Ural ATEŞER
Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik... Bugün halkın, yani "cumhur"un tercihi sandıktan çıkacak... Eğer demokrasiye inanıyorsak... Eğer demokrasiyi değişik siyasi görüş ve duruşların birarada yaşaması olarak görüyorsak... Ve seçmenin tercihinin sandıktan çıkacağı konusunda hemfikirsek... "Ama"sız, "fakat"sız sandıktan çıkacak sonucu içimize sindirmek zorundayız... Demokrasi tarihi, henüz, sandıkta buluşan tercihler dışında bir yol tanımadı bugüne kadar... Ülkemizdeki sıkıntı, çok partili seçimler yapıldığından beri, her seçimden sonra, kazanamayanların kazananları tebrik etmemesi ve tam tersine halkın teveccühünü kazanamamalarındaki nedeni kendilerinde aramaları yerine, yakınıp mızırdanmalarıdır... Maalesef bugünkü seçimin sonuçlarının belli olmasındam sonra da bu manzara değişmeyecektir...
Bu seçimin "yeniliği", ilk defa tek kişinin seçimin konusu olmasıdır... Partler, listeler değil, bir tek kişi seçilecek ilk defa... Adaylardan birinden nefret etmek, başka bir adaya sempati duymak ya da hiç bir adayı seçmeye değer bulmamak tamamen kişilere bağlı şahsi duruşlardır... Özellikle adaylardan birinden nefret etmek bizim örneğimizde tüm seçim kampanyasını belirleyen tutumdu... Her seçimde olan tek tük huzursuzluklar dışında üç aday da seçim kampanyasını, kendi olanaklarına göre özgürce yaptı... Elbette adayların olanakları eşit değildi... Bunu adaylara yapılan bağışların miktarında da gördük... Ama bu adayı destekleyen sosyal-ekonomik tabakanın yoğunluğuna ve niteliğine bağlı olarak değişiklik gösterdi... Avrupa ülkelerinde de farklı değil... Ancak devlete ait medyanın (TRT) adaylara eşit zaman ve ilgiyi göstermemesi, bence bu kampanyanın en eleştirilmesi gereken yanıydı... "Adayların hepsi eşitmi ki, ayrılan zaman eşit olsun" gibi demokratik olmayan gerekçelerin arkasına sığınmak, yakışıksızdı... Evet, tüm adaylar devlet açıısından eşit olmalıydı... Maalesef olmadı...
Aslında iki ana politik duruş seçimde adaydı... Birincisi Türkiye'yi 80 sene "biz asılız" mantığıyla yöneten, azınlık olmasına rağmen, çoğunlukmuş gibi davranan ve yavaş yavaş kaybettikleri konumları tekrar kazanmak isteyenlerin adayı bir yanda; öte yanda ise Türkiye'de değişimi, eski ceberrut devlet aygıtının kökten temizlenmesini, tüm kültürlerin ve etnisitelerin eşit haklı vatandaş olmalarını ve her şeyden önce Kürtlerle süren savaşın bütün sonuçlarıyla bitirilmesini isteyen, kendi dünya görüşlerine göre bu hedefleri az ya da çok hedef alan iki siyasi hareketin, AK Parti ve Kürtlerin bugünkü temsilcisi olan HDP'nin adayları... Birinci grubun adayı Ekmeleddin bey, kırdığı potlar ve gerçekten beceriksiz konuşmalarıyla seçim kampanyasının gülünç objesi olmanın ötesine geçemedi...Aslında beni de bu özelliğinin dışında hiç ilgilendirmedi, ilgilendirmiyor...
Ama diğer iki aday, Tayyip Erdoğan ve Selahattin Demirtaş benim izlediğim iki adaydı... Açıkçası önümüzdeki dönemde yepyeni bir Anayasa yapılmasından, kalıcı barışın sağlanmasına kadar bir çok konuda ülkenin geleceği açısından önemli konularda başarıyı birlikte becereceklerine inandığım bu iki adayın, rekabeti daha seviyeli yapmalarını beklerdim... Ama ne Tayyip Erdoğan, ne de Selahattin Demirtaş bence doğru olan "yapıcı" rekabet yolunu seçmediler... En hafif deyimiyle kırıcı, aşağılayıcı ve önümüzdeki dönemde birlikte çalışmayı zorlaştırıcı tavırlar takındılar... Umarım ben yanılırım ve birlikte yaratıcı çalışma bundan etkilenmez...
Seçim kampanyası süresince şöyle yazmıştım:
“Bugün Türkiye'de değişimi, eski ceberrut devlet aygıtının kökten temizlenmesini, tüm kültürlerin ve etnisitelerin eşit haklı vatandaş olmalarını ve her şeyden önce Kürtlerle süren savaşın bütün sonuçlarıyla bitirilmesini isteyen, kendi dünya görüşlerine göre bu hedefleri az ya da çok hedef alan iki siyasi hareket var... AK Parti ve Kürtlerin bugünkü temsilcisi olan HDP... CHP ve MHP'nin ve de onların çevresindeki "mahcup" milliyetçilerin destekledikleri Ekmeleddin beyin bu konulara kafa yorduğu yok... Bunu kendisi ve de destekleyicileri de saklamıyorlar zaten...
…
Görünen o ki, HDP adayı ikinci tura kalacak olan "en çok oyu alan iki aday"dan biri olamayacak... Bence önemli olan da bu değil zaten... HDP'nin yüzde kaç oyla Kürtlerin ve Kürt olmayan seçmenlerin desteğini alacak olması... Bu oran yüzde on seviyelerine yaklaşırsa ve hatta bu seviyeyi geçerse, önümüzdeki dönemde gerçek bir muhalefetten söz etmemiz mümkün olabilir... AK Parti'nin böyle bir muhalefete ihtiyacı var...” (Cumhurbaşkanlığı, 16 Temmuz 2014)
“Son senelerin ve önümüzdeki zamanın en önemli sorunu Barış ve Kürtlerin "eşit vatandaş" olarak anayasal-yasal haklarının sağlanması, tüm kültürlerin, inançların ve yaşama tercihlerinin eşit haklarla toplum hayatına katılmasını sağlayacak yepyeni bir anayasanın bu bağlamda yapılması değil mi…
…
Peki bu konuları ağır-aksak da olsa, mehter yürüyüşü ile de olsa, Kemalistlerin, milliyetçilerin (onlar kendilerine ulusalcı deseler de), cunta meraklılarının ve dahi her türden tutucuların muhalefetine rağmen kimler "sürükledi" bu güne kadar... Oslo'dan bu yana... Kendi sosyal ve siyasi tabanlarının her türden karşı koymalarına, sabotajlarına, eylemlerine rağmen... Bir yanda Abdullah Öcalan'ın iradesinde ifadesini bulan Kürt hareketi, diğer taraftan da Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesinde ifadesini bulan AK PARTİ ve onun hükümeti değil mi...” (Sorular, 23 Temmuz 2014)
Bugün de farklı düşünmüyorum... Oyumu hiç kuşku duymadan, vicdanım rahat olarak Recep Tayyip Erdoğan için kullanacağım...
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2020
27.01.2020
1.02.2020
29.12.2019
27.11.2019
12.10.2019
5.06.2019
3.06.2019
1.06.2019
24.04.2019