Yalçın AKDOĞAN
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu seçim kampanyası sürüyormuş gibi algılar üzerine oynamaya devam ediyor. Oysa seçim sonuçları somut olguyla alakalıdır, algı yönetimiyle değişmez. Millet sandığa gitmiş, oyunu kullanmış ve iş bitmiştir. Şimdi yapılan bu iradenin doğru olarak tespit edilmesi ve hakikatin ortaya çıkmasıdır.
Burada psikolojik yönlendirmelerin, ağlama ve sızlamaların, baskı ve tehditlerin hiçbir etkisi olmaz. Sandıkta kazanan kazanacak, sandıkta geride olan kaybedecektir.
İmamoğlu’nun birkaç gündür ortaya koyduğu söylemler ve davranışlar iki açıdan yorumlanabilir.
Birincisi, siyasi tecrübe ve birikim eksikliği sebebiyle usul ve esasları geçerek, yani hukuki prosedürleri es geçerek netice alabileceğini düşünüyor olabilir. Oysa devlet yönetimi de siyaset de içinde hukuki süreçleri barındıran ciddi bir bilgi birikimi gerektirir.
İmamoğlu’nun “Mazbatamı verin” çıkışı, sanki verilmesi gereken bir şey verilmiyor da haksızlık yapılıyor gibi bir görüntü oluşturma amacı taşıyor. İmamoğlu ya bilgisizliğinden bunu yapıyor ya da ‘mağdur’ pozisyonu üreterek kamuoyu baskısı oluşturmaya çalışıyor.
Oysa Türkiye’nin genelinde, bütün il ve ilçelerde aynı süreçler devam ediyor. Durum netleşmeden kimseye mazbata verilmiyor. Bu AK Parti için de geçerli. AK Parti’nin yüzde 50 gibi büyük bir farkla seçim kazandığı yerlerde bile seçildiği net şekilde belli olan adaya mazbata falan verilmiş değil. Kimse de çıkıp elinden şekeri alınmış çocuk gibi ‘mazbatamı verin’ diye ağlamıyor.
İstanbul’u yönetmeye talip olan bir siyasetçinin bu tür çocuksu tavırlar veya ucuz numaralar peşinde koşmaması gerekir.
Şu anda Türkiye genelinde kaç tane belediye başkanı mazbata aldı ve bunların hangisinin elini Cumhurbaşkanı havaya kaldırdı? Hangi AK Partili belediye başkanına böyle bir tören yapıldı?
İkincisi, şov yaparak ve algı operasyonlarıyla meseleyi normal zemininden çıkarmaya, ya oldu bittiyle netice almaya ya da aleyhte bir durum çıkarsa meseleyi başka zeminlere taşımaya çalışıyor.
Ekrem İmamoğlu şov yaparak sandık sonuçlarını etkilemeye çalışıyorsa beyhude bir çaba içindedir.
Sandık sonuçları kimin lehine veya aleyhine olursa olsun sandıktan çıkan iradeyi yansıtması demokrasinin namusudur. Milletin iradesi neyse o ortaya çıkmalıdır ve kimse bundan da gocunmamalıdır.
Tehditvari imalarla, ‘aman sorun çıkmasın, ortalık karışmasın’ türü ezikliklerle, ‘kapatalım gitsin türü’ boş laflarla milletin iradesi gölgelenemez. Sandıktaki hakikati perdelemek kimsenin hakkı olmamalıdır.
Sandıkta tecelli eden irade hiçbir algı operasyonuyla veya siyasi şovla örtülemez.
İmamoğlu’nun mazbatayı almadan kendisini başkan ilan etmesi çok yakışıksız bir davranıştır. Bir kimse kırk kez kendisine başkan dese de başkan olamaz. Başkan olmak için sandıktan çıkmak ve prosedürleri tamamlayarak mazbatayı almak gerekir.
Mazbata; muhtar, belediye başkanı veya milletvekili için yetki belgesidir. Yetki belgesini almadan unvan kullanmak 23 Nisan’da makam koltuklarına oturan çocukların sembolik halinden daha ileri gitmez.
İmamoğlu’nun seçim sonuçlarıyla ilgili şikâyet ve başvuruların durdurulmasını ve hemen kendisinin başkan ilan edilmesini istemesi de çok ciddiyetsiz bir yaklaşımdır. Bu kadar bilgisiz veya şımarık bir tavır bugüne kadar hiçbir seçimde görülmemiştir.
Hukuki süreçler herkes ve her parti için objektif ve eşit şekilde işlemektedir. Bu süreçler seçimin bir parçasıdır ve bunlar tamamlanmadan seçim tamamlanmış olmaz. Nitekim birçok şehirde CHP’nin başvuruları görüşülmekte ve yeniden sayım işlemleri devam etmektedir. Hatta bir ilçede CHP’nin itirazıyla seçim yenilenme kararı verilmiştir.
İmamoğlu daha sorumlu bir duruş sergilemeli, sabırla ve sükûnetle YSK’nın kararını beklemelidir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları










































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019