Tanıl Bora
Medyada İmamoğlu iddianamesi haberlerinin sunumunda, “iddianamenin kodları” spotlarına denk gelenler olmuştur. Zaten onsuz olmazdı. Herhangi bir toplumsal ve siyasal olayın çözümlemek, yorumlamak, epeydir, bir kod çözme işlemi suretinde tecelli ediyor. Analizciler, yorumcular, uzmanlar, hepsi birer “dekoder”dir, namütenahi kod çözüyorlar.
Toplumsal’a dair, toplumsal bir meseleye dair söz alanların önüne, “toplumun kodları” çıkıyor; bakalım bu kodlara hâkim misiniz? Toplum yetmez tabii, asıl, “milletin kodları” çıkıyor. O da hafif kalır, “milletimizin kültürel kodları” dikiliyor, anlama gayretindeki faninin karşısına. Bakalım doğrulama kodlarına sahip misiniz? Ahmet Davutoğlu başbakanken, kadına karşı şiddetin temelinde yatan etkenleri sıralamaya, “kültürel kodlar”la başlamıştı.
“Milliyetçiliğin kodları” var, sonra; “Kime Türk milliyetçisi denir?”i bu kodlarla çözüyorsunuz. Veya, “Kod olarak milliyetçilik,” var. Derinine inmek için, “İstiklâl Marşı’nın kültürel kodları” gibi alt yazılımlar da olabilir. (Yerli-ve-millî’ye dalınca, mesela “Kocaeli’nin kültürel kodları”na da çıkabiliyor yolunuz.)
AKP etrafında, bizzat AKP kanaat üretim endüstrisinin gayretiyle, bilhassa coşkun bir kod ekonomisi hüküm sürüyor. “AK Parti teşkilatında yenilenmenin kodları” veya “AK Parti seçim beyannamesinin kodları” gibi güncel hadiselerden, “AK Parti siyasetinin kodları” veya “muhafazakâr siyasetin kodları” gibi makro ölçeklere kadar uzanıyor bu kodlama faaliyeti. Recep Tayyip Erdoğan’a mahsus ayrı bir kod dönüştürme işi var. “Erdoğan’ın açıklamasının kodları,” “Erdoğan’ın sözlerinin kodları,” “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barış diplomasisinin kodları,” “Erdoğan-Bahçeli görüşmesinin kodları”… böyle gırla gidiyor. 2021’de, Oğuz Göksu imzalı bir Siyasal Liderlik ve R. Tayyip Erdoğan’ın Liderlik Kodları kitabı yayımlanmış. Taraftarlarının dilinde, bu kod paleti, AKP’nin sihrinin bir tezahürü.
Hasmı kodlamak da aynı fasıldandır. “CHP’nin zihinsel kodları,” daha yaygın kullanımıyla “CHP zihniyetinin kodları,” gırla gidiyor. Allâmeler birkaç harften müteşekkil o kodları size verdiklerinde, CHP’liler ne derlerse desinler, ne yaparlarsa yapsınlar, halleri nice olursa olsun, “zaten” ne olduklarını biliyor oluyorsunuz – dekoderlerin hikmeti, işte.
Uluslararası siyasette, kodlar boldur: “AB’nin küresel egemenliğinin kodları,” “Türkiye-Amerika ilişkilerinde yeni dönemin kodları,” “Fidan’ın Çin ziyaretinin kodları” – ve tabii en fazla, “Ortadoğu’nun kodları” veya “Ortadoğu’nun siyaset kodları”…
Aklı-fikri bir kod setine indirgemek, esasen iktidarın kanaat endüstrisinin marifeti ve yatkınlığıdır. Fakat zamanın kelimelerindendir; bir ideolojik hegemonya fenomenidir. Muhalifler de dahil, herkes, kod peşinde. “Geleceğin kültürel kodları”ndan tutun, “sınıfın kültürel kodları”na, “yeni dönemin kodları”na, “yeni siyasetin kodları”na, “entelektüel ve sosyo-kültürel zihniyet kodlarımız”a…
Şu berbat kod klişesinin kodları nedir, biraz buna eğilelim…
***
Etimolojisi, Latince 1. ağaç kütüğü 2. büyük defter anlamına gelen codex’e dayanıyor; oradan İngilizcede-Fransızcada (code) yasa derlemesi, mecazen her türlü kurallar sistemi anlamını kazanmış (mesela giyim kodu/dress code gibi). - Şu günlerde konuşulan, “terörsüz Türkiye” için istisnai nitelikte “kod kanun” terimi, o bakımdan, bir acayip.
