Vahap COŞKUN
Kürt meselesine dokunanın gerçekten yandığı yıllardı. Devletin kabullerinin dışına çıkan herkesin canı bir şekilde yakılıyordu. Tam da böyle bir dönemde Sakıp Sabancı, resmi politikaya ters düşen bir açıklama yaptı. Devletin sinir uçlarına dokunmuştu Sabancı. “Sempatik Sakıp Ağa” yerle bir oldu. Kaşlar çatıldı. Sevgi gösterilerinin yerini “Haddini bil Ağa!” tehditleri almaya başladı.
Çıkışına karşılık Sabancı’ya bir fatura kesileceği belliydi. Nitekim DHKP-C, Sabancı Center’a girdi. Örgütün, Türkiye’nin en iyi korunan binalardan birine nasıl girdiği açıklığa kavuşmadı. Karanlık ilişki ağı çözülmedi. Hedef, büyük ihtimal, Sakıp Sabancı’nın kendisiydi. Ama kaderin hükmü farklı işledi. DHKP-C, Özdemir Sabancı ve iki üst düzey yöneticiyi katletti. Sabancı’ya herhalde asla öngöremeyeceği kadar büyük bir bedel ödetildi.
Kanlı siyaset fırçası
Sonrasında DHKP-C uzunca bir süre sessizliğe gömüldü. Ancak 2010’da Kürt meselesinde açılım ve çözümün konuşulduğu bir dönemde tekrar sahne almaya başladı. 2013’de Adalet Bakanlığı’na ve AKP Genel Merkezi’ne bombalar ve roketlerle saldırdı. 2014’te, ellerinde tüfekler kalaşnikof ve üstlerinde üniformalarla İstanbul’un ortasında gösteri yaptı. 2015’de ise, Berkin Elvan’ın “hesabını sormak” için Çağlayan Adliyesi’ni bastı ve davanın savcısını öldürdü.
DHKP-C tarafından gerçekleştirilen bu eylemlerde dikkat çeken iki husus var: İlki, eylemlerin zaman ayarlı olmasıdır. Ne zaman Kürt meselesi gündeme otursa ve çözüme dair bir aşama kat edilse, DHKP-C kanlı bir eylem girişiminde bulunuyor, siyasi ortamı bulandırıyor. İkincisi ise, Gürbüz Özaltınlı’nın dikkat çektiği gibi, eylemler ile ilan ettikleri amaçlar arasında bir ilişkinin bulunmamasıdır. Sabancı, işçi sınıfının düşmanı olduğu için öldürülmedi. Savcı’nın katledilmesinde Berkin Elvan ile bir bağlantısı yoktu. “Devletin görevi katilleri korumak olamaz” diyen ve Berkin’in dosyasında ilerleme sağlamak için yoğun uğraş veren bir Savcı’nın kafasına silah dayayanın adaletin tecelli etmesi gibi bir derdi olamaz. “Yüreğimi bir kez daha kanatmayın, ne olur Savcı’yı serbest bırakın” diyen Berkin babasını hiçe sayanların Berkin için içlerinin yandığı da söylenemez. Sabancı ya da Berkin; onları hedef alan veya onlar adına yapılan eylemlerin “her birinin büyük politik resim içinde, kolayca görünmeyen son derece kirli hedefleri var. Kanlı siyaset fırçasının mühendislik dokunuşları bunlar. Tarihimiz bakınca etkili olmadığını söylemek de zor.”
Yeraltından yerüstüne
DHKP-C’nin son dört-beş yıla kadar faaliyetlerine yer altında devam eden bir örgüttü. Bir süreden beridir yer üstüne çıkmaya ve kendisini daha da görünür kılmaya başladı. Örgütteki bu yöntem değişimi, Türkiye’de genel siyasi durumla yakından irtibatlı. Şöyle ki: AKP, Türkiye’nin çok partili tarihinde daha önce hiçbir iktidara nasip olmayan bir süredir iş başında. 13 yıldır hükümet ediyor ve görünen o ki Türkiye bir süre daha AKP tarafından yönetilecek.
AKP’nin egemen parti haline gelmesi ve muhalefet saflarından bir iktidar alternatifinin belirmemesi, bazı kesimlerde demokratik yollara ve siyasi mekanizmalara olan inancı giderek daha fazla zayıflattı. Demokrasi sayesinde hep yanlış kişiler seçiliyordu, iktidarda olmaması gerekenlerin önü açılıyordu ve bu kabul edilemezdi. Eğer demokrasi derde derman olmuyorsa vakit demokrasi başka yollara sapmak meşru hale gelirdi.
Bu siyasi okuma, sadece marjinal çevrelerde dillendirilmiyordu. Serinkanlı ve sağduyulu bilenen, görüşlerine değer verilen ve “teorisyen” olarak addedilen isimler dahi, Mart 2014 yerel seçimlerinden önce, AKP’nin belli bir oy alması halinde ona karşı demokrasi zemini dışında mücadele etmekten başka çare kalmadığını söylemeye başladırlar.
Şiddetin estetizasyonu
Demokratik siyaset ile AKP’nin geriletilemeyeceği düşüncesinin yaygınlaşması yeni arayışları beraberinde getirdi. Bir kısım muhalefet, hükümetin sokak eylemleriyle köşeye sıkıştırılabileceğini gördü. Ancak sokakta siyaset ile şiddet arasındaki çizgi kısa sürede belirsizleşti. Şiddet estetize edildi. Kimi şiddeti kendi temsilcisi saydığı gruplar tarafından yapıldığı için savundu, kimi şartların şiddeti zorunlu kıldığını öne sürdü ve kimi de sırf hükümete zarar verdiği için şiddeti hoş görür oldu.
Savcı’nın rehin alınması ile öldürülmesi arasında geçen birbiri ardınca birçok gerekçe sıralandı. Lafa geldiğinde her türlü şiddete karşı duranlar, burada şiddete maruz kalan ile şiddetin faillerini eşitlediler. Aynı eylemi başka bir kimliğin mensupları yapsa kıyameti koparacak olanlar, birçok mazeretin ardına sığınarak eylemi haklılaştırmaya çabaladı. Farklı gerekçelerden hareket edilse de varılan nokta aynıydı, hükümet duyulan hınçla şiddet meşrulaştırılmaya çalışıldı.
Bana göre hâlihazırda Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri, muhalefetin sandıktan çıkamaması, çıkacağına dair bir ışık vermemesi ve bazılarının da sandıktan çıkanı hazmedememesidir. Demokrasiden umut kesildikçe demokrasiye duyulan nefret artıyor, demokrasi dışına savrulanların ve demokrasi karşıtı çabalara methiye düzenlerin sayısı artıyor. Tehlikeli bir eğilim bu ve maalesef kısa sürede bu eğilimin tersine döneceğine dair bir işaret de yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025