Vahap COŞKUN
Haziran-2011 genel seçimlerinin hemen öncesinde devlet ile PKK arasında Oslo’da görüşmelerin yapıldığı haberi kamuoyunun gündemine bomba gibi düştü. Buna göre, 2006 sonrasında MİT görevlileri ile PKK yöneticileri arasında başlayan temaslar 2009’da görüşmeye evirilmiş ve 2009-2011 yılları arasında Oslo’da birçok görüşme gerçekleşmişti. Görüşme bilgisinin seçimlerin arifesinde servisi dikkat çekiciydi. Herhalde gaye, seçmenleri manipüle etmek ve görüşmenin taraflarını -özellikle de AKP’yi- zor durumda bırakmaktı.
Ancak hedef yerini bulmadı, beklenenin tersi oldu. AKP oylarını yüzde 50’ye çıkarttı, BDP ise bağımsız adaylarla girdiği seçimde 36 milletvekili kazandı. Elde edilen sonuç halkın görüşmelere vize verdiğini gösteriyordu. Artık silahlar susacak, inisiyatif siyasete geçecek ve mesele demokratik yollardan hal ocaktı. Halk rıza vermiş, umutlar büyümüştü.
Ne var ki çok geçmeden umutlar kırıldı. 14 Temmuz 2011’de Diyarbakır-Silvan’da meydana gelen bir çatışmada 13 asker ve 7 PKK’li hayatını kaybetti. Aynı gün Demokratik Toplum Kongresi “demokratik özerklik” ilan etti. Masa devrildi ve görüşmeler bitirildi: her iki taraf da birbirini suçladı ama iş işten geçmişti artık. Silahlar kan kusmaya, insanlar ölmeye başladı, umut yerini kâbusa bıraktı.
Dehşet dönemi
International Crisis Group, Eylül-2012’de bir rapor açıkladı. Rapora göre, Oslo Süreci’nin sona ermesinden ardından başlayan bu dönem, Öcalan’ın 1999’da yakalanmasından sonraki en şiddetli dönemdi. Son 13 yılda en yüksek can kaybı bu dönemde yaşanmıştı ve Temmuz-2011-Eylül 2012 arasını kapsayan 14 ayda 700’den fazla kişi hayatını kaybetmişti. (Bazı kaynaklar bu rakamın çok daha yüksek olduğunu iddia ediyor.) Yoğun çatışmalar, ölümler, yaralanmalar ve kitlesel tutuklamalarla gerginlik had safhaya tırmanmıştı. PKK’li tutuklu ve hükümlülerin başlattıkları açlık grevleri ise, barut fıçısına dönen bütün bir bölgeyi patlama noktasına getirmişti.
Herkes burnundan soluyordu. İpler kopmak üzereydi. Fakat tam da noktada bir gelişme oldu. Önce PKK’li tutuklu ve hükümlüler Öcalan’ın çağrısıyla açlık grevlerini sona erdirdiler. Akabinde BDP milletvekilleri, uzunca bir süreden herhangi bir irtibat kurulamayan Öcalan ile görüştüler. Ve nihayetinde dönemin Başbakanı Erdoğan, halka yeni bir sürecin başladığı bilgisini verdi.
2013’ün ilk günlerinde başlayan süreç 2.5 yıldır devam ediyor. Süreç bazen hızlandı, bazen yavaşladı. Bazen seri adımlar atıldı, bazen paranteze alındı. Şüphesiz sürecin eksiği gediği de oldu, çok eleştirilecek yönleri de. Lakin sürecin her şeyden daha değerli bir kazanımı vardı. Süreç, çatışmaları ve ölümleri durdurmuştu.
Tarih ve tekerrür
Hegel’in hakkı var; insanlar yaşadıklarından ders çıkarmadıkları için tarih tekerrür ediyor. Anlaşılan biz de herhalde 2011 seçiminden sonra yaşanan faciadan kendi payımıza düşenleri almadık. Bundan dolayı kanlı tarih yeniden tekrar edeceğinin sinyallerini veriyor.
