Vahap COŞKUN
Altılı Masa’ya yöneltilen en önemli eleştiri, somut bir programı toplumun önüne koymamasıydı. Liderlerin belli aralıklarla bir araya geldiklerini, sohbet ettiklerini, ancak ne yapacaklarına dair bir işaret vermediklerini ve dolayısıyla bir umut yaratamadıklarını içeren bu eleştiri, kamuoyunda yoğun bir kabule sahipti.
Muhalefet temsilcileri ise buna karşılık olarak, birbirinden farklı altı partinin ortak ilkeler ve hedefler etrafında bir araya gelmesinin bir süreç olduğunu, somut bir programın üretilmesinin evvela ciddi bir mutfak çalışmasını gerektirdiğini, belli sorun alanlarına dair öneriler somutlaştıkça bunların halka sunulacağını belirtiyorlardı. Evet, belki meşakkatliydi ama doğru yöntem buydu.
Muhalefet liderleri, bu yol haritasına uygun olarak, ilk kez 28 Şubat 2022’de “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Önerisi” ile ortak bir metnin altına imza koydular. Hükümet sistemi değişikliği, muhalefet partileri arasındaki farklılıkları ikincil kılan ve birlikte hareket etmelerini sağlayan bir tutkal işlevi gördü. 24 Nisan 2022’de muhalefet, muhtemel bir değişikliğin siyasi ve hukuki alt yapısını hazırlamak üzere Geçiş Süreci Komisyonu, Seçim Güvenliği Komisyonu, Anayasal ve Yasal Reform Komisyonu ve Kurumsal Reform Komisyonu adlarıyla dört özel çalışma komisyonu kurdu.
Hemen çalışmaya başlayan komisyonlardan Seçim Güvenliği Komisyonu 6 Haziran 2022’de, Kurumsal Reform Komisyonu ise 13 Haziran 2022’de raporlarını ilan etti. Anayasal ve Yasal Reform Komisyonu da 28 Kasım 2022’de hazırladığı anayasa değişikliği önerisini kamuoyuyla paylaştı. Bu metin, 1982 Anayasasının 84 maddesinde ve 9 bölüm başlığı, alt başlık ve madde başlığında yapılan değişiklikleri ihtiva ediyor.
Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak
Önsöz’de, gayenin eski parlamenter sisteme dönmek olmadığının altı kalın bir şekilde çiziliyor. Muhalefetin hedefinin, geçmişin tecrübelerinden yararlanarak istikrarsızlığa ve vesayete geçit vermeyen, Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıran yeni bir sistem kurmak olduğu belirtiliyor. Öneri’de öne çıkan üç husus var:
İlki; yasama organını zayıflatan, yürütme yetkisini tek bir kişinin eline veren ve yargıyı da yürütmeye tâbi kılan mevcut Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin değiştirilmesidir. Muhalefet, bunun yerine cumhurbaşkanlığı makamını tarafsızlaştıran, cumhurbaşkanına sembolik yetkiler tanıyan, yasamayı güçlendiren, yürütme üzerinde yasamaya etkin denetim mekanizmaları sağlayan ve hükümet istikrarını gözeten güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesini savunuyor.
İkincisi, yargının bağımsızlığıdır. Muhalefet, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yargının bağımsızlığını tümüyle yitirdiği için hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmekten uzaklaştığını ifade ediyor. Yargının, gerçekten ihtilafları çözen ve bireylere hukuki güvenlik sağlayan bir işlev görebilmesi için, öncelikle yürütmeden bağımsızlaşması gerekiyor.
Öneri, bu amaçla, yargının bağımsızlığını sağlayacak birçok düzenleme (coğrafi teminat, hâkimler ve savcılar için ayrı özerk kurulların kurulması, çoğulcu ve demokratik bir yapıya kavuşturulan Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerinin artırılması, vb.) içeriyor.
