Tuncer KÖSEOĞLU
Herkesin aksine Birgül Ayman Güler’e Meclis kürsüsünde söylediği, “Türk ulusuyla, Kürt milliyeti eşit değil” sözleri için kızgın değilim. Aksine Güler, padişahın memleketini vatan yapabilmek için 90 yıldır yürütülen asimilasyon ve herkesi Türk yapma politikalarının ürünü olarak, içe işleyen bir olguyu Meclis kürsüsünden dışa vurmuştur. Söylediklerinin bu memlekette her zaman karşılığı vardır. Şöyle ki; bire bir konuşmada bir insana “faşistsin” dediğinde deliye döner ve bunu kendine hakaret sayar. Hele bir de solcuysa bu söylediğin kişi direkt olarak senin üzerinde “devrimci şiddet” uygulamaya kalkar ki Allah korusun. Oysa özüne işleyen tam olarak da budur. Ayrıca faşizmin sağı, solu, orta yolu olmaz. Faşizm, bizim gibi olmayanları ya biz yapmaktır ya da ona hiçbir şekilde kendi kimliğiyle yaşam ve konuşma hakkı tanımamaktır.
Pekâlâ, bir Kürt, “Ne mutlu Türk’üm” dediği sürece ülkemizin birinci sınıf bir vatandaşı olmasında sakınca yoktur. Hatta pek bir sever egemen anlayış böylelerini... “Helal olsun adama kendisi Kürt ama bir Türk’ten daha çok sever vatanını” denerek kimlik siyasetinin üstünde medeni bir vurgu yapılır ki bunun hiçbir siyasi ve insani değerle ilgisi yoktur. Sadece ve sadece faşizmle ilgisi vardır. Oysa vatan sevmenin ne masa başında çizilen sınırlarla, ne de bizlere 90 yıldır yapılan içselleştirmeyle ilgisi vardır. Bir yeri sevmek için o yerde doğmak veya o yerle ilgili aidiyet hissi duyması yeterlidir. Birileri bir vakitler masada bir sınır çizip “Aha size kutsal vatan toprağı. Bu sınırları korumak ve kollamak, her türlü düşmana karşı koymak için mücadele edin” derse, bilin ki bu sadece o topraklarda yaşayan insanları yönetmek adına uydurulmuş koca bir yalandır. Bu ülke aslında yalanlar ve hamaset üzerine kurulmuştur. Yalanlar birer birer ortaya çıkıp devletin ceberutluğu yok olmaya başlayınca hamasi söylemler de aynı ölçüde gür çıkmaya başlar. Şu anda yaşanan tam olarak budur.
Eşit olma, öyle sayılma korkusu
İnsanların sürekli “ötekileştirildiği” bir ortamda sesinizi çıkarmaz kendi kimliğinizi söylemezseniz bu bayrak altında mutlu mesut yaşarsınız demenin diğer adı faşizmdir. Hiç kimse bir insana doğduğu, büyüdüğü ya da sonradan gelip yurt edindiği topraklarda yaşama hakkını bahşedemez. Onun yaşaması için yücelik yapamaz. CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, bir yücelik yapmış işte. Demiş “aynı bayrak altında yaşıyorsunuz daha ne istersiniz”. Bu vekile göre yanlış yapan, kendi kimliğiyle var olmak isteyen, dilini kullanmak isteyen Kürtler, her şeyden önce kendisiyle eşit değildir. Meselenin özünde aslında bu yatmaktadır. Eşitlik korkusu... Nasıl bir korkuysa toplumun egemenlerinin her hücresine işlemiştir. Yaşadığımız topraklarda “ötekilerle” eşit olmaktan, öyle sayılmaktan ödleri kopan insanların alt benliğine sıkıca işlenmiş olan bu durum zaman zaman patlamakta ve dışa vurmaktadır. Direkt olarak söylenmese bile bahane hazırdır “Ya bölünürsek, ya güçsüz kalırsak”duygusunu vatana bağlılıkla birleştirdin mi işlem tamamdır...
Eski adi neydi uşağum
Ben Rize’nin Apiça köyünde doğdum. Ayane Dağı’nın eteğindeki bu köyü nereye gidersem gideyim çok sevdim ve içimde taşıdım. Köyümüzün adı Apiça ama resmiyette yazmaz. Birileri geldi binlerce yıllık köyün adını Kocatepe olarak değiştirdi. Tek millet olmanın bir parçası dediler. Lozan’la sınırları çizilen bu “kutsal topraklarda” en çok zaten benim yaşadığım yöredeki yerlerin adı değiştirildi. Ama halk biraz deli sanırım, devletin yaptığını benimsememiş olacak ki yeni adını söylersen “Eski adi neydi uşağum, onu de hele bir” diye sorar karşındaki. İşte bana dayatılan “vatan değerinden”değil, doğduğum yerin kültürünü benimsediğim için sevdiğim bu toprakları. Gökyüzünün her renginin olduğu başka toprakları yurt bellemiş insanlarla da meselem olmadı. Ülkenin her iline gittiğim gibi, gitmediğim ilçe sayısı azdır. Oralarda da insanların yaşadığı yerlere olan bağlılığını gördüm. Kendi türküsünü dinlerken içinin titrediğine tanıklık ettim. Asıl sevgi de budur işte. Gelin bir kez olsun“kutsal vatan toprağı” kavramından çıkıp, insanların gerçek sevgisine kulak verin. O yere duyduğu bağlılığa, kendi dilince meramını anlatmasına.. Üstünlük taslayıp tepesinden bakmadan. Bir de insanlara bakışınız size belletilen “ama”lardan uzak olsun. Eşitsizlik üzerine kurulan ülke kimseye tam olarak yâr olmadı. Bir kez de eşit olmayı deneyin...
twitter@TncrK
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021