Haziran-2015 seçimlerinde HDP önemli bir başarı elde etti. Seçime parti olarak girdi ve barajı geçerek parlamentoda temsil edilme hakkını kazandı. Bugün HDP’nin artık 80 milletvekili ve altı milyon oyu var. Bunun yanında 100’ün üzerindeki belediyede yönetim HDP’nin elinde. HDP’nin böylesine büyük bir siyasi güce dönüşmesinden sonra beklenen, Kürt meselesinde siyasetin ağırlığını koymasıydı. Silahın miadını doldurduğu, bizatihi onu kullananlar tarafından çeşitli vesilelerle deklere edilmişti. Halk da buna destek vermiş, siyasetin yolunu sonuna kadar açmıştı. Öyleyse yapılması gereken, silahları rafa kaldırmak, siyasetin ön almasını sağlamak olmalıydı.
Ancak, aynen 2011’de olduğu gibi, Kürt meselesinde siyasetin belirleyici olması gerektiğine dair ümit ve beklenti, kısa bir süre zarfında kırıldı veya kırılmak üzere. “Barış” giderek daha az konuşuluyor, “savaş” lafı hızla ve yoğunlukla dolaşıma sokuluyor. Seçimden sonra PKK’den ardı ardına çatışmaların başlayacağına dair beyanatlar geldi. KCK, “ateşkesin bittiği” şeklinde yorumlanmaya müsait bir açıklama yaptı. Bese Hozat, Özgür Gündem’in manşetten verdiği “Yeni Süreç, devrimci halk savaşı sürecidir” başlıklı bir yazı yazdı. Eylemler hız kazandı. Yol kesildi, araçlar yakıldı, karakollara ateş açıldı.
Ölüm ve ibret
Fakat en acısı tekrardan ölüm haberlerin gelmesi oldu. Adıyaman’da çıkan çatışmada bir asker hayatını kaybetti. Urfa-Ceylanpınar’da ise PKK, iki polisi evlerinde öldürdü. PKK’nin silahlı kanadı HPG’nin resmi sitesinde yapılan açıklama ibretlikti. HPG, iki polisi Suruç Katliamı’na misilleme amacıyla öldürdüğünü ve polislerin IŞİD ile ilişkili olduğunu söylüyordu.
1990’ların kirli savaş ortamında karanlık devlet odakları bir kimseyi ya önce PKK’li veya Kürtçü diye yaftalar ve sonradan yargısız infaz ederlerdi. Ya da önce infaz eder, sonradan onun PKK’li veya Kürtçü olduğuna hükmederlerdi. PKK’nin Ceylanpınar’da yaptığının bundan bir farkı yok, yöntem aynı. Bir lojmana giriyor, iki genç polisi öldürüyor, ardından onların IŞİD’le bağlantılı olduğunu ilan ediyor. Bunun izah edilebilir bir tarafı yok.
PKK’nin böyle bir eylem yapması ve eylemi bağıra çağıra üstlenmesi, ateşkesin veya çatışmasızlığa son verildiğinin işareti olabilir. Eğer öyleyse, bu bir akıl tutulması. Bir an evvel bundan çıkmak lazım. Sorumluluk, sivil ve siyasi aktörlere düşüyor. Başta HDP olmak üzere onlar, hükümete nasıl yapması gerekenleri ve sorumluluklarını hatırlatıyorlarsa, PKK’ye de güçlü bir şekilde “Dur” demeliler. Bitmiş, anlamını yitirmiş bir savaşın harlanmasına karşı koymalılar. Aksi takdirde 2011’den sonra yaşanan felakete bir kez daha bir kez daha tanık oluruz.
Unutulmamalı ki, bugün Türkiye’de başlatılacak bir savaşın önüne veya arkasına “devrimci”, “demokrat”, “halk”, benzeri hangi afili terimi koyarsanız koyun sonucu değişmez. Savaşta yine fakir-fukara ailelerden gelen Kürt ve Türk gençleri ölür. Yine nefret zirve yapar. Yine kimse nihai bir netice elde edemez. Yine dönülür dolaşılır görüşmek için bir masa aranır. Olan, bu arada yitirdiğimiz canlara ve onların acıya gark edilen ailelerine olur. Artık bu kanlı deverana bir son vermeli ve tarih tekerrür etmemeli.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025
11.07.2025