Vahap COŞKUN
IKYB Başkanı Mesut Barzani, devlet güçleri bölgede hendek operasyonlarına başlamadan önce Ankara’ya bir ziyarette bulunmuş ve HDP yetkilileri ile de bir görüşme yapmıştı. Söz konusu görüşmenin ayrıntıları, Dilşad Derkari tarafından kaleme alınan bir haber üzerinden, Türkiye medyasına da yansıdı.[1]
Habere göre, Barzani bu görüşmede HDP heyetine üç noktada uyarıda bulunur:
-Hendek kazmanın, çoluk çocuğun içine bomba yerleştirmenin bir mantığı yoktur. Biz yılarca Irak devleti ile savaştık ama asla savaşı sivillerin içine taşımadık.
-İki tane asker veya polis öldürerek Türkiye devletine zarar verilemez.
-Bölgede yaşanacak bir savaş, en çok Kürtlere zarar verir. Yarın Kürt çocuklarının cesetlerini sokaklarda görmek istemiyoruz.
Barzani’nin indinde, şehirlerde hendek kazmak, halkı ateşe atmaktır. Böylesi bir girişimden Kürtler hiçbir kazanım elde etmez. Aksine bu, Kürtlere sadece yıkım getirir. Dolayısıyla yapılması gereken, bir an önce bütün hendekleri kapatmak ve silahlı grupları halkın içerisinden çıkarmaktır. HDP bunun için inisiyatif almalı ve problemin diyalogla çözülmesi için sorumluluk üstlenmelidir.
“AKP gidinceye kadar sokaklarda direneceğiz”
Barzani’ye yanıt, HDP heyetine başkanlık eden Figen Yüksekdağ’dan gelir. Cevabını iki noktada toplar Yüksekdağ:
-Halkın, devletle bir sorunu yoktur. Tek sorun, AKP ve Saray’dır. Bunun tek çözümü de AKP’nin istifa etmesidir. AKP istifa edene kadar sokaklarda direnmeye devam edeceğiz.
-Önerilerinize teşekkür ederiz. Fakat bunlar bizim iç işlerimizdir ve başka birilerinin müdahalesi doğru değildir. Türk halkının iç meselesine dışarıdan müdahale etmenizi kabul etmeyiz.
Bunun üzerine Barzani ayağa kalkar, yanındaki Leyla Zana’ya döner ve “Tarihinden ders çıkarmayan tek halk Kürtlerdir” diyerek görüşmeyi sonlandırır.
Haberin yayınlanmasının üzerinden epey bir süre geçti. Ve takip edebildiğim kadarıyla da, haberde ismi geçenlerin herhangi birinden bir düzeltme veya yalanlama gelmedi. Bu itibarla haberi “doğru” sayıp birtakım değerlendirmelerde bulunulabilinir.
Dış kapının mandalı
Bana göre, HDP Eşbaşkanı’nın söylediklerinin elle tutulur bir tarafı bulunmuyor. “Devletle sorunumuz yok, tek sorun AKP ve Saray” ifadesini bir başka yazıda genişçe değerlendireceğim. Lakin şimdilik iki hususa değinmeden geçsem olmaz:
İlki, Yüksekdağ’ın, Kürtlerin taleplerini ve Kürt çocuklarının ölüm-kalım meselesini kendi“iç” meselesi olarak görüp Barzani’yi “dış”a koymasıdır. Düşünün, Kürtlerle daha kısa bir müddet önce ve konjonktürel gereklerle ünsiyet peyda eden nevzuhur bir siyasi figür, Kürt/Kürdistan mücadelesinin sembol ailelerinden birinden gelen ve hâlihazırda “Kürdistan Başkanı” sıfatı taşıyan Barzani’ye “dış kapının mandalı” muamelesi çekiyor!
Hani rüyada görseniz hayra yormazsınız. O kadar absürt bir sahne! Ne var ki bir o kadar da gerçek. Yüksekdağ’ın sözleri, bir taraftan kendisine “Kürt siyaseti” demekte ısrar eden bir hareketin kimler tarafından ve nasıl temsil edildiğini (ya da edilemediğini) göstermesi bakımından ibretlik. Diğer taraftan da bu hareketteki siyasi kabızlığın nedenine ışık tutması bakımından öğretici.
İkincisi, PKK ve HDP hattındaki “dış güçler” karşıtlığıdır. Fakat görünen o ki, bu “ilkesel”değil, “öznelere bağlı” bir karşıtlıktır. Zira PKK ve HDP, ABD‘den Almanya’ya, BM’den AB’ye kadar birçok devlet ve uluslararası kuruluşun sürece müdahalesi için çağrıda bulundular. Yabancı devletlerin ve kuruluşların süreçte arabulucu veya kolaylaştırıcı olarak rol oynamasını istediler.
Bu güçlere balmumlu davetiyeler döşerken akıllarına hiç de “Bunlar bizim içişlerimizdir, dış müdahale istemeyiz” gibi bir itiraz gelmedi. Ama mevzu bahis Barzani olduğunda, birden “iç” sevdaları ağır bastı, “milli” damarları kabardı ve “dış” güçlerden rahatsızlık izhar etmeye başladılar. Hem ayıp, hem de gülünç bir hal bu.
