Taha Akyol
Eğrisi Doğrusu
Tarihçi Prof. Dr. Zafer Toprak, üçüncü baskısı yayınlanan ‘Milli İktisat’ kitabı üzerine Taha Akyol’un sorularını cevapladı.
Hakkında 700 sayfalık kitap yazdığınız “Milli İktisat” hangi dönemi kapsıyor, neyi ifade ediyor?
Bu kitabın ilk baskısı neredeyse kırk yıl önce yayınlandı. O günden bu güne II. Meşrutiyet dönemini kapsayan sayısız araştırma çıktı. Türkiye’de iktisat tarihi çok yol katetti. İktisat tarihi paradigmaları köklü dönüşümlere uğradı. Bu evrede Türkiye’de Milli İktisat önemini yitirmedi. Kitap her yeni baskısında güncellendi. Son günlerde çıkan yeni baskısında yer alan “Yeni Bir Bakış”la 20. yüzyıl Türkiye ekonomisinin bir panaroması çiziliyor.
Son kırk yılda 20. yüzyıl tarihini ele alan çalışmalarda temel kaynak olarak kitaba sürekli Türkiye’de Milli İktisat’a gönderme yapıldı. Yayın dünyasında kaynakçalarda konuyla ilgili olsun olmasın yer aldı. Zamanla klasik bir başvuru kaynağına dönüştü. Kitabın kapsadığı dönem II. Meşrutiyet diye bildiğimiz ve Osmanlı’nın sürekli savaştığı bir evre. Hocamız Tarık Zafer Tunaya’nın “Cumhuriyet’in laboratuvarı” diye nitelediği, imparatorluğun birçok alanda köklü dönüşümler geçirdiği bir dönem II. Meşrutiyet yılları. Türkiye iktisat tarihi açısından ise 20. yüzyıl tarihimizin başlangıç evresi olarak görülüyor Milli İktisat.
NEDEN GAYRİ MÜSLİMLER?
Osmanlı Hıristiyanları neden modern eğitim ve ekonomiye daha erken geçtiler? Bu, Müslümanları nasıl etkiledi?
Osmanlı’da genellikle gayrimüslimlerin ülke ekonomisinde farklı bir konumda olduğu söylenir. Bu en azıdan Tanzimat sonrası için geçerli olan bir görüş. Uzun yıllar askerlikten muaf oluşları, dış dünya ile bağlantılarda daha etkin bir konumda bulunmaları, zamanla kapitülasyonlardan istifade etmeleri, yabancı ülkelerin koruması altında girmeleri, etkin eğitim kurumlarına sahip olmaları gibi sayılabilecek birçok etmenden söz edebiliriz. Osmanlı eğitim kurumlarında gayrimüslimlerin ne denli önemli işlev gördüğünü kabul etmek zorundayız. Mülkiye Mektebi’nde öğrenciler uzun yıllar iktisadı Sakızlı Ohannes Efendi’den, maliyeyi Portakal Mihail Efendi’den okudular. Osmanlı’nın son döneminde ülkenin çağdaş bir görünüm kazanmasında gayrimüslimlerin önemli katkıları oldu.
TÜRKLER NEDEN GECİKTİ?
İmparatorluktaki halklar arasında en son Türkilerin milliyetçiliğe yöneldiğini yazıyorsunuz. Neden böyle ve “Milli İktisat”la ilişkisi nedir?
Osmanlı Devleti çok etnik unsuru bir arada bulunduran bir imparatorluktu. Tüm imparatorluklar gibi… Fransız Devrimi ertesi milliyetçilik duygularının yaygın hale gelmesi Osmanlı topraklarında da bir dizi bağımsızlık hareketlerinin doğmasına neden oldu. Sırplar, Yunanlılar, Bulgarlar vesaire. Hatta 20. yüzyılda bu tür hareketler Araplar ve Arnavutlar arasında da görüldü. Balkan Harbi’nde bıçak kemiğe dayandı. Müslüman-Türk unsur artık imparatorluğun tek varisi olarak kendini gördü. Yitirilen topraklardan Anadolu’ya sürekli göç alınıyordu. Cihan Harbi ile bu yalnızlık hat safhaya vardı. İstemeyerek de olsa Almanya saffında savaşa girildi. Savaş sırasında ülke kendi yağıyla kavrulmak zorunda kaldı ve dışa kapalı bir ekonomik model olarak “milli iktisat”ı benimsedi.
