Vahap COŞKUN
İnsani ve ahlaki herhangi bir sınırı yok İŞID’in. Hedefine varmak için bütün değerleri gözünü kırpmadan çiğneyebiliyor. Bir çocuğu dahi bir katliam silahını dönüştürebiliyor. Genç-yaşlı, çoluk-çocuk, kadın-erkek demeden onlarca, yüzlerce insanın ölümünün altına kanlı imzasını koyabiliyor.
IŞİD bu vahşi yüzünü son olarak Antep’te gösterdi. Canlı bomba olarak kullandığı 12-14 yaşlarındaki bir çocuğu bir sokak düğününde patlattı. Çocuklarının, yakınlarının mutluğunu paylaşmak için toplanmış olan 54 masum insanın kanına girdi. Ve zaten son derece uzun ve geniş olan katliam listesini daha da uzatıp genişletti.
İnsanın kanını donduran bu vahşetin birçok nedeni var. Ancak öncelikli neden, IŞİD’in Menbiç’i kaybı. Suriye’de işler IŞİD için sarpa sarıyor. Her şeyden evvel PYD/YPG’nin ana bileşeni olduğu Suriye Demokratik Güçleri (SGD), giderek IŞİD’e karşı daha fazla askeri üstünlük sağlıyor. IŞİD, her geçen gün daha fazla alan kaybediyor ve işgal ettiği topraklardan çıkmak zorunda kalıyor.
SGD bu çerçevede kritik hamlelerinden birini Menbiç’te yaptı. ABD ve koalisyon güçlerinin desteğinde uzun sayılabilecek bir hazırlık ve kuşatmanın ardından Menbiç’i, İŞID unsurlarından temizledi. Menbiç’i kaybeden IŞİD Cerablus yönüne doğru kaçtı. Kaçarken de sivil halkı kendine kalkan yaptı ve böylece karadan ya da havadan vurulmasını engelledi.
Faturayı sivillere kesmek
Menbiç’i yitirdikten sonra IŞİD’in eli kolu bağlı durmayacağı, hıncını PYD’den ve Kürtlerden çıkarmak isteyeceği belliydi. Yakın geçmişte bunun birçok örneği vardı. IŞİD kayıplarının ardından intikam eylemlerine yönelmiş ve Suriye’de PYD’ye karşı aldığı her mağlubiyetin ertesinde sivillerin hayatına kast etmişti.
Kobani kuşatması ve akabinde yaşananlar, bu intikam stratejisinin en kanlı misalini oluşturuyordu. IŞİD bütün gücüyle Suriye’deki Kürt kenti Kobani’nin etrafını sarmış ve orayı düşürmeye çok yaklaşmıştı. Ancak devreye koalisyon ve peşmerge kuvvetlerinin girmesiyle denge değişmiş, IŞID kuşatması yarılmış ve Kobani kurtarılmıştı.
IŞİD de bu başarısızlığının faturasını sivil Kürtlere kesmişti. PKK/PYD ve dolayısıyla HDP tabanına saldırmıştı. Diyarbakır, Suruç ve Ankara’da HDP’nin miting ve toplantılarında bombalar patlatmış ve yüzlerce insanı katletmişti.
Kolektif cezalandırma
Menbiç, IŞİD için önem arz eden bir bölgeydi. Kendisi için stratejik değeri haiz bir toprağı yitirmesini IŞİD’in kolaylıkla hazzetmeyeceği açıktı. Dolayısıyla, aynen Kobani’den sonra yaptıklarına benzer eylemlere girişmesi sürpriz değildi. Bunu da Antep’te yaptı.
Kimi yorumcular bunu, IŞİD ile PYD arasındaki savaşın Türkiye’ye yansıması olarak değerlendirdiler. Doğru olmakla beraber, bu yansımanın tek taraflı olduğunu belirtmek gerekir. Zira PKK/PYD’nin, Türkiye’de doğrudan IŞİD ile irtibatlandıracağı bir toplumsal kesim ya da yapı yok. Oysa IŞİD de durum farklı. O, özelde HDP’yi ama genelde tüm Kürtleri PKK/PYD ile bağlantılı sayıyor ve PKK/PYD ile ilgili bir hesabından ötürü “kolektif bir cezalandırma” yoluna gitmekten imtina etmiyor.
Antep’te tanık olunan vahşetin işaret ettiği iki önemli nokta var: Birincisi, PYD ile IŞİD Suriye’de otorite kurma ve otoritesini tahkim etme mücadelesi içindeler. Yakın gelecekte daha da şiddetlenecek olan bu mücadele sürdükçe Türkiye de bundan etkilenecek. Suriye’de bir çözüme ulaşılmadığı müddetçe, Türkiye toprakları da Suriye kaynaklı çatışmalara açık olacak. Dolayısıyla ve maalesef, toplumsal hafızda halen taze olan acılara yenilerinin eklenmesi tehlikesi büyüyecek.
İkincisi, IŞİD daha öne siyasi nitelikli toplantı ve mitingleri hedeflemişti. Antep’te ise bir kına gecesini kana buladı. Böylelikle el büyüttü ve siyasi bağlantısı olsun ya da olmasın bütün Kürtleri hedef tahtasına oturttuğunu ilan etti. Kobani ve Erbil’e saldırıları ile Diyarbakır, Suruç ve Ankara bombalamaları IŞİD’i zaten Kürtler için “ortak öteki/ortak düşman” yapmıştı. Antep’ten sonra muhakkaktır ki, bu düşünce daha da keskinleşecek ve derinleşecektir.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025
11.07.2025