Tuncer KÖSEOĞLU
Bab-ı Âli yokuşunda yaşamını çiçek satarak ve ayakkabı boyacılığı yaparak kazanan yaşlı bir adam vardı. Bir işhanında bekçilik yapıyordu aynı zamanda. Yanında gide gele dost olmuştum onunla. Gençliğinde iki kez Milli Piyango’dan büyük ikramiyeyi kazanmış kısa sürede kazandığı parayı bitirmişti. Bir keresinde sormuştum ona: “Hadi ilkini anladım da ikincisinde niye aynı hataya düştün?” Adam acı dolu gülümsemeyle yüzüme bakmış ve“Para ve güzel kadın insanı mutsuz yapar. Çünkü ikisini de senden çalmaya çalışırlar…” demişti.
Dünyanın en güzel ülkelerinden birinde yaşadığımı düşünüyorum. Başka bir ülkede yaşamayı aklımın ucundan bile geçirmedim. Gençliğimde bu isteği elimin tersiyle ittim. İyi ki de öyle yapmışım. Gel gör ki bu cennet gibi memleket mutsuz, huzursuz insanların ülkesi aynı zamanda. O mutsuzluk ister istemez sana da yansıyor bir şekilde. Hep birilerinin çalma isteğinden olmalı ki, memleket bir türlü güzelliğine yakışır huzuru bir türlü yakalayamıyor. En son 15 Temmuz’da çalmak istediler ülkeyi. Alçakça katlettiler insanları, ülkenin kendilerinin olması adına… Pek çok darbe geçirmiş memleket halkı bu kez çıplak elleriyle, bedenleriyle dur dedi alçaklara ve biz göremedik ama yarınlarda bu ülkede yaşayacak olanlar; darbesiz bir ülkede yaşayacaklar umudu doğdu içimde… Umarım öyle olur.
Her yönüyle çok sıcak kavurucu bir yazdan geceleri hafif üşümelerin yaşandığı Eylül ayına geçtik. Memleket bir hesaplaşma içinde, yazın kavuruculuğu devam ediyor hâlâ. Bu yakma hali bize de yansıyor, nobranlaşıyoruz farkında olmadan. En çok da yakımızdakilere yansıyor nobranlık. İnciniyor ve aynı sertlikte incitiyoruz. Ki, Eylül ayı aynı zamanda bir hesaplaşma ayıdır insanın iç yolculuğuna çıktığı.
İnsan yaşamını rüzgarda sallanan yaprağa benzetirim. Mart’ta tomurcuklanır Nisan’da yaprak olur, sallanır yaz boyunca ve Eylül ayı gelince rüzgarın etkisiyle yavaşça düşer toprağa. İnsan hayatı da bu kadar kısa işte… Bu kısacık hayatı ‘karıncayı incitmeden’yaşayabiliyoruz ama karıncanın dışında kalan her şeye hoyrat davranabiliyoruz. Sorgusuz sualsiz.
Bir keresinde, haber takibi için iki kişiyi öldüren bir adamın yaşadığı mahalleye gitmiştim. Cinayetin nedenini araştırıyordum. Adam ofisine gelenleri gözünü kırpmadan öldürmüştü. Alacak verecek meselesiydi. Komşusuna sordum gece işlenen cinayeti. “Çok iyi bir adamdı, biz de çok şaşırdık, karıncayı bile incitmezdi’’ diye konuşunca ben, “Zaten karıncayı incitmedi, iki insanı öldürdü’’ cevabını vermiştim. Şimdi düşünüyorum da anlamadan etmeden ne kadar vahşi bir cevaptı bu…
Oysa yıllar önce bir Eylül günü çalıştığım gazetenin Kadıköy Bürosu’na bir kadın gelmişti. Akşam vaktiydi, saçları dağınık, yüzünde morluklar vardı. Orta yaşlı güzel bir kadındı, öyle çat kapı gelmişti işte. Oturdu, "Necisin?’’ diye sormaya gerek kalmadan anlatmaya başladı hikayesini. Bir adama sevdalanmıştı. Önceleri her şey iyi gidiyordu. Aileden zengindi kadın. Kadıköy civarında daireleri vardı. Adamın borçları için bir iki daireyi satmışlardı ama önemli değildi. Fakat zaman geçtikçe para isteği bitmiyordu adamın. Adam kumar oynuyordu, ayrıca başka kadınlar da vardı hayatında. Kurtulmak istiyordu kadın ama yüreği kal diyordu. Böyle sürdü gitti bir süre. Bir süre sonra adamın doymaz bilmeyen para isteğine karşılık vermeyince bu kez şiddetle tanıştı kadın. Birdi ikiydi derken karakola başvurmuş, polisler sadece ifadesini alıp göndermişlerdi. Hikayesini dinledikten sonra “Benden ne yapmamı istiyorsun, haber mi yapayım. İstersen polise birlikte gidelim, o zaman ilgilenirler” dedim.
“Sadece anlatıp rahatlamak istedim” diye cevap verdi. Sonra ayağa kalktı, yavaş adımlarla kapıya yönelirken geri döndü, “Biliyor musun ben bu adamı öldüreceğim’’dedi kendinden emin bir şekilde… “Hiçbir neden bir insanın canını alma nedeni olamaz’’ diyecek oldum ona. Duydu mu duymadı mı emin değilim. Çıkıp gitti ofisten, tıpkı geldiği gibi.
Birkaç gün sonra polis telsizinden bir cinayet anonsu geçti. Katil teslim olmuştu. Kadıköy Cinayet Büro Amirliği’ne gittim. Büro amirinin ofisinde oturan o kadındı. Nezarete atmamışlardı, sürekli ağlıyordu. Beni görür görmez dizginleyemedi kendisini. “Sana demiştim bu adamı öldüreceğim diye…” Sustum. O gün anlamıştım her insanın bir gün katil olabileceğini…
İnsanız işte; tomurcuk oluyor yeşeriyoruz, sallanıyoruz rüzgarda ve bir gün hafif bir darbede savuruluyoruz toprağa. İşte bu kadar kısa sürede hayata dair ortaya ne koyduğumuz önemli. Kötülük ve iyilikler birbirinin kardeşidir. Aynı pınardan beslenir. Bu Eylül ve bayram gününde bir iç hesaplaşma yolculuğuna çıkarken bunları düşündüm çokça…
Evet, bugün bayram. Aynı zamanda bu ülkede insanların hayatını çalan 12 Eylül darbesinin de yıldönümü. Darbeleri artık geride bırakıp bayrama odaklanmalı, iyilikleri çoğaltma adına. Hem ne der halk ozanı Erzurumlu Emrah, “Bir dağ ne kadar yüceyse, bir kenarı yol olur. Buna bayram günü derler, dostla düşman bir olur.”
İyi bayramlar…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021