‘MÜSLÜMAN BURJUVAZİ’
Kitabınızda İttihatçıların ‘Müslüman müteşebbis yaratma, burjuvazi oluşturma, içtimai inkılap, orta sınıf’ gibi kavramlar ve politikaları neyi ifade ediyor?
Milli iktisat son kertede bir orta sınıf hareketi olarak görülebilir. Daha doğrusu Batı’da “burjuvazi” diye nitelenen, sermaye birikimine yönelmiş bir kesimin oluşturulması… İttihat ve Terakki böyle bir kesimin doğuşuna destek oldu. Ülke kendi müteşebbislerini yaratma çabası içerisine girdi. Bu arada 1908 devrimi ile birlikte anayasal monarşinin temelleri atılmıştı. Siyasal gelişmeler ancak toplum katmanlarında köklü dönüşümlerle ayakta tutulabilecekti. O nedenle “ictimaî inkılâb” sözcüğü kullanılmaya başladı. Bu bir anlamda seküler bir toplumsal düzene geçiş için bir dizi girişimlerini de beraberinde getirdi. Hukuk-ı Aile kararnamesi gibi şer’i hukuka mesafeli kararlar bu evrede alındı.
ABDÜLHAMİT DÖNEMİ
Bu süreçte Abdülhamid dönemini nasıl tanımlarsınız?
Kuşkusuz Abdülhamid döneminde özellikle eğitimde ve yayıncılık alanında önemli adımlar atılmıştı. Nitekim Jön Türk diye tanımladığımız 1908 devrimini gerçekleştirenler Abdülhamid’in eğitim kurumlarında yetişmiş kişilerdi. Abdülhamid ülkenin karşılaştığı tehlikeleri def edebilmek için mutlakiyetçi bir yönetim kurdu. Bu içeride aydın kesimi yeni arayışlara sevk etti. Abdülhamid İslam dünyasına aşırı güvendi. Oysa kendi ülkesini düzlüğü çıkarmak durumundaydı. Özgürlükler konusunda yeterince duyarlı davranmadı. Baskı rejimi korudu. Hatta sakıncalı gördüğü “tarih-i umumî” derslerinin yüksekokullardan kaldırttı. Tarihçiler Mükrimin Halil, Yusuf Akçura, Ali Reşad anılarında bu konuya değiniyorlar. Çağdaş tarih eğitimi II. Meşrutiyet ile birlikte gündeme geldi. 1908 ertesi 24 Temmuz Basın Bayramı oldu.
İTTİHATÇILAR VE MİLLİYETÇİLİK
İttihat ve Terakki’nin siyasi parti olmasının yanında Türk nüfusu iktisaden de örgütleyen bir ‘içtimai hareket’ olduğu görülüyor. Nasıl oldu bu?
İttihat ve Terakki ilk evrede liberal bir anlayışı benimsemiş, herhangi bir etnik ayırım gözetmeksizin ülkenin kalkındırılabileceği inancını taşımıştı. Bu en azından Balkan Harbi’ne kadar sürdü. Oysa daha 1908’den itibaren Düvel-i Muazzama diye bilinen Batı ülkelerinin Osmanlı toprakları üzerindeki emelleri ortaya çıkmaya başlamıştı. Cihan Harbi bir anlamda Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhakıyla başlamıştı. Balkan Harbi ile birlikte Osmanlı en verimli topraklarını yitirdi. Osmanlı coğrafyasında bulunan değişik etnik unsurların artık kendi başlarının çaresine bakma özlemi içerisine girdiklerini gördü. Bu koşullar altında siyasi örgütlenmeyle sonuç alınamayacağı kanısına varan İttihat ve Terakki ekonomiye el attı. Milliyetçilik artık Müslüman-Türk unsur için de tek kurtuluş yolu gözüküyordu. Uzun yıllar yöneticilikle yetinen, asker memur olma özlemi içerisinde olan toplumun bu kesimini üretici olmaya, ticarete, sanata atılmayı özendirdi. Tabii toplum katmanları seferber etme beraberinde bir tür “ictimaî hareket” doğurdu. Siyaset artık kapalı kapılar ardında yürütülmüyordu. Siyasi partiler vardı. Parlamenter rejim, basın özgürlüğü, kamuoyu, tüm bu etmenler ülkeyi topyekun bir dönüşüm anlayışına sevk etti.
