Yalçın ERGÜNDOĞAN
24 Haziran 2018’de Türkiye hem Cumhurbaşkanlığı, hem de Milletvekili seçimlerini bir arada gerçekleştirecek.
Geniş koalisyonun siyasetçilerinden ‘poker oyuncusu’ suratlıolanı, geçmişte de yaptığı ani hamlelerden birini daha yaparak“erken seçim” diye ortaya fırladı. “Erken seçim talebi vatana ihanettir” diyen ‘Saraylı’ ise; müzakere edermiş gibi yaparak panik içinde “erkeni”, “baskına” çevirelim bari dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl yapılacağına dair yasal düzenleme bile yapılmadan 24 Haziran ilan ediliverdi. Şekli parlamentoda eller kalktı ve tarih kesinleşerek yürürlüğe girdi.
Önceki değerlendirme ve analizlerimde AKP’nin iktidara geldiği ilk günden beri bir koalisyon hükümeti olduğunu hep vurguladım. Koalisyonları kötüleyip, karalayıp; bir yandan “memleket ne çektiyse koalisyonlardan çekti”algısını pompalayarak, üstelik de insanların gözünün içine bakarak koalisyonun birini dağıtıp öbürünü kura kura bugüne geldi AKP ve Erdoğan.
* * *
AKP’nin son koalisyonu en tehlikelisi oldu. Aslında, muhtemelen kendisi de bunun farkındaydı. Ülke ve halklar için tehlikeli olması belki umurunda değildi ama, kendisi için son dönem koalisyon ortaklarının ne denli tehlikeli olduğunu, ilk iktidar yıllarından biliyordu.
Ama asla ve asla düşmemeliydi. Sendelediğinde bile bir bisiklet sürücüsü ne yaparsa onu yapmalı, bisikletin pedalını daha hızlı çevirmeliydi. Düşerse bir daha asla ayağa kalkamayacağını, bunun da ağır bedelleri olabileceğini biliyordu. Öyle de yaptı…
Geride bıraktığı iktidar yıllarında o dönemki konjonktürde içeri tıktıklarını, “orduya kumpas” ile açıklayıp serbest bıraktırdı, itibarlarını ve görevlerini kendilerine iade etti.
Zira, asla düşmemeliydi. Neler yaptığını kendisi herkesten çok daha iyi biliyordu.
* * *
Muhalefet?..
Muhalefet zaten yoktu. “Ana muhalefet” koltuklarını dolduran parti de “devletin bekası” sopasıyla, kolayca koalisyon destekçisi hizasına sokulurdu.
Eh, bu sayede onların da desteği ile esas muhalefeti yapan siyasetçileri içeri tıkıp, partileri de işlevsiz kılındı mı… Tamamdı!
Medya çoktan halledilmişti. Yürütme elde, yasama işlevsiz. Yargı da sağ olsun CHP’nin o yıllardaki Anayasa Mahkemesi’ne başvurusuyla aldırdığı “HSYK yapısına ilişkin kararı ile” tepsi içinde sunduğu haliyle zaten çantaya girmişti… Yasama, yürütme, yargının ayrı ayrı olmasına ne gerek vardı. Ayrı ayrı olması fuzûli ve israftı.
Böylece sarayda daha yıllarca oturuluuup gidilirdi.
* * *
Ekonomi?.. Ekonomiden kolay ne vardı ki…
OHAL ilan edilmemiş miydi? OHAL’in ekonomiye ve ekonominin dinamiği ”patronlara” faydası da ortada değil miydi? Nankörlük edenlere de arada hatırlatılırdı: “Bir tek grev yapılabiliyor muydu OHAL sayesinde…” Yaa!
Yine de olmazsa, “usta danışmanlar” çevresindeydi. Kafa kafaya verirler, saraydan peş peşe verilen talimatlarla ekonomidenen şey de hizaya sokulur, giderdi.
Bir emirle döviz düşer, Merkez Bankası başkanına bir gürleme ile faizler inerdi.
Havaalanları, oto yollar, tüneller tüm dünyayı kıskandırıyordu çoktan.
Dış politika zaten tıkırında idi. “Eyyy” diye bir gürledi mi, dünyada hizaya girmeyen, titremeyen lider de kalmamıştı çoktan.
* * *
Ergenekon ile “al gülüm, ver gülüm”, demir yumrukla ne güzel gidiyordu.
Gerçi geceleri uyku haramdı, her an ‘düşecekmiş’ korkusu bir türlü geçmiyordu…
Nereden çıkmıştı bu seçim işi şimdi. Oysa daha çook zaman vardı seçim tarihine.
‘Erken’i, panikle ‘baskın’a çevirmişlerdi ama…
Şu “pokerci suratlı”yı, aslında hiç sevmiyordu ama…
İçinde öyle bir his vardı ki… Galiba bu sefer yolun sonuna gelmişti.
O kadar çok otoyollar yapmış olmasına rağmen, nasıl oluyordu da yolun sonuna geldiği hissi uyanıyordu. Bunu bir türlü anlayamıyordu.
Bu sefer “yanıldık”,”kandırıldık” diyerek başka bir koalisyonun ipine sarılma şansı da kalmamıştı.
Üç, dört parçaya bölünmüş devletin yüzeydeki ve derindeki yapılanması içinden “devletin bekası diye diye bu iş saraydakinin bekasına dönüştü” homurdanmaları da çoktan işitilir olmuştu. En büyük çekişme, kapışma, çatışma ve tabii ”muhalefet” de bu yapılanma içindeydi.
“Pokerci suratlı”, koalisyonun ortaklarından biriydi elbette. Bu yapılanmalar içinden, bağlı olduğu kanattan onu da sıkıştıranlar çoktu tabii.
Ama her ne olursa olsun, çaresi yoktu. Hiç bir şey yokmuş, her şey yolundaymış gibi, bisikletin pedalını yine de hızlı çevirmeyi sürdürmeli idi…
HESAPLARI BOZABİLMEK…
Özetleyerek, anlatmaya çalıştığım gizli, açık, şeffaf ya da derin planlar, hesaplar böyle.
Kurulacak seçim sandıklarıyla, tünelin ucunda görünen ışığa erişebilmek için açık ve kapalı sürdürülmekte olan“mühendislik hesapları”nı iyi analiz etmek gerekiyor. Bu hesaplar boşa çıkartılabildiği ölçüde ışığa yaklaşabilmek, belki de hiç görmediğimiz kadar bir aydınlığa kavuşabilmek de olanaklı olabilecek gibi görünüyor.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2019
3.02.2019
26.11.2019
4.01.2019
29.10.2019
8.07.2019
8.07.2019
3.06.2019
4.02.2019
28.01.2019