Taha Akyol
Mısırlı genç Ahmet Hüseyin darbeci Sisi rejimi tarafından idama mahkum edilmiş. 16 Ocak’ta elektronik vize ile Atatürk havalimanına geliyor ve resmen iltica talebinde bulunuyor. Fakat “Mısır’ın iadesini istediği suçlular listesi”nde ismi var diye hemen ertesi gün Kahire’ye teslim ediliyor.
Bu, vahim bir insan hakları ihlalidir. Bir an için Mısır, General Sisi, Hüseyin kavramlarını unutalım, konuya sadece insan hakları ve Türkiye’nin hukuki itibarı açısından bakalım.
Anayasa Mahkemesi kararları
Aralık 2015’te bir İran vatandaşı Türkiye’ye iltica etmiştir. Tahran bu kişinin “rejim karşıtı” bir suçlu olduğundan bahisle iadesini istemiştir. Fakat İranlının avukatı Anayasa Mahkemesi’ne acilen başvurarak iade işleminin durdurulması için tedbir kararı verilmesini istemiştir.
Anayasa Mahkemesi, İran kanunlarında idam cezasının bulunmasını yeterli sayarak 16 Aralık 2015 günü şu kararı vermiştir:
“Ülkesine sınır dışı edilmesi halinde yaşamına yönelik ciddi bir tehlike ile karşılaşma ihtimali bulunduğu anlaşıldığından, tedbir talebinin kabulüne...”
Hatta AYM’ye göre, İran’da kırbaç cezasının bulunması bile, Tahran’ın istediği “suçlu” İran vatandaşlarının iadesine engeldir; AYM bunların iadesinin tedbiren durulmasına karar vermiştir. (Başvuru No: 2015/17658)
Kendi Anayasa Mahkememizin böyle yüzlerce kararı vardır. Rusya, İran, Arap ve Orta Asya devletlerinden Türkiye’ye sığınan birçok kimsenin ülkelerine iadesini, bizim Anayasa Mahkememiz oralarda ‘kötü muamele ve idam’ ihtimalleri bulunduğu gerekçisiyle tedbiren durdurmuştur.
Mısırlı Hüseyin ise, hakkında idam mahkumiyeti olduğu halde Kahire’ye teslim edilmiştir!
İdam cezası
Çağımızda insan hakları kavramı ve uluslararası hukuk kuruluşlarının raporları öylesine önemli hale gelmiştir ki, bizim Anayasa Mahkememiz mesela Uluslararası Af Örgütü’nün raporlarını, bir ülkede ağır insan hakları ihlallerin olup olmadığı konusunda referans kabul ediyor!
AİHM kararları kesinlikle bağlayıcı olduğu gibi, böyle raporların bile büyük önemi var.
Bunları tanımamak, bunların sonuçlarını ortadan kaldırmıyor.
Konu siyaseten istismara da açıktır. 15 Temmuz darbecilerinden bazılarının Yunanistan’a sığındığı biliniyor. Haklı olarak bunların iadesini istedik. Fakat Yunan Yargıtayı, “Türkiye’de devlet adamları idam cezasının geri getirileceğini söylüyor, böyle bir ihtimal var” diyerek, bu kişilerin Türkiye’ye iadesinin durdurulmasına karar veriyor! Bu konuda ceza hukuku uzmanı Prof. İzzet Özgenç’in “Suç Örgütleri” adlı kitabına bakabilirsiniz. (Sf. 82-83)
İdam cezasının geri getirilmesi seçim nutuklarıydı; böyle bir ihtimal yoktu ve yoktur ama Yunan Yargıtay’ı kullanıyor.
Mısırlı Hüseyin siyaseten değil de bürokratik hata ile iade edilmişse bile mesele hukuken vahimdir; açıklığa kavuşturulmalıdır.
Dahası, bu gencin elleri arkadan kelepçeli resmini çekip paylaşan temizlik işçisi hakim kararıyla tutuklandı!
Ne gerekçeyle?.. “Halkı kin ve düşmanlığa teşvik” gerekçesiyle!..
Hiçbir hukukçu çıkıp böyle bir fotoğrafın suç olabileceğini açıkça iddia bile edemez ama tutulama sebebi olabiliyor!
Neyse ki sosyal medyada yaygın tepkiler oldu ve tutuklama kararı kaldırıldı.
Devletin bekası için hukuk
Gencecik bir insanın bürokratik hata bile olsa idam edilmek üzere ülkesine gönderilmesi o insan için bir trajedidir.
Fakat hukuka aykırı olaylar, hukuka aykırı yargısal kararlar, delilsiz iddianameler, mesnetsiz tutuklamalar, haksız mahkumiyetler, hele de yargının siyasallaşması gibi endişeler arttıkça sorun Türkiye için daha önemli hale gelmektir.
HSK Başkanı ve siyasi sorumluluk sahibi bakan sıfatıyla Adalet Bakanı Gül yargıda yapılan bu tür ihlaller “yargısal tasarrufların meşruiyetine ve yargıya olan toplumsal desteğe de zarar verebilmektedir” diye konuştu.
Ondan sonra da diyoruz ki, Türkiye güvenli limandır, gelin yatırım yapın!
Türkiye’nin “beka davası” için en önemli, en öncelikli milli, vatani ve insani görev, içte de dışta da güvenilir, kararlarının “meşruiyeti” zedelenmemiş bir “hukuk devleti” düzeyine yükselmektir.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.11.2025
12.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
29.10.2025