“Hürriyet esas, sınırlama istisnadır”
Üçüncüsü, bireylerin hak alanlarının genişletilmesi ve tahkim edilmesidir. Muhalefetin metninde, hakları ödevlerle bağlantılı bir şekilde tanzim eden otoriter anayasacılığın yerine “hürriyet” kavramını merkeze koyan bir yaklaşım var. Anayasanın 12. maddesinde, “insan onurunun dokunulmaz olduğu ve anayasal düzenin temelini oluşturduğu” belirtiliyor; devlet, “insan onuruna saygı duymak ve onu korumakla yükümlü” kılınıyor. 13. maddede “hürriyetin esas, sınırlamanın istisna olduğu” hükme bağlanıyor. 148. maddede sosyal haklar da bireysel başvurunun kapsamına alınıyor.
Metinde, bu bağlamda, adil yargılanma hakkından ifade hürriyetine, basın yayın hürriyetinden toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına, siyasi parti hürriyetinden bilgi edinme hakkına, siyasi parti kapatma rejiminden sağlık hakkına kadar birçok hak ve hürriyetin sınırlarını genişleten ve onları daha güvenceli kılan düzenlemelere yer veriliyor.
Altılı Masa bu değişikliklerle amacının; yasamayı “etkin ve katılımcı”, yürütmeyi “istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir” ve yargıyı da “bağımsız ve tarafsız” kılmak olduğunu belirtiyor. “Özgürlükçü ve demokratik bir Türkiye’nin” yolunun, ancak kuvvetlerin birbirinden ayrıldığı ve kurumsal kültürün hâkim olduğu bir hükümet sisteminden geçtiğini savunuyor.
Siyasi özne
Muhalefetin metinde vurguladıkları, meri sistemin hukuki, iktisadi ve siyasi açıdan derin tahribat yarattığını düşünen birçok kesim tarafından dile getirilen hususlardır. Elbette eksiklikler var; mesela Kürt meselesi için önem teşkil eden vatandaşlık ve anadilde eğitim konularında, partiler arasında bir uzlaşmaya varılmadığından olsa gerek, herhangi bir anayasal değişiklik öngörülmemiş.
Yine de altı partinin, bu çok önemli meselelerde ortak bir irade geliştirmeleri ve kendilerini ortak bir metinle bağlamaları çok değerli; zira Türkiye siyasetinde bu tarz geniş mutabakatlara çok nadir rastlanır. Keza, hürriyetçi bir bakışı referans alan anayasal değişikliklerini siyasi gündeme taşımanın ve muhalefetin siyasi birlikteliği bunun üzerine kurmanın iki faydası daha vardır. Bir, ülkede dikkatleri hak ve hukuka çekerek tartışmaların buraya yönelmesine katkıda bulunur. Ve iki, yarın iktidar olduğunda muhalefetin icraatlarını değerlendirecek bir zemin sağlar.
Ancak burada muhalefet adına küçük bir sorun var: Muhalefetin düşündüklerini hayata aktarabilmesi için, seçimi kazanması gerekiyor. Seçimi kazanması için de, bu hazırlıklarını gerçekleştirebilecek kuvvette bir siyasi özne olduğu hissiyatını topluma geçirebilmesi icap ediyor.
Ne var ki muhalefet, böyle bir siyasi özne hüviyetine bürünebilmiş değil. Bu nedenle binbir emekle oluşturdukları metinlere, halka verilmiş bir söz ya da bir siyasi program olarak değil, neredeyse bir düşünce kuruluşunun fikri egzersizleri olarak muamele ediliyor. Etkisi de o kadar oluyor.
Ortada güçlü bir siyasi özne olmadığından, muhalefetin yaptıkları-ettiklerinden ziyade iç çelişkileri ya da çatışmaları konuşulmaya başlıyor. Mesela yoğun bir çabayla üretildiği belli olan anayasal değişiklik önerisi değil, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerinde CHP’den Engin Altay ile İYİ Parti’den Yavuz Ağıralioğlu’nun kapışmaları gündeme damga vuruyor. Bu da muhalefetin birliğini baltalıyor ve halkta müspet bir kanaat yaratmasını güçleştiriyor.
Hülasa muhalefet seçim sonrasına hazır ama seçime değil; seçim sonrasına iyi çalışıyor muhalefet ama aynısını seçim için söylemek zor. Oysa seçim sonrası planların bir işe yaraması için önce seçimi kazanmak lazım, değil mi?
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025