Taha Akyol

Taha Akyol
Taha Akyol
Tüm Yazıları
Taha Parla’ya saygı
3.12.2025
163

Prof. Taha Parla vefat etti. Anayasa tarihi ve yakın tarih üzerine değerli çalışmaları vardı. Fikren ‘sol liberal’ denilebilir.

Kendisini rahmet ve saygıyla anıyorum.

Onun ilk okuduğum kitabı, “Ziya Gökalp, Kemalizm ve Türkiye’de Korporatizm” adlı eseridir. (İletişim Yayınları)

Atatürk’le Ziya Gökalp’in anlaşamadıklarını, ikisi de milli devlet yanlısı olmakla birlikte aralarında önemli görüş farkları bulunduğunu ilk defa Erol Güngör ve Niyazi Berkes’te okumuştum. Parla’nın kitabında daha derinlemesine bilgiler var.

Atatürk’ün “Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin Namık Kemal, fikirlerimin babası Ziya Gökalp'tir" dediğine dair sık sık tekrarlanan bir rivayet varsa da bu belgeli değildir. Tarihi gerçeklere ve Atatürk’ün kişiliğine de uymuyor.

Taha Parla, Atatürk’ün tam bir “devrimci”, Ziya Gökalp’in ise “devrimci olmayan, hızlandırılmış evrimci değişim” yanlısı olduğu yazar. (s. 156)

Parla, Gökalp’in kitaplarının en geç 1923’te basıldığını, Atatürk döneminde basılmadığını, 1940’larda Latin harfleriyle basılmaya başlandığını hatırlatır.

 

TÜRKİYE’DE ANAYASALAR

Taha Parla’nın diğer önemli bir eseri “Türkiye’de Anayasalar” kitabıdır. (Metis Yayınları)

1921 Anayasasından 1916’ya kadar olan araştırma ve makalelerini kapsar. Bizde anayasa tarihleri, genellikle anaya metinlerinin tarihidir. Merhum Parla ise hukuki metinlerin arkalarındaki ideolojileri tahlil eder. Eserin orijinal tarafı budur.

Mesela anayasalarımızda “militarizm” etkisini tahlil eder, anayasa değişiklikleriyle bunun azaltıldığını anlatır. Anayasalarda “bir tek adamın yönetimi olan monokrasinin çağdaş (!) biçimlerini” araştırır.

Biraz beğendiği anayasa, 1961 anayasasıdır fakat:

“1961 ve 1982 anayasaları askeri darbeleri ve darbe anayasalarını meşrulaştırıcı, çağdışı ve militarist bir ilkeyle, bir kavramsal ilkeyle hareket etmektedirler…” (s.35)

Her iki anayasada da “Kemalist ideoloji ve korporatist siyasi teori” etkilidir.

Başkanlık sistemleri?.. “Demokrasiye en uzak yönetim biçimi monokrasi ve türleridir.” Başkanlık sistemini şiddetle eleştirir.

Parla CB sistemini “hevessizlikten” yazmadı ama nasıl bir sistemin gelmekte olduğunu yazdı:

“Muhafazakâr Montesquieu’nün korktuğu olmak üzeredir: Yasama ve yürütme erklerinin aynı kurulda, hele tek-şahısta toplanması özgürlükler için en büyük tehlikedir. Kuvvetler ayrılığı diye takdim edilen başkanlık sistemi, daha önce birçok başka yerde olduğu gibi burada da aslında kuvvetler birliği projesidir.” (s. 208)

 

ARAŞTIRARAK ANLAMAK

Merhum Taha Parla’nın “Türkiye'de Siyasal Kültürün Resmi Kaynakları” adlı kitabı üç cilttir. Birinci cilt “Atatürk’ün Nutku”, ikincisi “Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri”, üçüncüsü “Kemalist Tek Parti İdeolojisi ve CHP’nin Altı Oku” adlarını taşır. (İletişim Yayınları)

Bu kitaplar sadece belge yayını değildir, daha çok araştırma ve tahlil niteliğindedir.

Parla, Mahmut Esat Bozkurt’un “Türk inkılabı Atatürk’ün kafasının bir fotografisinden ibarettir” sözünü nakleder.

Tarihin akışını değiştiren bu kafa, hangi kaynakları okuyarak, etkilenerek oluşmuştur? Bu fevkalade önemli sorunun cevabını almak için da Şükrü Hanioğlu’nun kısa sürece üç baskı yapan “Atatürk, Entelektüel Biyografisi” adlı emsalsiz eserini okumak gerekir.

Hanioğlu’nun kitabını ayrıca yazacağım, kendisiyle bir mülakat da yapmak istiyorum.

 

NEDEN OKUMALI?

Merhum Taha Parla hakkında yazmaya beni sevk eden âmil, onun araştırma ruhu ve bizlere okumamız için bıraktığı eserleridir.

Her fikirden seviyeli eserleri okumalıyız. Zihnimizin pencerelerini açmak, ufkumuzu genişletmek, tahlil kabiliyetimizi geliştirmek için okumalıyız.

Bu, sadece “bizden” eserleri okumakla olmaz. Asıl zihin açıcı kitaplar, zihinlerde soru işaretleri oluşturan kitaplardır; meraklar uyandıran, yeni bilgilere ihtiyaç yaratan kitaplar.

Tek fikrin tahakkümü totaliter hayaldir. Kaldı ki “benim fikrim”in de değişik yorumları olabilir ve fikirlerin gelişmesi için bu gereklidir de…

Çağımız insanı çok meşguldür. Boş zamanlarında eğlenceye düşkün olanlarımız da az değildir. Fakat hiç olmazsa “aydın” sıfatını taşıyanlar, yazanlar, çizenler, akademisyenler, toplumu yönlendiren politikacılar mutlaka bu çağın gerektirdiği düzeyde çoklu-bilgi ve geniş ufuk sahibi olmalı.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar