Yıldıray OĞUR
Biden 1972’den beri senatoda olan kurt bir politikacı. 29 yaşında senatoya girdiği yıl Noel arifesinde eşini ve bebeklerini bir trafik kazasında kaybetmişti. 1988 ve 2008’de iki kez Demokratların Başkan adayı olmak için yarıştı. Obama, 30 yılını senatonun dış ilişkiler komitesinde geçirmiş, pek diplomatik olmasa da tecrübeli rakibini önce dışişleri bakanı yapmak istedi sonra da Başkan Yardımcılığına getirdi.
Tabii Irak dosyasını da önüne bırakarak. Bağdat’a bir keresinde kot pantolon, kahverengi deri ceket ve kafasında beyzbol şapkasıyla inişine bakınca inanmak zor. Tabii House of Card’daki Başkan’ın gitmediği gereksiz toplantılarda, uzun konuşmalar yapan başkan yardımcısı tipine ilham kaynağı olduğunu da söyleyenler var.
Çünkü Biden’in esas şöhreti kırdığı potlar, yaptığı gaflar. Ağzını açtığında Beyaz Saray arkasını nasıl toplayacağını düşünmeye başlıyor. Boşboğaz diyen de var, açıksözlü diyen de.
Obama’dan önceki gaflarının sayısı bilinmiyor. En meşhuru 2006’da devirdiği büyük çam. Seçim bölgesi Delaware’de Hint asıllı bir Amerikalı destekçisiyle yakın olmaya çalışırken şöyle demiş: “Delaware’de en hızlı artan nüfus, Hindistan’dan göç eden Hint asıllı Amerikalılara ait. Hafif bir Hint aksanın olmadan Seven Eleven ya da Dunkin’ Donuts’tan içeri giremezsin. Şaka yapmıyorum”
Sözcüsü devrilen çamı “Biden, Delaware’de onyıllardır canlı bir Hint Amerikalı toplumu olduğunu söylemek istedi” diyerek zor kaldırmış.
2008’de Demokrat Parti başkan adaylığı yarışındaki rakibi Obama için söyledikleri de unutulmaz gafları listesinde ilk sıralardaki yerini hala koruyor: “Yani, belagati kuvvetli, pırıl pırıl, yakışıklı ilk anaakım Afro-Amerikan adama sahipsiniz. Adeta bir masal kitabı” Obama’nın bu sözleri unutması uzun süre almış olmalı.
Obama’nın kampanyası için çalışırken de durdurulamadı tabii. 200 Amerikalı Türk ve Azeri işadamının katıldığı Obama için düzenlenen bir bağış kahvaltısında kürsüde konuşurken şöyle dedi mesela: “Hepiniz inanılmaz donuk gözüküyorsunuz. Hayatımda konuşma yaptığım en donuk topluluksunuz. Sadece orada oturup bana gözlerinizi dikiyorsunuz. Bari beni seviyormuş gibi yapın”
Yine de bağış yapmış olması muhtemel birilerini tanıyoruz di mi?
Aynı kampanya sırasında Seattle’daki başka bir bağış toplantısında Obama’yı öyle bir övmüş ki: “Söylediğim başka şeyleri unutsanız da, şunu unutmayın, bu adamın yürekliliğini test edecek uluslararası bir kriz yaşayacağız.” Cumhuriyetçilerin adayı McCain mitingler ve televizyon reklamlarında bunu epey kullanmış.
Bu kez Obama-Romney’e karşı. Biden, Obama’nın dış politikada Romney’den üstün olduğunu anlatmak için Roosevelt’ın Amerikan dış politikasının klasikleşmiş sözünü hatırlatıyor: “Yumuşak konuş ve büyük bir sopa taşı. Uzaklara gideceksin” Sonra da kendini tutamayıp ekliyor: Bana güvenin, Başkan’ın büyük bir sopası var. Güvenin bana”
Belki bir prompterdır eksiği. Yine bir seçim kampanyası mitinginde. Biden seçim mitinginde ayağa kalkmasını istediği kişi Missouri senatörü. Tekerli sandalyede oturduğunu unutur ama:
“Bana Senatör Chuck Graham’ın burada olduğu söylendi. Ayağa kalk Chuck, herkes seni görsün. Ah Tanrı seni korusun. Ne diyorum ben. Sana bir şey diyeyim mi, yine de herkesi ayağa diktin ahbap.”
Seçim biter ama gaflar…
Obama’nın silahlanma karşıtı yasa çıkarmadığı günler. Başkan Yardımcısı Family dergisinin bir etkinliğinde konuşmaktadır. Bir izleyici yasanın suçluları cesaretlendireceğini söyleyince Biden: “Karıma söyledim. Ormanlık bir yerde oturuyoruz. Jill eğer bir problem olursa, balkona çık çifteyle dışarıya iki kurşun sık. Senin bir AR-15’e ihtiyacın yok. Hem kullanımı hem de hedefi tutturmak zor. Zaten kendini korumak için 30 atışa ihtiyacın yok. Tüfek alın tüfek.”
