Taha Akyol
28 Şubat döneminde merhum Hasan Celal Güzel “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan mahkum edilmişti, şimdi Canan Kaftancıoğlu aynı suçtan mahkum edildi.
O zaman muhafazakarları dövmek için bu suç tanımının yargı tarafından kötüye kullanılmasını eleştirirdim. Yine o zaman Ecevit hükümetinin saygın Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de bu suç tanımımın yargı tarafından “aşırı ve zorlama yorumlarla” uygulanmasını eleştirirdi…
Yargıyı düzenleme ve etkileme gücüne sahip iktidar değişti, aynı madde şimdi öbür tarafı cezalandırmak için kullanılıyor.
Maalesef adalet yeterince tarafsız ve bağımsızdır diyemiyoruz.
YARGITAY YOLU KAPALI
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na 2012’den 2017’ye kadar olan zaman içinde attığı çeşitli tivitlerden dolayı 5 aynı suçtan 9 yıl 8 ay hapis cezası verildi. Basında çıkan bazı haberlerin aksine, maalesef temyiz (Yargıtay) yolu kapalıdır!
Çünkü her bir suç için verilen ceza 5 yılın altında olduğu için Yargıtay’a gidemeyecek, İstinaf ne karar verirse o kesinleşmiş olacak.
Yargıtay veya İstinaf, fark eder mi?
Elbette fark eder, hem de bazen çok fark ediyor.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun bütün üyelerini siyasi irade belirlemektedir. (Partili Cumhurbaşkanı ve Meclis’teki nitelikli çoğunluk, yani AK Parti ve MHP).
HSK istediği zaman İstinaf Mahkemesi üyelerini değiştiriveriyor. Enis Berberoğlu davasında, İstinaf Mahkemesi üyelerinin bir gecede değiştirilmesi bunun bir örneğidir; daha da önce de yazmıştım. (Hürriyet, 18 Ocak 2018)
Ama HSK Yargıtay üyelerini değiştirmez. Yargıtay üyeliği, dış etkilere karşı daha korunaklıdır.
İSTİNAF MAHKEMELERİ
Düşünün ki, Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan ile benzer durumdaki gazeteciler darbe suçundan ağırlaştırılmış müebbed hapse mahkum edildi ve İstinaf bunu onayladı!
Ama Yargıtay, “bu darbe suçu değildir” diyerek mahkumiyetleri bozdu; örgüte yardım suçunu işaret etti. Mehmet Altan’ın da tamamen beraatına karar verdi.
Farkı görüyor musunuz? Yargıtay yolu kapalı olsaydı; müebbed hapis kesinleşmiş olacaktı!
Bu noktada Adalet Bakanı Gül’ün gerçekleştirmeye çalıştığı “yargı reform paketi”, çok sınırlı bir iyileşmeyi amaçlamış olsa da, gerçekten önemlidir.
Paket, görüş açıklamaktan kaynaklanan suçlara, ceza miktarı ne olursa olsun Yargıtay yolu açılmasını öngörüyor.
Bakan bunu samimiyetle savunuyor ama bakalım Meclis’ten nasıl geçecek?
Yargıtay yolu açılmazsa, Kaftancıoğlu hakkındaki mahkumiyetler çok tartışılacak, Türkiye’nin hukuk imajını daha da zedeleyecektir.
İstinaf ne karar verir şimdiden bir şey denilemez Yargıtay gibi bir üst denetim yolundan geçmeden kesinleşecek kararların büyük tartışmalara yol açacağı bellidir. Yargıtay yolu mutlaka açılmalıdır.
Sorun, evrensel hukuka uygun olup olmamaktır. Her şeye rağmen Yargıtay’da bu yönde belirgin bir dikkat var.
EVRENSEL HUKUK
Kaftancıoğlu hakkındaki kararlar da evrensel hukukun denetiminden geçmelidir. Mesela Yargıtay’a göre, şiddet çağrısı içermeyen açıklamalar “kin ve düşmanlığa tahrik” sayılamaz. Hele de “ortaya bir infial, herhangi bir taşkınlık” çıkmamış ise, soyutta kalan beyanlarla “kin ve düşmanlık” suçu işlenmiş olmaz. (Yargıtay CGK, 29.4.2008, E. 2007/8-244, K. 2008/92)
Örgüt propagandası mı?.. Türkiye bu konudaki Terörle Mücadele ve TCK maddelerini evrensel standartlara uygun hale getirmek için AB ile müzakere halindedir. Bu standartları gözeten bir kararla, gözetmeyen bir karar arasındaki fark büyük olur…
AİHM’nin “politikacılar çok sert eleştirilere herkesten çok tahammüllü olmalıdır” diye özetleyebileceğim içtihadı da bir evrensel hukuk kaidesidir. (İncidal Kararı, gün: 9.6.1998, no: 22678/93)
Marjinal görüşleri şiddetten arındırmanın yolu özgürlükler ve hukuk güvencesidir.
Kaftancıoğlu hakkındaki mahkumiyetler evrensel hukuka uygun mu? Kaftancıoğlu il başkanı olmadan önce niye eski tarihli tivitler soruşturma konusu olmamış?
Bunlar ciddi sorulardır. Hele de Adalet Bakanı’nın “keyfi tutuklamalar”dan, ve “yargının meşruiyetine zarar veren kararlardan” yakındığı ülkemizde hukuku her şeyin üstünde tutmak hepimiz için insani ve milli bir görevdir.
Gerçek anlamda “hukuk devleti” olmak Türkiye’yi iç barışta, diplomaside, terörle fiili mücadelede çok daha güçlü kılacaktır.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
2.12.2025
30.11.2025
28.11.2025
26.11.2025
25.11.2025
23.11.2025