Taha Akyol
Yunanistan daima arkasına Batılı bir veya birkaç gücü alarak genişledi, Türkiye’nin yalnızlık zamanlarını kolladı.
Balkan Harbi 1912’de çıktığında Türkiye yalnızdı. Yunan Selanik’e girerken, adaları alırken, Bulgar Çatalca’ya dayanırken Türkiye’nin tek müttefiki yoktu.
Sevr antlaşmasının mimarı olan fanatik İngiliz Başbakanı Lloyd George, 1919’da Paris Konferansı’nda açıkça söylemişti: Doğu Akdeniz’de İngiliz imparatorluğu için “güçlendirilmiş bir Yunanistan yararlı bir müttefik olabilirdi.” İngiliz sömürgeleri olan Hindistan ve Yeni Zelanda ulaşımını sağlayan Süveyş’te ve Orta Doğu petrollerinde İngiliz çıkarları için Yunan bekçilik yapabilirdi. Venizelos da buna hazır olduğunu söylemişti. (Margareth MacMillan, Paris 1919, s. 348 vd)
Yunan’ın İzmir’e asker çıkarması o toplantıda karara bağlanmıştı.
Bugün Lloyd George yerine Macron’u, petrol yerine Doğu Akdeniz’deki gaz yataklarını, Süveyş yerine de Yunanistan’la hareket eden Mısır ve diğer Arap ülkelerini koyun… Stratejik tablo budur.
DOĞU AKDENİZ HEGEMONYASI
Yunanistan deniz kaynakları ve kıta sahanlığı sorunlarını yeniden ateşlemek için Türkiye’nin yine zor zamanını seçti. Yine arkasına bu defa Macron’un Lloyd George kadar kör aynı derecede fanatik desteğini aldı.
Macron Doğu Akdeniz yataklarında Fransa’yı pay sahibi yapacağı gibi, Yunanistan, Rum Yönetimi, Mısır, Körfez şeyhlikleri, Suud ve İsrail’den oluşan Türkiye karşıtı koalisyonun da lideri haline gelmektedir!
Macron’un Lübnan ve Irak gezileri de bu çerçevededir.
Fransa’nın Birinci Dünya Savaşı’ndaki en büyük gizli paylaşım projesi olan Sykes-Picot anlaşmasından beri Doğu Akdeniz’e ilgisi malumdur.
Üstelik yakın zamana kadar Türkiye’ye daha yakın duran İspanya ve hatta Türkiye ile ortak tatbikat yapan İtalya da maalesef 10 Eylül’deki Med-7 toplantısında Yunanistan ve Macron’un yanında yer aldılar!
Macron Avrupa’da etki erozyonuna uğrayan Fransa’yı bir Doğu Akdeniz hegemonyası inşa ederek güçlendirmeye çalışıyor. Aynı zamanda seçimler için yatırım yapıyor.
Peşine düştüğü iş bu!
Yunanistan da Macron tarafından körüklenen bu geniş yelpazenin Türkiye’yi sıkıştırmasıyla Doğu Akdeniz kaynaklarından ve kıta sahanlıklarından Türkiye’yi mahrum etme hesabı gütmektedir.
TÜRKİYE’NİN DOSTLARI?
İlk sormamız gereken soru, bu büyük stratejik güç savaşında Türkiye’nin müttefiklerinin kimler olduğudur!
Libya anlaşması hayati derecede değerlidir ama yeterli midir?
Katar yanımızda ama yeter mi?
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu doğru bir beyanla “AB’nin sınırları Yunanistan’dan değil, Türkiye’den başlar” dedi.
Keşke bunu hiç akıldan çıkarmamış ve Avrupa’da herkesin değilse bile bir takım çevrelerin zihnine yerleştirmiş olsaydık.
Keşke “Rusya stratejik ortağımızdır” derken… Yahut “Bunlar Haçlı ittifakı” derken… Ya da yıllarca Mısır’a ateş püskürürken… AB’ın, NATO’nun, Doğu Akdeniz’in önemini unutmamış olsaydık.
Maalesef öteden beri Türkiye’nin yanında yer almış çevrelerin desteğini de kaybetmiş durumdayız.
Türkiye’nin “Batılı müttefik” imajı zayıflamasıyla dış politikadaki yalnızlaşmamız atbaşı gitti… Batı’daki Türkiye düşmanları da bundan yararlardı, işte Sarkozi ve ardından Macron…
İDEOLOJİDEN DİPLOMASİYE
Mısır’ın başkenti Kahire’de 15 Ocak 2019’da 7 imza ile “Doğu Akdeniz Gaz Platformu”nun kurulduğu açıklanmıştı: Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün, Filistin, Rum Yönetimi ve ev sahibi Mısır!
Mısır’la ilişkileri bir noktadan sonra düzeltmek gerekmez miydi
Mısır Türk-Yunan sorunlarında dengeli hareket ederdi, ama artık açıkça Türkiye karşıtı…
S-400’leri neye almıştık, neye yaradı?
Rusya’ya o kadar yaklaştık ama Putin PKK ve YPG’den vazgeçmediği gibi bu sorunda da Yunanistan’dan yana tavır koydu. Hatta Rus Dışişleri Yunanistan’la “ruhani bağlar”dan bahsetmeye başladı!
Doğu Akdeniz’e sahili olan devletlerden bir tane dostumuz var mı?
ABD’de Türkiye’yi destekleyen çevreler niye ortada yok?
Türkiye elbette güçlüdür, elbette boyun eğmeyecektir ama ittifaklara, dostluklara ihtiyacı var.
Son on yıla kadar Türkiye böyle yalnız değildi. Eski ittifaklarımızı, tarih içinde oluşmuş ilişkilerimizi yeniden güçlendirmek zorundayız. Bunun için de Türkiye Cumhuriyeti’nin klasik diplomasisine dönmekten başka çare yok.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2025
11.11.2025
9.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
4.11.2025
2.11.2025
31.10.2025
29.10.2025
28.10.2025