Tuncer KÖSEOĞLU
“Kadın ve erkeği eşitliğe zorlayanlar en büyük kötülüğü yapanlardır, tavuğa horozluk yaptıramazsın” açıklaması yetmezmiş gibi, sosyal medya hesabında, “Kadın erkek eşit değildir, eşitlik koca bir tantanadır. Eşitlik hayvan ve eşyada olabilir. İnsan eşrefi mahluktur, eşi benzeri olmaz. Erkek ve kadın da öyle” paylaşımında bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı’yı samimi bulduğumu öncelikle belirteyim.
Çamlı, gelen tepkilere, “Kadınlara asla hakaret etmediğini, böyle bir şeyin aklının ucundan bile geçmediğini” söyledi. Kadınların yaşamlarını ortaya koyarak verdiği bu ‘kanlı’ eşitlik mücadelesine dair Türkiye’deki erkeklerin ortalama bakış açısını yansıtan bu sözlerini keşke hakaret amacıyla söyleseydi.
Kadınlara hukuki haklar tanıyan İstanbul Sözleşmesi’nin başta iktidar partisi erkekleri tarafından kaldırılmak istenmesinden çok daha vahimi bu anlayış zaten.
Kadını İstanbul Sözleşmesi’nde olduğu gibi hukuki anlamda güvence altına alabilirsin ama toplumsal olarak bu anlayışı nasıl değiştireceksin, toplum olarak üzerinde durmamız gereken öncelikle bu olmalı. Aksi halde kadınlar, bu eşitlik mücadelesinde ağır bedeller ödemeye devam edecekler.
“Kadınların erkeklere güvenemediği bir dünya kıyamet alametidir”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Salı günü yapılan grup toplantısında şöyle dedi: “Ey Türk erkekleri bu sözlere kulak verin. Kadınların erkeklere güvenemediği bir dünya kıyamet alametidir. İyi ve cesur insanların iktidarında diyeceğiz ki; tek bir kadının gözyaşı döktüğü dünyayı yıkıp, yenisini kuracağız.”
Akşener’in erkeklere seslenişi üzerinde iki gündür düşünüyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse, kadınların eşitlik mücadelesi verip kanlı bedeller ödediği bir yerde ‘erkeklere neden güvensinler’ sorusuna ikna edici bir cevap bulamadım.
Geçtiğimiz hafta 27 yaşındaki genç kızımız vahşice katledildi. Buraya bir parantez açmak istiyorum: Bu dünyadaki en büyük kötülük bir insanın hayatını çalmaktır. Bir insanı öldürmek başlı başına vahşettir. Memleket ayağa kalktı haliyle. Memleketin ayağa kalkmış halinde bile geçen süre içinde İstanbul ve Diyarbakır’da kadınlar kocaları tarafından öldürüldü. Kadınları öldürerek yok etmeye ant içmiş erkeklerin olduğu memlekette yaşayan kadınlar, neden erkeklere güvensin?
Cehenneme giden taşları döşer gibi…
Pınar Gültekin’in katledilmesinden sonra büyük bir çoğunluk sosyal medyada tepkisini şu ya da bu şekilde gösterdi. Aralarında katilden çok mağdura odaklananlar da çıktı elbette. Popüler kültürün tanınmış erkek şarkıcılarından Berkay, “Kadınlar bizlere Allah tarafından gönderilmiş hediyelerdir. Onlara en iyi şekilde bakmakla yükümlüyüz. Benim de iki kızım var, onlara bir şey olursa dünyayı yakarım” diye iyi niyetli olduğuna inandığı veciz bir demeç verdi. Ona benzer iyi niyetli başka bir veciz sözü geçen yıl gittiğim Rize stadında asılan bir pankartta görmüştüm: “Kadınlar bize (erkelere) Allah’ın emanetidir.” Kadını kendisine verilen bir ‘hediye’, aynı zamanda ‘emanet’ olarak gören bir anlayışın iyi niyetini sorgulasan ne sorgulamasan ne? AK Partili vekilin söyledikleriyle ne farkı var? İki söylem de cehenneme giden taşları döşüyor itinayla.
Akıl verme destek ver…
Kadınların nasıl yaşayacakları, nelere dikkat etmeleri gerektiği de hep erkekler tarafından dayatılıyor nedense. Her kadın cinayetinden sonra ekranlara doluşan, sosyal medyada ‘muhteşem’ düşüncelerini paylaşan erkekler, öncelikle öldürülen kadının hayatını sorguluyor bir şekilde. Hal böyle olunca, kadın cinayetlerini önlemekten ziyade kadının toplumsal hayattan kopuk, eviyle ve çocuklarıyla ilgilenmesi gereken bir varlık olduğunu zihinlere kazımak gibi bir amaç çıkıyor öne. Kadının burada ne düşündüğünün, ne hissettiğinin hiçbir önemi yokmuş gibi. Bunu söyleyenlerin ‘iyi niyetinden’ elbette şüphemiz yok! Onların dediği gibi yapsalar, şiddete baskıya boyun eğseler, yaşayacaklar en azından!
Bütün bunları birlikte düşündüğümde kadınların erkeklere güvenmesi için bir neden göremiyorum açıkçası. Yine de erkekler kadınların eşitlik mücadelesine destek vermeli. Bu destek de kayıtsız şartsız bir destek olmalı; kadınların nasıl yaşayacağını belirtmeden, ‘öğreten abilik’ yapmadan…
Bu mücadelede kadınlara sadece kayıtsız şartsız, amasız destek veren erkekler yardımcı olabilir. Daha eşit bir topluma gidişin önü açılır böylece. Bu desteği en iyi yapan ve Türkiye’nin bana göre tek dünya starı olan Tarkan’ın bir şarkısının sözleriyle bitirelim: Akıl verme, vereceksen huzur ver.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021