‘MİLLİ’ KURUMLAŞMA
İttihatçıların ‘Milli İktisat’ siyaseti ne gibi hukuki ve iktisadi kurumlaşmalara, gelişmelere yol açtı?
Osmanlı Devleti, daha Milli İktisat politikaları gündeme gelmeden, 1908 ile birlikte önemli hukuki ve iktisadi kurumsallaşma sürecine girmişti. Bakanlıklar düzeyinde yapılan reform hareketleri, Batı tarzı bütçe düzenlemeleri, basın özgürlüğü, toplanma ve gösteri, dernek kurma özgürlükleri gibi bir dizi temel özgürlüklere yönelik mevzuat “İlân-ı Hürriyet” diye bilinen 1908 ertesi gündeme gelmişti. Hemen her alanda yurtdışına öğrenci gönderildi. Bu gidenler arasında Şükrü Saracoğlu, İbrahim Fazıl Pelin, Hasan Saka, Mustafa Şekip Tunç’tan tutun da Avni Lifij’e, Çallı İbrahim’e kadar Cumhuriyet’in sayılı bilim ve sanat insanı bu tarihlerde tarafından yurtdışına gönderildiler. İktisat alanında ise önemli kurumsal yapı değişikliği Cihan Harbi yıllarında gerçekleştirildi. Bu devletin ekonomiye müdahalesi sonucu doğdu. Artık Osmanlı’nın kendi kâğıt parası, “evrak-ı nakdiyye” vardı. 1908 sonrası ulusal bankalar savaş yıllarında daha bir ivme kazandı. Osmanlı Bankası’nın yerini alacak olan İtibar-ı Milli Bankası 1917’de kuruldu. Savaş koşullarında iaşe sorunu için kurumsal düzenlemeleri gidildi, İaşe Nezareti kuruldu. İktisadiyyat Meclisi ülke ekonomisi için karar mercii oldu. Savaş ekonomisi sonucu piyasa göstergeleri bir kenara bırakılmış, bir tür “devletçilik” uygulamaya sokulmuştu.
Fransız Devrimi ertesi milliyetçi duygularının yaygın hale gelmesi Osmanlı topraklarında da bir dizi bağımsızlık hareketlerinin doğmasına neden oldu. Sırplar, Yunanlılar, Bulgarlar vesaire... Milliyetçilik artık Müslüman-Türk unsur için de tek kurtuluş yolu gözüküyordu.
‘Milli İktisat’ siyaseti iktisadi üretimi nasıl etkiledi?
Milli İktisat siyaseti köklü kurumsal düzenlemelere gitmişse de, savaş koşullarında üretimde olumlu gelişmeler beklenemezdi. Osmanlı Devleti Tanzimat sonrası önemli ölçüde dışa bağımlı bir konumdaydı. Tahılını bile yurt dışından ithal ediyordu. Cihan Harbi başladığında savaşın en geç 1914 Noel’inde son bulacağı beklentisi vardı. Oysa dört yıl sürdü. Osmanlı’nın bunu kaldırabilecek takati yoktu. Kırsal alanda üretici kesimin silah altına alınması var olan sınırlı üretim kapasitesine de ket vurdu. Sivil halktan, kadınlardan, silah altına alınmamış kesimden amele taburları oluşturma gereği duyuldu. Ama madalyonun bir de ters yüzü vardı. Ülkede birçok anonim şirket savaş yıllarında kuruldu. Sermaye birikimi konusunda duyarlılık artmıştı. İktisadi bağımsızlık özlemi savaş ortamında zemin kazandı. 1923 Türkiye İktisat Kongresi büyük ölçüde savaştan alınan dersleri ifade ediyordu.
