Tuncer KÖSEOĞLU
Ben yanmazsam, sen yanmazsan, biz yanmazsak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…
Büyük usta Nazım Hikmet 90 yıl önce yazmıştı bu dizeleri Kerem Gibi adlı şiirinde. Aradan geçen süre içinde çok insanımız yandı, gitti; karanlıklardan aydınlığa çıkmak nasib olmadı memlekete. Son yıllarda yaşanan karanlık olayları biri bana sorsa, evinin önünde kanı kuruyan 11 yaşındaki Rabia Naz’ın karanlıkta kalan ölümünü birinci sıraya koyarım.
Oysa, geceden aydınlık bir sabaha girerken başlamıştı karanlıkta kalan olaylar zinciri. Şirin bir Karadeniz kasabası olan Eynesil, 12 Nisan 2018’de yeni bir güne uyanırken Rabia Naz’ın kanlar içinde sokakta yerde yatan bedenini buldu ailesi. Hastaneye kaldırdılar, orada hayatını kaybetti.
İlk rapora göre küçük Rabia çatıdan atlayarak o yaşta canına kıymıştı. 11 yaşında bir çocuğun çatıdan atlayarak canına kıyması bir yana, bulunduğu yere düşebilmesi için üstüne bir de altı metreden fazla uzun atlaması gerekiyordu. Bu tuhaf duruma itiraz eden baba Şaban Vatan’ın başına gelmedik kalmayacaktı.
Hacettepe Üniversitesi’nin Rabia için hazırladığı raporda, “ölümün araba çarpması nedeniyle meydana gelmiş olabileceği” ifade ediliyordu. Bu sırada kasaba, Giresun’un hatırı sayılır ailelerinden birine yakın bir kişinin, kullandığı arabayla Rabia Naz’a çarptığı iddialarıyla çalkalanıyordu.
Hacettepe Üniversitesi’nin verdiği rapora karşılık İstanbul Adli Tıp’tan Rabia için “yüksekten düşmeye bağlı ölüm” raporu geldi. Rabia’nın nasıl yüksekten düşüp, bulunduğu yere geldiğini açıklayacak dünya üzerinde bir akıl olmasa da olsun, rapor rapordu. Birileri küçük kızın ölümünü karanlıkta bırakmakta kararlıydı!
Kızının başına ne geldiğini öğrenmeye çalışan baba Şaban Vatan önce hapse atıldı, yetmedi akıl hastanesine gönderildi. Babanın sesini memlekete duyurmaya çabalayan gazeteci Metin Cihan bir süre sonra ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Rabia’nın akıbetini öğrenmek için araştırma yapan gazeteciler, belgeselciler ‘halkı tahrik ettikleri’ gerekçesiyle gözaltına alındı. Sonra şehir dışına sürüldüler. Küçük bir kızın ölümünün ardındaki sırrı aralamaya çalışmak nasıl bir tahrikse!
Ve dün, Rabia Naz Vatan’ın ölümünden iki yıl geçtikten sonra savcılık nihai kararını verdi. TAKİPSİZLİK.
Böylece savcılık, Rabia Naz’ın 15 metre yükseklikten bahçeye düştükten sonra ölümcül kırıklarıyla sürünerek evinin önüne geldiği teorisini kabul etmiş oldu. Rabia, öyle bir sürünerek evinin önüne gelmişti ki bulunduğunda üzerinde hiç çamur izi yoktu. Dosya savcılık tarafından rafa kaldırılırken baba Şaban Vatan’ın “karar metninde yer alan ifadelerin akla, mantığa, bilime ve hukuka dayanmadığı” şeklindeki feryadı memleketin üzerindeki gökyüzü boşluğunda kayboldu gitti…
Nazım Hikmet, karanlıkların aydınlığa nasıl kavuşacağını anlattığı dizelerin yer aldığı şiirine “bağır bağır, bağırıyorum…” diyerek başlamıştı. Onun feryadından 90 yıl sonra bir babanın bağırması, küçük kızının ölümünü ‘aydınlığa’ çıkaramadı. Karanlıklar içinde kayboldu.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021