siyasi kutuplaşmalara konu haline gelmesi yüzünden nasıl yıprandığını gösteren ibretlerle doludur.
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI
Ben Disiplin Kurulu üyesi olsaydım, “ihraç” değil, ihtar, uyarı, kınama, sicile işleme vb. gibi bir disiplin cezası verilmesi yönünde oy kullanırdım. Çünkü disiplinsiz bir davranış olduğu kesindir. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı, kelime anlamlarının ötesinde, siyasi bir slogandır. Hangi kesimlerce kullanıldığını bilmeyen yoktur.
İhraç ise gençlerin geleceği bakımından “ölçüsüz” bir ceza olduğu gibi siyasi tartışmaları da körükledi.
Orduya siyaset gölgesinin asla düşürülmemesi lazım. Bu bakımdan partili Cumhurbaşkanı konuya “ordunun iç işi” diye bakmalı, kendisi bir karar açıklamaksızın askeri yetkililerin karar vereceğini söylemeliydi.
Tören konuşmasında Cumhurbaşkanı’nın “eski Türkiye artıkları” gibi siyasi içerikli sözler sarfetmesi de yanlıştı. Harbiye’den mezun tarihî şahsiyetleri sayarken Fethi Okyar’dan bahsedip de Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa’yı anmaması da siyasi bir davranıştı.
Netice: Tanzimat reformlarının mimarı büyük hukukçu Cevdet Paşa, gayenin “devlet-i muntazama”, yani şirazesinden çıkmış Osmanlı’nın “düzenli devlet” haline gelmesi olduğunu yazmıştı. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki zabıtlarda da aynı kavram görülür.
Düzenli devlet, yani kurallar ve kurumlar devleti.
Bu olmadan gelişmiş ülke olamıyoruz işte.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025