Yalçın AKDOĞAN
Bazı belediyelere kayyum atanması farklı tartışmaları beraberinde getirdi. Halkın seçtiği belediye başkanı yerine devletin atamayla ‘başkan’ görevlendirmesini kimi çevreler eleştiriyorlar, bu uygulamayı kendilerine göre ‘demokratik’ bulmuyorlar. Demokrasiye ve hukukun evrensel değerlerine inanan bir insanın böyle bir olay karşısındaki tutumu ne olmalı?
Hiç lafı dolandırmadan söylemem gerekirse bu durum, terör/demokrasi denkleminde gereken ayrımı yapamayan sakat anlayışın ürettiği bir soruna demokrasi ve hukuk adına müdahale edilmesi halidir.
Demokrasiyle terörü iç içe götürmeye çalışanların bu tür gelişmeleri demokratik bulmaması bir anlam ifade etmiyor. Varsa bir tenakuz, bir paradoks, kitaba uymayan bir durum, o kayyum atanması değil, belediye görevinin teröre alet edilmesidir. Belediye araçlarıyla terör örgütünün levazım birliği gibi çalışanlar, belediyeyi lojistik üs olarak görenler, örgütün finans ve adam devşirme kaynağı gibi konumlandıranlar bu paradokstan kurtulamazlar.
Burada yaşanan paradoks devletin değil HDP’nin yaşadığı bir paradokstur. Devlet, demokrasiyle hukukun birbirinden ayrılmadan yaşatılması gerektiği anlayışına sahiptir. Hukukun aşındırılması demokrasinin de altını oyar. Terör örgütüyle çarpık ilişkiye giren belediye başkanları demokratik zeminlerini ve meşruiyetlerini kaybederler. Hukuki ve siyasi meşruiyet birbirinin mütemmim cüz’üdür. Biri kaybolduğunda diğeri de anlamını kaybeder.
Bunların anlayışına göre asıl olan terör örgütüyse, demokratik ve idari yapılar onun payandası, yedeği veya taşeronu olarak konumlandırılıyorsa orada bu tür sıkıntıların yaşanması kaçınılmazdır. Belediyenin yani kamu hizmetinin terörist faaliyetlere alet edilmesi siyasetin teröre alet edilmesinin bir ileri ve daha vahim bir aşamasıdır. Siyasetin terörle arasına mesafe koyamaması, onu kınayamaması, terörün hukuksuzluklarına tavır takınamaması kötüdür ama bütün bunları yerel kamu yönetimi olan belediyelerin
yapamaması daha kötüdür.
Meselenin diğer boyutu da HDP’li yerel yönetimlerin Kandil’in emir ve komutasında hareket etmekten, bölücü örgütün bir şubesi veya birimi gibi kendisini konumlandırmaktan kurtulamamasıdır.
‘Halkın seçtiği başkana bu yapılır mı?’ diye soranlar öncelikle kendi vicdanlarına şunu sorsunlar: Halkın seçtiği belediye başkanı varken Kandil’in atadığı bir terörist bozuntusunun belediyeyi yönetmesi, kurumu vesayet altına alması kabul edilebilir mi?
Halkın seçtiği belediye başkanı hukuktan ve yasalarda azade midir, belediyeyi tapulu malı gibi görerek terör örgütlerinin amaçlarına hizmetkar edebilir mi?
FETÖ’nün imamları ile örgütün sözde komiserleri arasında fark yok. FETÖ’cü bir öğretmen, ordudaki bir generale talimat verebiliyor, savaş uçaklarının hareketlerini yönlendirebiliyor.
Kandil’in görevlendirdiği bir örgüt elemanı belediye başkanına talimatlar verebiliyor, onu azarlayabiliyor, istediği tasarrufta bulunabiliyor. Nitekim bir temizlik işçisinin başkana ayar verdiği sakil hadiseler geçmişte yaşandı. Belediyeyi halkın iradesiyle seçilenler değil, Kandil’in iradesiyle görevlendirilenler yönetiyor. Öyle olunca belediye araçları örgütün terör saldırılarının önünü açmak, zemin hazırlamak için kullanılabiliyor.
Bu kadar çarpıklıktan, hukuksuzluktan ve demokrasiye uymayan işten sonra kayyum atanmasını demokrasi adına eleştirmek hiç gerçekçi olmuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019