Yıldıray OĞUR
Benim cici PKK’m
1.11.2011
4814
Aslında mesafesizlik de olabilirdi bu yazının başlığı.
KCK’dan gözaltına alınan ProfesörBüşra Ersanlı için hazırlanmış bir bildiri varönümde. Yüzlerce imzacının arasında tanıdığım, bildiğim, adalet ve basiretlerine güvendiğim ve hatta çok sevdiğim insanlarda var. Büşra Ersanlı’yı uzaktan tanıyorum ama sadece onlardan biri için bile imzalayabilirdim bu bildiriyi. Sadece Ergenekon’dan gözaltına alınan profesörler için aynı “kefilim, yapmış olamaz” bildirileri yayınlayanlar karşısında ilkesel olarak mahcup duruma düşmek istemediğimden imzalamadım.
O Türkiye hayat bilgisini biliyorum. Türk yargısı adaletinden sual olunması gereken bir yargıdır. Sadece son dört yıldır okuduğum hatta birkaçından yargılandığım berbat iddianamelerden biliyorum bunu. Büşra Ersanlı için ilk andan itibaren gazete köşelerine internet sitelerine düşen“Perinçek’in ilk karısının kardeşiydi”den, “İlk eşi Yahudi’ydi”ye kadar varan ‘gözaltı gerekçeleri’ bile adaletin neyin peşinde olduğunu gösteriyor. Ayrıca tamamını okumuş sabırlı insanlardan biri olarak ilk KCK iddianamesinde “herkesi bir çuvala doldur,zaten o çuvalda tanışır örgüt olurlar” hukuk anlayışının izleri de yeterince vardı. Umarım Büşra Ersanlı, Ragıp Zarakolu, Ayşe Berktay bir an önce özgürlüklerine kavuşurlar.
Ama yine de bu yazının başlığı“mesafesizlik” olabilirdi.
Haberlerden anladığım kadarıyla Büşra Ersanlı, BDP’nin Siyaset Akademisi’nde“toplumsal cinsiyet” dersleri vermiş. (EğerTürkiye Cumhuriyeti’nin adı Türkiye Erkek Cumhuriyeti olsaydı, şüphesiz bu devleti yıkmaya teşebbüs suçuna girerdi.)
İşte tam burada en baştan beri söylediğim“mesafe” sorunu devreye giriyor. Ersanlı’nın derslerinde ne anlattığıyla ilgili henüz bir şey okumadık. Ama gazetelere sızan polis dinleme kayıtlarını okuyunca bu Siyaset Akademisi’nin müfredatı hakkında bir fikriniz oluşuyor. Anlaşılıyor ki “Başbakan’ın nasıl öleceği belli olmaz”dan, “Ateşkesi devrimci halk savaşında yığınak yapmak için ilan ettik”e kadar pek çok şeyin konuşulduğu bu akademide konuşulmayan tek şey siyaset.
BDP-KCK-PKK arasında en azından hukuken bırakılan mesafenin de ortadan kalktığı Akademi’de Ersanlı’nın bambaşka bir konuda ders vermesinin suç olmadığı açık
Ama mahkemeleri, savcıyı, polisi hiç ilgilendirmeyen ama esas sorulması gerekensoru şudur: Şiddetin bu kadar aleni olarak masada durduğu bir akademide ders vermek ahlaki midir?
Sadece Büşra Ersanlı için geçerli değil bu soru. Türkiye’de kendini demokrat,barışsever, solcu diye tanımlayan insanlariçin de geçerli.
MHP’nin Siyaset Akademisi’nde de bu kadar rahat ders verebilir miydi bu insanlar?Vermezlerdi. Çünkü MHP faşist ve milliyetçi.Peki, bir milliyetçi, faşist en fazla hangi kötülüğü yapabilir bize? Öldürür, değil mi?Evet, gerçekten de bir zamanlar MHP’nin silahlı kanadı Ülkü Ocakları öldürücüydü.Ama son 20 yıldır kız kavgasında adam dövmek, yurt kantinlerini kapatıp, çıkışta demir sopalarla “gomunist kovalamak”dışında neyse ki kimseyi öldürmüyorlar.Faşistliklerinin ise Bahçeli’nin salı günkü konuşmaları olmasa neredeyse hayatımızda bir karşılığı yok.
Peki PKK?
Son olarak Bingöl’de sokak ortasında çocuklarına bayram alışverişi yapan Hatice Belgin’i öldürdüler. Hem de başka bir kadının bedenini patlatarak. Birkaç hafta önce anne babalarının boşanma davasına giden dört yaşındaki Hiranur’u, 10 yaşındaki Elif’i, ve 13 yaşındaki Ferit’i arabayı süren amcaları ve onları koruyan beş polisle birlikte öldürmüşlerdi... Tabii bu arada hiç durmadan 19-20 yaşlarındaki askerleri, halı sahada maç yapan polisleri ve eşlerini...Kazan Vadisi’nde öldürülen PKK’lıların cesetlerini teşhise giden BDP Bitlis Milletvekili “Bir insan bir insana bunu nasıl yapar” dedi ya. Çukurca’da mayınla havaya uçurdukları (bir de videoya çektikleri) 10askerden binbaşıyla, çavuşun paramparça olmuş bedenlerini görenler de aynen öyle düşünmüştü.
Ya faşistlik? Başında Murat Karayılan’ın oturduğu KCK’nın, PKK’nın sivilleşme çabası olduğu iyimserliğini bırakıp, en azından sözleşmesini okumak kadar bir entelektüel cesareti gösterenler, karşımızda bayağı faşizan bir yapının olduğunu hemen anlamıştır. Hem de öyle dokuz ışık kadar loş değil, gerekirse Şivan Perwer konserini basacak kadar hayatı karartan örgütlü bir faşizanlık bu. Esad’a destek yürüyüşlerinde bayrak sallayarak dünyadaki yerini de seçmiş bir örgüt PKK.
Peki, bu yazının başlığı neden mesafesizlik olmadı? Çünkü Türkiyeli solcu,demokrat, barışsever aydınların, hadi son moda tabirle söylersek, “Kürt Hareketi” ile aralarındaki mesafesizliği daha iyi ifade edebilecek bir başlık bulamadım da ondan...
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025