LİBERAL MALİYE NAZIRI
İttihatçıların Maliye Nazarı liberal Cavit Bey’in ‘Milli İktisat’ta rolü nedir?
Osmanlı’nın yumuşak karnı iktisattı. Bunu yayınlanmış ders kitaplarından çıkarsayabiliyoruz. Yüksekokullarda okutulan iktisat yıllarca Adam Smith’in liberal anlayışının ötesine geçemedi. İttihatçıların Maliye Nazarı Cavid Bey de bu kervana katılmış kişilerden biriydi. Hiçbir zaman Milli İktisat ile yıldızı barışmadı. Ama o tarihlerde paradoksal olarak maliye ile liberal iktisat farklı çizgileri ifade ediyordu. Osmanlı maliyesine çeki düzen veren kişi Cavid Bey oldu. 1908-09 bütçesi son derece çağdaş bir anlayışla düzenlenmişti ve bu onun eseriydi. Yurt dışına maliye müfettişliği için öğrenci gönderilmesi yine onun sayesinde oldu. Ama ömrü bütçeyi denk duruma sokabilmek için yurt dışında kapı kapı borç aramakla geçti. İttihatçıların iktisat alanında radikal kanadından farklı düşünüyordu. Teşvik-i Sanayi Kanunu’na sıcak bakmadı. Ülkeyi tarım ülkesi olarak görüyordu. Demode uluslararası iktisadi iş bölümüne inanıyordu. Ama son kertede koyu bir İttihatçıydı. Merkez-i Umumi’nin aldığı kararlara boyun eğdi. Cihan Harbi’ne Osmanlı’nın girişine muhalif olması ve nazırlıktan istifa etmesine rağmen, her zaman Talat Paşa’yı destekledi. Savaş ekonomisinin yönetiminde arka planda kalsa da önemli rol oynadı.
MİLLİ İKTİSAT’ VE CUMHURİYET
‘Milli İktisat’la Milli Mücadele ve Cumhuriyet arasındaki iktisadi ve sosyolojik bağ nasıldır?
Cumhuriyet’in “milli iktisat” politikasıyla Meşrutiyet’in arasında yakın bir bağ vardı. Cumhuriyet Meşrutiyet’ten çok şey öğrendi. Özellikle savaş yıllarında yaşananlar Cumhuriyet kadrolarını derinden etkiledi. Savaş kâğıt parayı devreye sokmuş, İttihatçılar savaşı enflasyonla finanse etmişlerdi. Bir aralık yıllık fiyat artış oranı yüzde 400’ü bulmuştu. Enflasyonu bir anlamda Türkler icat etmişti. Cumhuriyet bundan ders almayı bildi. İkinci Dünya Savaşı’na kadar “Denk Bütçe, Sağlam Para” Cumhuriyetçi kadroların şiarı oldu. İttihatçılar savaşla birlikte ilk yaptıkları iş kapitülasyonları kaldırmak olmuştu. Ama bu tek taraflıydı ve buna ilk itiraz eden ülke kendi müttefiki Almanya’ydı. Savaşta yenik düşünce kapitülasyonlar tekrar kondu. Hatta Sevr’de katmerli bir biçimde gündeme geldi. Lozan’da kapitülasyonların kaldırılması için büyük mücadele verildi. Cumhuriyet kurulduktan sonra iktisat alanında en köklü dönüşüm finansal yönde oldu. Türkiye kendi “yerli ve milli” finansal kurumlarını oluşturmak durumundaydı. Bu evrede Atatürk, Celal Bayar ile birlikte hareket etti. 1924’te İş Bankası kuruldu. İş Bankası iştiraki olarak 1925’te Anadolu Sigorta, 1928’de Milli Reasürans doğdu. Osmanlı’nın döviz bağlamında en büyük kan kaybı, borç taksitlerinin yanı sıra banka ve