Yıldıray OĞUR
Dün sabah bir grup köşe yazarı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Ayşenur İslamoğlu ile kahvaltıda buluştuk.
Sayın Bakan son günlerde üst üste gelen çocuk cinayetleri ve tecavüz olayları dolayısıyla almayı düşündükleri tedbirleri ve yasa çalışmalarını anlattı, bizlerin konuyla ilgili görüşlerimizi almak istedi.
Tedbirlerin bazıları yasa değişiklikleri ile cezaların artırılması, özellikle de infaz kanunu değişiklikleriyle daha caydırıcı hale getirilmesiydi ki, bu konu elbette Yürütme'ye düşen bir görevdi.
İslamoğlu, yasal değişikliklerin yanı sıra çocukları özellikle "yabancılarla temas" konusunda eğitmek; ebeveynleri mevcut tehlikeler konusunda bilinçlendirmek amacıyla bazı hazırlıklar içinde olduklarını; örneğin yuva çağından başlayarak okullara dersler koymayı düşündüklerini; ayrıca ailelere ve öğretmenlere yönelik olarak da programlar planladıklarını söyledi.
Bu arada yazılı ve görsel medyanın bu konuda daha sorumlu davranması; çocuğa şiddeti ve cinsel istismarı özendirecek yayınlardan uzak durması gerektiğine işaret etti.
Daha sonra söz alan çeşitli yazarlar da konunun "moral değerlerin aşınması" ve toplumsal ahlakın erozyona uğramasıyla ilişkisi üzerinde durdular ve genellikle moral değerlerin yeniden inşası ihtiyacından bahsettiler.
Hiç şüphesiz, toplantıda bulunan her yazar, kendi görüşünü kendi köşesinde dile getirecektir. Ben de orada söylediklerimi bu köşede sizlerle paylaşıp ve bazı tehlikelere işaret etmek istiyorum.
Kaş yapayım derken göz çıkarmak
Kanımca bu mesele, iyi bir şey yapayım derken, son derece vahim yan etkiler yaratabileceğimiz bıçak sırtı bir mesele ve bu konuda Batı'nın deneyimlerini dikkate almamızda fayda var.
Birinci nokta, çocukları yabancılara karşı uyarma konusu... Batı'da cinsel tacize karşı çocukları koruma çalışmaları, büyük kampanyalar halinde ve uzun süre önce başladı.
Sonuç hiç de parlak değil: Şu anda birçok Batı ülkesinde yetişkin erkekler, tacizci diye suçlanma korkusuyla bir çocuğa karşıdan karşıya geçerken elini tutup yardım etmeye, düşen çocuğu yerden kaldırmaya bile çekiniyor. İnsanlar yolda çocukların başını okşamıyor, yanağından makas almıyor. Etrafındaki bütün yabancıları "tehlike" olarak gören, temel güven duygusundan mahrum, korku içinde büyüyen çocuklar yetişiyor.
Böyle bir ortamın çocuğun ruhunda yaratacağı tahribatın büyüklüğünü düşünebiliyor musunuz? Yapılan şey, bin çocuktan birinin başına gelebilecek bir tacizi engellemek uğruna, bin çocuktan belki beş yüzünün ruh sağlığını bozmaktır. Dolayısıyla ben şu anda sözü edilen "yabancılarla mesafe" eğitiminin iyi düşünülüp taşınılmasını tavsiye ediyorum.
İkinci mesele, "moral değerlerin güçlendirilmesi" konusu...
Bir kere, son günlerde yazılıp çizilenlere yansıyan bir algıdan söz etmek gerek. Bu tip olayları yaşadığımız çağın kaçınılmaz sonucu ve genel "toplumsal yozlaşmanın" tezahürü olarak gören bir anlayış bu. Bence yaşanan olayları "hastalanmış bir toplumun" yansıması olarak görmek yerine, tekil kriminal olaylar olarak ele almalı ve kendimizi haksız yere suçlamamalıyız. Her toplumda her zaman katiller, tecavüzcüler ve tacizciler çıkar ve bundan sonra da çıkacaktır. Bu tip olayların artış gösterdiğine dair bir veri de yok elimizde.
Ayrıca, "moral değerlerin güçlendirilmesi" dediğimiz şeyin de hükümetlerin ya da partilerin değil esas olarak toplumun işi olduğunu bir kez daha vurgulamak gerekiyor. Sanıldığının aksine, hükümetler bu konuda zaten etkili olamazlar. Etkili olmak adına yaptıkları da genellikle yanlış olur. Toplumda hepimizin doğru kabul edebileceği tek bir moral değerler seti olmadığı gibi doğru olanı iktidarların tespit etmesi de kabul edilebilecek bir şey değildir.
Dolayısıyla, bırakalım aileler kendi çocuklarına kendileri sahip çıksın; kendileri, kendi yöntemleriyle korusun, eğitsin. Vermek istediği ahlaki değerleri de kendisi versin. Devlet de kendi koruması altındaki çocukların güvenliğiyle ilgilensin. Ve tabii hem yasalarla hem de güvenlik güçleriyle, bu kriminal olaylarla etkili bir biçimde mücadele etsin.
.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025