Günümüzde kod’un sözlük karşılığı: İletişimde kolaylık sağlamak amacıyla kullanılan harf, sözcük ya da sözcük gruplarını temsil eden simgeler sistemi… Kavramın bildiğimiz sayısız düz kullanımı, bunun örneğidir: Sipariş kodları, tescil kodları, renk kodları, telefon kodları... Şifre-şifreleme karşılığı da kullanılıyor; ki şimdiye kadar konuştuğumuz yaygın kullanımı, buna tekabül ediyor.
***
Sosyolojik analizde kod kavramının elbette bir yeri var. Bourdieu’nun habitus analizi, “kültürel kodlar” üzerinden ilerler. Belirli hal ve davranışların, simgelerin, usullerin, deyişleri arkasındaki anlam ve ilişkiler ağını, töreyi anlatır, kod dediğiniz. Pekâlâ işlevseldir. Mesele, bu kavramın enflasyona uğratılmasında, maymuncuk gibi kullanılması… Her konunun üzerine kod yapıştırılması… Mesele, bu şekilde kurulan kod söylemi… Sahiden anlamayı dert etmeyen, görmeyen-dinlemeyen; her şeyi bir an evvel önündeki “analiz” kutularından birine tıkıştırarak tasnif etmeye koşullanmış bir zihniyet evreni…
***
Kod söylemi, toplumsal olanı, siyasal olanı gizemli hale getiriyor. Herkesi, hepimizi ilgilendiren meseleleri, şifreliyor. Ancak o şifreleri bilenlerin konuşabileceği, anlayabileceği işlermiş gibi… Ancak bir sırdaşlar cemaatine ayân olan bilgiler söz konusuymuş gibi…
Kod söylemi, yerli-ve-millî söylemiyle de kolayca buluşuyor burada. Zira “kültürel kod,” “zihniyet kodları,” “milletin kodları” denilen şey; yerli-ve-millîlikle tanımlanan cemaatin kendine mahsus (“otantik,” “organik”) iç âlemine özgü olan, ancak onu yaşamış, onunla yoğrulmuş olanın anlayabileceği, “içimizdeki yabancıların” (“Beyaz Türklerin”) ise asla sezgisine varamayacağı bir duyuşu, bir idraki imâ ediyor genellikle.
Siyasal, toplumsal, kültürel olanı şifreleyen kod söylemi, tabii, komplo zihniyetiyle de çok kolay buluşuyor. Öyle ya; hiçbir şey göründüğü gibi değilse, o işin arkasında başka işler, karşımızdaki failin arkasında aslında başka güçler varsa, bunları çözecek bir kod anahtarına ihtiyaç vardır; komplo teorileri, kod anahtarlarıdır.
Kodlamaya ayarlanmış bu söylem içinde her konuşma; ortama yeni gelmiş, dedikoduları duymamış, yerel tabirleri bilmeyen bir “yabancı” karşısında bir boş malûmat üstünlüğünün tadını çıkaranların kasabalı hazzını tattırıyor sanki. Bütün dünyayı, bütün hayatı bir kasaba darlığında ‘biliyor’ olma zehabının hazzı…
Toplumsal dertleri, siyasal meseleleri, dekodersiz de konuşabiliriz. Kadın cinayetleri hakkında, -eşitsizlik hakkında, yoksulluk hakkında, iş cinayetleri hakkında…-, “kültürel kodlar”a uğramadan da, diyecek, yapacak bir şeyler olmalı.
Yazarlar
-
Taha AkyolSüreç nereye? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖcalan ziyareti olmuş sayıyor mu? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUBir ziyaretin ardından düşündüklerim 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBorçları SDG mi ödeyecek? 28.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUİmralı ziyaretiyle hangi noktaya geldik? 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezYeni Dünya Düzeni: Eski Eğilimler 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYCHP nereye koşuyor.... 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAPO anıtı yontuluyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğluİmralı ziyareti, ‘çözüm süreci’ne sahiplik gerektiğini söylüyor 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanSuriye’deki PKK ne olacak? Bu kanaat önderleriyle işimiz çok zor… 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKimse boşuna refah beklemesin 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKodlar 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNÜç görüntü: Amerikan katarı püfleye püfleye ilerliyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİlk adım Öcalan olunca süreç zorlanıyor 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanGizlice İmralı’ya gidildi ama daha turpun büyüğü heybede… 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİlk yılında Trump yönetimi: Yeni sınıf ittifakları ve alternatifler 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBir sistem bu kadar yanlış yaparsa kürtler ve aleviler zor durumdadır 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal ette skandal bitmiyor: Sığırlar da hep aynı şirketten alınmış! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRLİDER APO MU DEMİRTAŞ MI? 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUİmralı kararı bir semboldü! O kadar! 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
30.10.2025
17.10.2025
5.10.2025
20.09.2025
5.09.2025
23.08.2025
7.08.2025
24.07.2025
29.06.2025