sigortacılığın yurt dışına yaptığı transferlerdi. Cumhuriyet bundan da ders almıştı. Önce borç ödemelerini Lozan ertesi düzene soktu. Ardından bankacılık ve sigortacılığı ulusal bir tabana oturttu. Milli İktisat”ın gündemine altığı ama savaş ortamında gerçekleştiremediği sanayileşme sorununa el attı. Önce Devlet Sanayi ve Maadin Bankası’nı kurdu. Ardından Sanayi Ofisi ve 1933’de Sümerbank doğdu. Sümerbank Türkiye’nin sanayileşmesinde, İş Bankası ile birlikte önemli bir rol oynadı. 1933’te ilk Sanayi Kalkınma Planı kabul edildi. Türkiye İkinci Dünya Savaşı’na hazırlıklı girdi. Üç beyazda, un, şeker, pamukta artık kendi kendine yeterliydi. Cumhuriyetçi kadrolar İttihatçılardan olumlu ve olumsuz bağlamda çok şey öğrenmişlerdi. Bu nedenle Tarık Zafer Hocamızın II. Meşrutiyet’i Cumhuriyet’in Laboratuvarı olarak görmesi son derece anlamlıdır.
‘Milli İktisat’ yöneticilikle yetinen, asker memur olma özlemi içerisinde olan Müslüman Türkleri üretici olmaya, ticarete, sanata atılmayı özendirdi. Cumhuriyet Meşrutiyet’ten çok şey öğrendi... Cumhuriyet kurulduktan sonra iktisat alanında en köklü dönüşüm finansal yönde oldu.
Son kertede şunu söyleyebilirim. Türkiye’de Milli İktisat kitabımız uzun yıllardır Cumhuriyet ile Osmanlı arasındaki kesintiyi sorguladı. Bu kesintiye sürekliliği ortaya koyarak aşma girişiminde bulundu. Kitap çıktıktan sonra 20. yüzyıl iktisat tarihi 1908’den başlatıldı. Meşrutiyet’in bir yıkım evresi olarak hakim görüş önemli surette revize edildi. II. Meşrutiyet tarihi “Enver, Talat, Cemal” macerası olmanın ötesinde değerlendirilmeye başladı.
ZAFER TOPRAK KİMDİR?
Koç ve Boğaziçi Üniversiteleri’nde ders vermekte olan Zafer Toprak,19. Yüzyıl ve 20. Yüzyıl Türkiye tarihçiliğinin önde gelen isimlerindendir. Toprak’ın ‘Milli İktisat, 1908-1918’ adlı eseri, İmparatorluğun bu son döneminde Türkilerin iktisada yönelmesini, ‘Müslüman Müteşebbis’ politikalarını inceledi. Eser, dünya tarihçilerinde büyük itibar göre. Üçüncü baskısı İş Bankası Kültür Yayınları’ndan yeni yayımlandı.
Toprak’ın daha önce Doğan Kitap’tan çıkan eserleri şunlar:
- Türkiye’de Milli İktisat, 1908-1918,
(İkinci Baskı)
- Türkiye’de Popülizm 1908-1923.
İttihat ve Terakki ile başlayan ‘halkçılık’ hareketini inceliyor.
- Türkiye’de Yeni Hayat. Cihan Harbi sonrası sosyal yaşamda Batılılaşmayı anlatıyor.
- Darwin’den Dersim’e Cumhuriyet ve Antropoloji. Türkiye’de milliyetçiliğin sosyolojiden, 1930’larda antropolojiye yönelmesini araştırıyor.
- İttihat ve Terakki ve Cihan Harbi. (Kaynak Yayınları) Cihan Harbi içinde uygulanan iktisat politikalarını inceliyor.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.09.2025
26.09.2025
24.09.2025
23.09.2025
21.09.2025
19.09.2025
17.09.2025
16.09.2025
14.09.2025
12.09.2025