Taha Akyol
Akdeniz’de ve özellikle de Türkiye ile Yunanistan arasında çözümlenmemiş ciddi deniz sorunları var. Kıta sahanlığı, kara suları ve son zamanlarda daha bir stratejik hale gelen Münhasır Ekonomik Bölge ihtilafları giderek büyüyor, Akdeniz’de sular ısınıyor.
Mesele siyasi güç rekabetinden ibaret değil.
Yunan iddiası, “adaların da karasularının ötesinde kıta sahanlığına ve münhasır ekonomik bölgeye sahip olması”dır. Bu geçerli hale gelirse Türkiye Antalya körfezine hapsolacaktır!
10 km. karelik Meis adası, 40 bin km karelik bir deniz alanından Türkiye’yi yasaklayabilecektir…
Çanakkale’den çıkan bir geminin Yunan karasularından geçmeden Akdeniz’e açılması zorlaşacaktır…
MEİS ADASI SİMGE
Meis adası simge halinde… Yunanistan’ın “anakara” iddiasının geçersizliğini göstermek için Türkiye bu ada çevresinde Natex (deniz uyarı notu) ilan ederek Oruç Reis gemisi ile sondajlara başladı…
Yunan donanması alarma geçti, Türkiye Oruç Reis’i savunmak için 21 Temmuz akşamı Marmaris’teki Aksaz üssünden 18 savaş gemisini yola çıkardı…
Miçotakis’in başvurusu üzerine Merkel devreye girdi, çatışma önlendi.
Çatışma önlendi ama Yunanistan’la Mısır 6 Ağustos’ta “deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşmasını” imzaladılar.
Yunanistan’dan Kıbrıs’a, oradan Mısır’a, İsrail’in de katımıyla Doğu Akdeniz Türkiye’ye kapatılmak isteniyor.
Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda da Meis’in Yunanistan’a verilmesini önlemek için de savaşın eşiğine gelmişti. Bunu ayrıca yazacağım.
GAZ VE PETROL REZEVRLERİ
Doğu Akdeniz’de gerilimin son yıllarda tırmanması, enerjiyle ilgili. Prof. Dr. Serhat Güvenç’e göre, Kıbrıs, Lübnan, Suriye, Filistin ve İsrail arasında kalan bölgede yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğalgaz, 1,7 milyar varil de petrol bulunduğu tahmin ediliyor. Sadece Kıbrıs havzasında 8 milyar varillik bir petrol rezervi olduğu düşünülüyor.
Bu enerji tablosu, diplomasiyi de tayin ediyor...
Rumlar Doğu Akdeniz ülkeleriyle ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ anlaşmaları yapmaya 2003’te başlamış, zamanla genişletmişti.
Türkiye bölgede sismik araştırmalar başlatarak ve KKTC ile Münhasır Ekonomik Bölge anlaşması imzalayarak tepki göstermişti. 2004’te, 2007’ ve 2009’da Hüsnü Mübarek’in Ankara ziyaretlerinde görüşülen en önemli konulardan biri Doğu Akdeniz ve enerji meseleleriydi.
Batı’da Türkiye’nin karşıtları gibi dostları da vardı.
O yıllarda Türkiye elbette Filistin davasını desteklemekle beraber, İsrail’le iyi ilişkilere sahipti, İsrail üstünde etkiliydi. Suriye ile İsrail’i uzlaştırmak için arabuluculuk yapan tek ülke Türkiye’ydi.
Esat’la da ortak kabine toplantıları yapıyorduk.
Doğu Akdeniz’de dışlanmamız söz konusu olamazdı.
‘GÖNÜL’ POLİTİKASI
Fakat 2011’de başlayan Arap Baharı, Ankara’da farklı heyecanlara yol açtı; “yüzyıllık parantez”in kapanması, “gönül coğrafyamızın” ayağa kalkması gibi duygularla yürütülen politikalar bu ilişkileri sarstı veya bozdu.
Ocak 2019’da Kıbrıs Rum Yönetimi (KRY), Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin ev sahibi Mısır tarafından “Doğu Akdeniz Gaz Forumu” kurulduğu açıklandı.
Türkiye’nin dışlanmışlığını görüyor musunuz?
Diplomat ve stratejist Sinan Ülgen, Eğrisi Doğrusu mülakatında durumu şöyle anlatıyor:
“Arap Baharı sonrasında yürütülen dış politika neticesinde, karşımızdaki Yunanistan ve Rum Yönetimi arasındaki geleneksel ittifaka İsrail ve Mısır da eklendi. Bir başka deyişle, biz bu ülkeleri Yunanistan’a ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne hediye ettik. Doğu Akdeniz’deki izolasyonumuzun temel nedeni bu…” (Karar, 20 Ocak 2020)
AKILCI POLİTİKA
Sinan Ülgen’in de belirttiği gibi Libya politikamız doğru, hatta Akdeniz diplomasisinde tek dayanağımız; ama yeter mi?
Geçmişteki bütün kriz dönemlerde Batı’da Türkiye karşıtları gibi Türkiye dostları da olurdu, son yıllarda niye onlar da gözükmüyor?
Artık işitmediğimiz “dostlarımızı artırmak düşmanlarımızı azaltmak” böyle unutulacak bir ilke midir?
Türkiye elbette boyun eğmeyecektir.
Fakat kazançlarımızın bedelleri neden ağır olsun?
Türkiye dünya yelpazesindeki yerinin neresi olduğu konusunda oluşan soruları gidermeli, uzun tarihi tecrübelere dayalı Türkiye Cumhuriyeti’nin klasik diplomasisine dönmelidir: Diplomasi diliyle yürütülen, rasyonel politika…
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
23.05.2025
22.05.2025
18.05.2025
15.05.2025