Yalçın AKDOĞAN
Terör konusunda muhafazakar camianın tavrı konjonktürel veya olaya/kişilere endeksli değildir, tamamen ilkeseldir. Masumlara yönelik eylemler bütün dünyada terör kapsamında değerlendirilir ve bu tartışmasız bir gerçektir, oysa bizim yaklaşımımız yargısız infaz anlamına gelecek şekilde hayata son verme eyleminin kime yöneldiğine bakmaksızın doğru görülmemesi gerektiğidir. Kişinin, statüsü, görevi, üniforması veya suçlu-suçsuz olması keyfi bir şekilde öldürülmesini mazur gösterecek, olayın terör vasfını ortadan kaldıracak bir durum değildir. Eğer birileri kendilerini hakikatin merkezine koyarak ‘cezalandırıcı’ olarak görmeye başlarlarsa bu silahın namlusunun kime döneceği kestirilemez. Nitekim terör olaylarının son dönemde Müslüman ülkelerde sıkça yaşanması, Müslüman görünümlü kişi ve örgütlerin Müslümanları katletmesi bu prensibin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Ortada bir algı savaşı yaşadığı bir gerçek... İslam’ı lekelemeye çalışan, İslam dünyasını baskı altına alan algı operasyonları hiç şüphesiz büyük bir sorun... Ama algı operasyonları ortada bir olgu olmadığı anlamına gelmiyor. Komplolar, istihbari yönlendirmeler, kurulan/yönlendirilen veya sızılan örgütler marifetiyle oynanan oyunlar ortada duran hastalıklı bir zihniyeti ve onların karıştıkları kabul edilemez hadiseleri ortadan kaldırmıyor.
Suriye’de birbirine kurşun sıkan o kadar farklı renkte İslamcı örgüt var ki... Silahlı örgütler arasında artık ılımlı-radikal gibi ayrımlar yapılır hale geldi. Herkes kendisini hakikatin savunucusu olarak görüyor ve kutsadığı mücadelesiyle acımaksızın Müslüman kişileri öldürmekten kaçınmıyor. Bu hakikatin tuz buz olma halidir. Aklın tutulduğu, vicdanın kuruduğu, gerçekliğin kaybolduğu bir cinnet durumudur.
İslam alimlerine düşen İslam toplumları içinde yayılan bu virüse karşı panzehir üretmektir. Bu algının, İslam dünyasına zarar vermesinin ötesinde daha ciddi bir sorundur bu... Amaca ulaşmak için her yolu mubah gören, her türlü yönteme, hileye, tuzağa, kumpasa başvuran bir sapkınlık hali...
Irak’ta farklı mezheplerin camileri havaya uçuruluyor yüzlerce kişi ölüyor, Suriye’de kimin kimi vurduğu belli değil, Afrika ülkelerinde kabileler ve paramiliter gruplar büyük katliamlar yapıyorlar, kaynağı-merkezi belli olmayan küresel örgütlerin hangi ülkeyi hedef alacağı öngörülemiyor.
Fanatizm, bağnazlık, tahammülsüzlük sadece elinde silah olan örgütlerde yok... Kendisini hakikatin merkezine koyarak Müslümanlara kumpas, komplo, tuzak kuran yapılarda da aynı tahammülsüzlük var...
İnsanları terörle imha eden zihniyet de, insanlara tuzak kurarak hayatlarını bitiren anlayış da aynı derece hastalıklıdır ve buna karşı ciddi bir dini ‘dur’ deyişe ihtiyaç var.
1980’li yıllarda İslamcılığın sadece devlet endeksli hareketlere yönelmesi sonucu ciddi bir sosyal/ahlaki travma yaşandığı, bunun sonucunda bir çok hareketin tekrar içe ve eğitim çalışmalarına dönmek zorunda kaldığını biliyoruz. Şimdi de başka vasıtalar üzerinden güç devşirmeye çalışan grupların ‘değer’i, ‘vicdan’ı, ‘ahlak’ı yok sayan bir noktaya savrulduğunu görüyoruz. Eline silah alarak veya devletin hukuk aygıtlarında etkili olarak bireyler üzerinde tahakküm kurmaya çalışan bu yapıların öncelikli dini yapılar tarafından sorgulanması gerekir.