Yarım milyon mağdur
Barzani’ye gelince, zaman, onu haklı çıkardı. Üç uyarısının da ne kadar yerinde olduğu bugün çok daha net ortaya çıktı.İlk olarak, hendek kazmanın ve halkın arasına bombalar döşemenin akıl karı olmadığı görüldü. PKK’nin en güçlü olduğu bölgelerde dahi bu tasvip edilmedi, reddedildi.
İkincisi, devleti güçten düşürsün diye yapılan çatışmalar devleti daha bir güçlü kıldı. Ölümler, milliyetçilik duygusunu keskinleştirdi. Güvenlik operasyonlarına verilen destek en üst seviyeye çıktı. Devletin hak ve özgürlük alanlarına daha rahat el atmasını mümkün kılan bir psikolojiye zemin hazırladı.
Ve üçüncüsü, savaş, en büyük zararı yine Kürtlere verdi. Maalesef Barzani’nin korktuğu gibi oldu, Kürt gençlerinin ve çocuklarının cesetleri sokaklardan, dağ başlarından toplandı. Şiddetli bir toplumsal yıkım yaşandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ile Şırnak Belediye Başkanı Serhat Kadirhan’ın eşbaşkanlığını yaptığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği (GABB) tarafından hazırlanan rapora göre; yaklaşık yarım milyon kişi çatışmaların mağduru oldu. Toplamda 880.806 nüfusa sahip il ve ilçelerdeki 451.117 kişi çatışmalardan doğrudan etkilendi.[2]
Ezcümle hendek savaşları, Kürtler için vahim sonuçlar üretti. Tahribatın büyüklüğü ve açılan yaranın derinliği gün geçtikçe daha iyi kavranıyor. PKK’nin çıkartması icap eden bir ders var yaşananlardan: Adına ister “halk ayaklanması”, ister “devrimci halk savaşı” denilsin, ya da arkaik sol-devrimci siyasi söylemden çıkartılan başka bir sıfat takılsın, Türkiye Kürtlerinin böyle bir yola girmeyecekleri bir kez daha anlaşıldı. Kürtlerin istemediği bir yolu zorlamak, onlara daha fazla ölüm ve acı getiriyor, çözümü çok daha uzak kılıyor.
Silahlara veda
PKK bunu görmeli, bir daha felaket getiren böylesi bir yola tevessül etmemeli ve 2013 şartlarına geri dönmeli. Yani, Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bitirdiğini ilan etmeli ve silahlı unsurlarını çekmeli. Böylesi bir siyasi hamle, üç alanda olumlu gelişmelere kapı aralar:
1. Yeniden siyasi bir çözüme dönmek için gerekli ortamı oluşturur. Meseleyi sağlıklı bir şekilde tartışmak ve gerekli adımları atmak için dingin bir iklime ihtiyaç vardır.
2. Sadece bu da değil. PKK, Suriye’de “kazanım” olarak gördüğü pozisyonunu devam ettirebilmek için de Türkiye’de silahları tamamen susturmalı. Türkiye, dış politikasında önemli ve kapsamlı bir değişime gitti. PKK, değişen dengeleri iyi okumalı. Hiçbir şey değişmemiş gibi “azami”de ısrar etmek, PKK’ye “asgari” kazanımlarını da heba ettirebilir. Mensur Akgün’ün belirttiği gibi, “Türkiye’nin yeni siyasi oryantasyonu PKK’nin maksimalist beklentilerini hayata geçirebilme olanağını ortadan kaldırmıştır.”[3]
3. Oluşacak bir sulh atmosferi sayesinde Türkiye, hem Suriye Kürtleri ile daha yapıcı bir ilişki modeli geliştirebilir, hem de IŞİD ile daha etkin bir mücadele yürütebilir.
Hülasa, PKK’nin Türkiye’de silahlara veda etmesinin zamanı geldi de geçti bile. İster içerden bakın, ister dışarıdan, varılacak sonuç bu!
[1] Fatih Sevgili, http://dirilispostasi.com/a-3508-cizre-ve-suru-barzani-mi-yikti.html
Abdullah Kıran, http://serbestiyet.com/yazarlar/abdullah--kiran/sur-ve-cizreyi-barzani-yikmis-697826
Mahmut Övür, http://www.sabah.com.tr/yazarlar/ovur/2016/06/23/tarihinden-ders-cikarmayan-halk
[2][2] Hendek-Barikat Bilançosu: 451.117 Mağdur, Hürriyet, 03.07.2016.
http://www.hurriyet.com.tr/hendek-barikat-bilancosu-451-117-magdur-40127335
[3] Mensur Akgün, Rusya ile ilişkiler normalleşirken, Karar, 03.07.2016,
http://www.karar.com/yazarlar/mensur-akgun/rusya-ile-iliskiler-normallesirken-1486
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları






























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025