Biden’ın Obama’nın sağlık reformunu bir toplantıda büyük fu… bir iş diyerek övmüşlüğü var tabii.
Biden bazen iyi espriler de yapabiliyor aslında. ABD’de yakalanıp Rusya’ya iade edilen güzel Rus casus Anna Chapman için Jay Leno’nun showunda şöyle demişti mesela: “Şunu bir açıklığa kavuşturalım. Onu geri göndermek benim fikrim değildi. Düşündüm de belki Rush Limbaugh’u (ünlü bir radyocu) falan alırlardı. Gayet iyi olurdu bu.”
Diplomatik skandala dönüşen de epey sözü var. İrlanda Başbakanı’na hayattaki annesi için kameralar önünde taziyelerini bildirmesi mesela.
NBC’s Today Show’da, mafyanın sokakta adam öldürdüğü günlerde Meksika’ya gitmek istediğini söyleyen akrabalarına ne diyeceği sorulduğunda ise şöyle demiş:
“Aile üyelerine şöyle derim, ki dedim de, ‘Şu sıralar yasak bölgelere gitmem. Bu Meksika’ya gitmek meselesi değil, yasaklı bir uçakta olma meselesi. Bir kişi hapşırırsa, uçakta her yere yayılıyor.’ Ben böyleyim.”
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Robert Gibbs “Eğer insanlar herhangi bir nedenden gereksiz yere alarm halinde hissettilerse, bunun için özür dileriz” demek zorunda kalmıştı.
Biden’in son gafı için Independent “Biden için bile çok kötü” başlığını atmış. Sahiden öyle.
Olay, Biden’in meşhur Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ı İŞİD'e geçmişte yardım etmekle suçladığı, ne çektiysek müttefiklerimizden çektik dediği, Erdoğan’ın kendisine “yanlış yaptığını” itiraf ettiğini söylediği meşhur Harvard’da öğrencilere yaptığı konuşmada geçiyor.
ABD medyasının gündemi daha çok o gaf.
Siyaset Enstitüsü'nün etkinliğinde konuşan Biden kendisini başkan yardımcısı olarak tanıtan bir öğrenciye şöyle demiş; "Çok kahpe değil mi?" "yani... affedersiniz. Başkan yardımcılığı"
Sonra da "Şaka yaptım, şaka yaptım, şaka yaptım. Bugüne dek verdiğim en doğru karardı. O bir şakaydı” diye toparlamaya çalıştı.
Şöhreti yüzünden onu toparlaması kolay da birlikte koalisyon kurup İŞİD’i vurduğu müttefik ülkeler için ettiği lafları toparlaması biraz daha zor olacak. Erdoğan’ın “Özür dilemezse benim için tarih olur” sözünden sonra Beyaz Saray başkan yardımcısının arkasını “Biden Erdoğan’a hayran” diyerek toparlamaya çalıştı tabii.
Dün ABD’li uzmanlar, gazeteciler tam da operasyon sürerken edilen bu laflar için şöyle şeyler yazıyordu: “Biden gibi bir müttefikiniz varsa düşmana ihtiyacınız yok.” “En büyük sorunumuz müttefiklerimizdi” diyen Biden’a: Endişe etmeyin, onları kaybetmemiz uzun sürmeyecek.”
Biden, Türkiye’deki bütün emperyalizm, Amerikan karşıtı, Esed Muhipleri Cemiyeti ve Erdoğan’dan Nefret Edenler Federasyonu üyelerini ise epey heyecanlandırdı. Gördükleri her sakallıyı İŞİD’çi, İŞİD’i de AKP’nin gençlik kolları gibi anlatıp ciğerciden, tren kaldırmaya, sınırda dolaşan adamlardan, hastanelerde görünen sakallılara kadar hacıyatmaz gibi ürettikleri yalanlara karşı, Türkiye’nin İŞİD’e desteğine tek bir somut delil gösteremeyenlere koskoca ABD’nin başkan yardımcısı olarak çiğnenecek bir sakız daha verdi çünkü. Belki bir gün biri de İŞİD’in kendisine bağlı olan Irak’tan çıkıp, yine kendisinin projesi olan Maliki’nin politikalarıyla büyüdüğünü, tabii İŞİD’i görünce kaçan Irak ordusunun halinden de onun sorumlu olduğunu hatırlatır Biden’a.
Tabii Başkan yardımcılığı için söylediği sözleri de hatırlayarak…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025