Yıldıray OĞUR
Her kesimden binlerce vakur insan Taksim’den İstanbul’un en işlek caddelerinden geçip Levent’e yürüdü.
Cenaze aracından Türk bayrağına sarılı bir tabut inerken “Şehit Namırın” sloganları yükselmeye başladı.
Yani “Şehitler ölmez.”
Bu sloganın Türkçesi ile binlerce bayrağa sarılı cenaze uğurlanmıştı.
İlk kez Kürtçe “Şehit Namırın”larla Türk bayraklı bir tabutta bir DEM milletvekili, İmralı heyeti üyesi, TBMM Başkanvekili uğurlandı.
Alkışlar ile müezzinlerin aşr-i şerifleri birbirine karıştı.
Cami avlusundan “Sırrı’ya Sözümüz Barış Olacak” sesleri yükselirken, o barış için Kandil’den gelecek haberi bekleyen MİT Başkanı İbrahim Kalın kalabalığın önünden geçip saftaki yerini aldı.
Saflarda kimler yoktu ki…
Ahmet Türk, Tuncer Bakırhan, Leyla Zana, Pervin Buldan…
Numan Kurtulmuş, Efkan Ala, Ömer Çelik, Özlem Zengin… Kılıçdaroğlu, Davutoğlu, Babacan, Celal Adan, Binali Yıldırım, Fatih Erbakan…
İbrahim Tatlıses, Yılmaz Erdoğan…
Özgür Özel, “Sana uzanan el bizim düşmanımızdır” sesleri ve alkışlarla…
Ve sonra namazı kıldırmak üzere vasiyet üzerine safların önüne geçen İhsan Eliaçık’tan Allahu Ekber…
Bütün Levent plazalarında yankılanan “Helal Olsun”, “İyi bilirdik” sesleri…
Hiç olmayacak şeylerin yan yana geldiği karmaşık bir rüya gibi bir ortam…
Hayatı boyunca Türkiye İşçi Partisi’nden Said Nursi’ye, gevendelikten Siyasal’a, kamyon şoförlüğünden film yönetmenliğine, Meksika Sınırı’ndan Gezi Parkı’na, hapishaneden Meclis başkanvekilliğine, Öcalan’dan Bahçeli’ye, MİT’ten Kandil’e, Erdoğan’dan Demirtaş’a, Cihangir’den Adıyaman’a muhabbetle ülkeyi birbirine bağlayan görünmez ağlar örmüştü.
Hasta yatağında tek kelime etmeden bir hastanede ülkeyi buluşturmuş, varlığından, niyetinden şüphe edilen, inanılmayan, olmaz denişen barışı herkesin kalkıp devam etmesi için dua ettiği partiler üstü bir ortak derde, hedefe çevirmeyi başarmıştı.
Şimdi de İstanbul’un ortasında musalla taşında yatarken asla yan yana gelmeyeceklerin birlikte saf tutmasını sağladı.
Barış için kongrenin Kandil’de toplanması bekleniyordu.
Barış sonrası Türkiye’nin nasıl bir yer olacağı son vazifesini yapmak için saf tutanların Levent’teki “kongre”sinde görüldü.
Türk bayrağına sarılı bir DEM Partili, Şehit Namırın sesleri, tekbirler…
Bütün bunları kızı Ceren’in kalplerimizi delip geçen mektubunda anlattığı gibi kendisi için bir ameliyat arasını bile çok gören bir adam başarabilirdi.
Sırrı Süreyya uzun süredir Türkiye’de benzerini görmediğimiz bir melezdi.
Doğuştan yerli ve milliydi ama fikirleriyle o yerli ve milliğin ürettiği bütün marazlarla mücadele etmişti.
Bu melezlik onu herkesten biraz yapmış, herkesin dilini öğrenmiş harika bir tercümandı.
Ama tam olarak kimseden de olmamış sadece kirada oturmak anlamında değil gerçek bir evsizdi.
Ama hepimizi evinde hisseden bir evsizlikti bu.
Sırrı Süreyya’yı yeri doldurulamaz yapan tam da bu. Çünkü böyle biri yok.
Küçük mahallerimizde, ötekiyle az temas ederek, az öğrenerek ve değişerek yaşıyoruz Bizi bir birbirimize bağlayan şeyler gün geçtikçe azalıyor.
Sırrı Süreyya o bağlantı noktalarından biriydi.
O yüzden de doğal olarak hayat onu alıp yönetmenlikten, barış süreci heyetinin değişmez üyeliğine taşıdı.
Sanki hep bu işle uğraşmış gibi hissettirmesi bundan.
Neredeyse bunu yapmak için bunca şeyi yaşamış gibiydi.
Kendi kızını ve torununu öksüz bırakmayı da göze alarak bundan sonra binlerce insanın öksüz, yetim kalmasını engellemiş olabilir.
Bir insanın geriye miras ve vasiyet olarak barışı bırakması…
Hiç kapanmayacak bir hayır kapısı bu.
Bundan sonra bir insan daha ölmediğinde bile onu hayırla yad edeceğiz.
Yönetmenliğe ara verip çektiği bu filmdeki başrol performansı unutulmayacak.
O filmden çıktığımız ilk anlarda içimize oturan o hüzün de…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025