Paris olayı terörün nasıl küreselleştiğini ve buna karşı nasıl ortak mücadele verilmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi. Ancak aynı olay, ortak mücadele konusunda nasıl eksiklikler olduğunu da ortaya koydu. Bir gün önce İstanbul’da yaşanan bombalı saldırı aynı şekilde dünya basınında makes bulmadı. Bir gün sonra Suudi Arabistan’da meydana gelen 3 askerin öldürdüğü olay veya Sana’da 35 kişinin öldüğü olay aynı yansımayı bulamadı. Nijerya’da 2 bin kişi katledildi ve bir kasaba yakıldı ama buna karşı ortak mücadele sesi yükselmedi. Avrupa’da eylem yapan örgütler öncelikle Müslüman dünyada büyük katliamlar yapıyorlar.
Demokrasi korkusu
Bu yüzden sorun ortak sorundur, tehdit ortak tehdittir. Ancak batılı bazı çevreler bu gerçeği görmek yerine olayları algı operasyonunun malzemesi olarak kullanmayı tercih ediyorlar. Bu algı operasyonları sadece Müslüman ülkeleri baskılamış olmuyor, Avrupa’nın üzerinde yükseldiği değerlerin de içini boşaltıyor, kendi bindiği dalı çürütmeye başlıyor. Yabancıya, göçmene, farklı din ve kültürden olana yönelen tepkisellik ırkçılığı ateşliyor, toplumsal fay hatlarında kırılmalar meydana getiriyor.
İşin diğer boyutu ise fanatizmi ve terörü besleyen faktörler ve güç kazandıran sebeplerdir.
Arap Baharı’nı tersine çeviren, Ortadoğu’da darbeyi ve otoriter rejimleri destekleyip muhalif görüşleri bastıran, yer altına iten siyasi paradigma açık bir şekilde ve büyük bir gürültüyle çökmüş durumda. İsrail’in ve otoriter rejimlerin ‘demokrasi korkusu’ bölgenin demokratikleşmesinin önüne set çekti. Muhalifler, farklılıklar, küresel sisteme boyun eğmeyenler sistemden dışlanmaya ve yer altına itilmeye çalışıldıkça enerji daha da birikiyor, tepkiler daha da sertleşiyor. Ortadoğu’da demokrasiyi kurban veren batı şimdi diğer değerlerinin de yavaş yavaş erimesini seyrediyor. Ortadoğu’yu silahlı örgütlerin antrenman alanına çevirenlerin ürettiği istikrarsızlaşma Avrupa’yı da tesiri altına alıyor.
Böyle bir konjonktürde Türkiye İslam-demokrasi ilişkisiyle, farklılıkları bir arada yaşatma kültürüyle, ılımlılık ve demokratik katılımcılık potansiyeliyle model ülke konumundadır. Türkiye’nin başlattığı Medeniyetler İttifakı Projesi, kültürel ayrışma, çatışma, tahammülsüzlük ve ırkçılığa karşı panzehirdir. Küresel teröre karşı amansız mücadele verirken sorunu besleyen sosyo-kültürel ve siyasi anlayışlara karşı da tedbirler geliştirilmelidir. Bölgenin demokratikleşmesi açısından da Türkiye örneği önemlidir, kültürel çatışma çabalarına karşı da Türkiye’nin katkısı gereklidir.
İslam dünyası, terör olayları sonrasında başlatılan kara kampanyalara karşı gereken mücadeleyi verirken eşzamanlı olarak da hastalıklı anlayışların neşv ü nema bulmaması için çaba göstermelidir. Yanlış anlayışlar düzelmeden yanlış algılar düzelmez...
http://haber.stargazete.com/acikgorus/algi-ayarli-saldirilar/haber-989722
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019