Yıldıray OĞUR
“Bir kadınla bir erkek deniz kenarında yürüyüşe çıkmışlar.
Kadın: Denize bak! Bugün her zamankinden…?
Erkek: Evet her zamankinden daha ma… Yani ŞEY?
Kadın: Gökyüzünün rengi de ŞEY?
Erkek: Evet, evet ŞEPŞEY…”
7 Ekim 1982’de Cumhuriyet karikatüristi Behiç Ak’ın karikatüründe böyle diline doladığı mavi, 7 Kasım 1982 tarihinde 82 Anayasası’nın oylanacağı Türkiye’nin ikinci referandumunda ‘hayır’ pusulasının rengiydi. ‘Evet’in rengi ise 61 referandumunda olduğu gibi yine beyazdı. 21 yıl arayla yapılan bu iki referandum arasındaki benzerlikler bununla da sınırlı değildi.
Her şey 27 Mayısçıların 61 anayasasından şikâyet eden 12 Eylül darbecilerinin kendi anayasalarını yapmaya karar vermesiyle başladı. Kapatılan Meclis’in yerine açılan Danışma Meclisi’nden anayasayı hazırlamak üzere 15 kişilik bir komisyon seçildi. “Türk milleti dünyanın en çok anayasa tecrübesi olan milletidir” diyen Meclis Başkanı Sadi Irmak’ı haklı çıkarırcasına 54 kişinin aday olduğu komisyonun başkanlığına en çok oyu alan Anayasa Profesörü Orhan Aldıkaçtı getirildi
23 Kasım 1981’de çalışmaya başlayan komisyon 236 gün sonra taslağını tamamlayıp Danışma Meclisi’ne sundu. Taslak gazetelere de yansıyınca 1961 Anayasası’na kıyasla daha açık bir tartışma ortamı ortaya çıktı.
Türk-İş sendikal haklardan, Gazeteciler Cemiyeti basın özgürlüklerinden, Barolar Birliği hukuk devleti açısından taslağı eleştirdi. Cumhuriyet, Milliyet gibi gazetelerde taslak aleyhinde yazı ve haberler çıkmaya başladı. Hatta Milliyet taslakla ilgili bir telefon hattı kurup vatandaşlardan da düşüncelerini gazeteye bildirmelerini istedi. Taslağa en net destek ise TÜSİAD’dan geldi.
Esas hararetli tartışmalar Danışma Meclis’inde yaşandı. Tartışmaları izlemek üzere Kenan Evren ve kuvvet komutanlarının Meclis’e geldiği sırada kürsüde eski Adalet Bakanı danışma meclisi üyesi İsmail Arar vardı. Arar, sert sözlerle taslakta Cumhurbaşkanı’nın geniş yetkileri olmasını eleştiriyordu:
“Tüm sistem içinde sorumlu olan Başbakan ve sorumsuz olan Cumhurbaşkanıdır. Urfa’nın Viranşehir ilçesinin bilmem ne bucağında bucak müdürü olmak dururken kalkıp da başbakan olmak isteyen cesur kişiyi bulup şimdiden mübarek ellerinden öpmek istiyorum…”
Müstakbel Cumhurbaşkanı Evren, konuşma boyunca sürekli not aldı. İsmail Arar hararetli konuşmasını bitirip yerine geçerken kalp spazmı geçirdi. İlk müdahaleyi Meclis doktorları yaptı.
Danışma Meclisi’nde 53 gün süren hararetli tartışmalara rağmen sadece “özgürlük” kelimesinin “hürriyet” ile değiştirilmesi gibi değişikliklere uğrayan taslak Kamer Genç’in de aralarında olduğu yedi üyenin karşı oyuna rağmen 120 oyla kabul edilerek esas makası elinde tutan Millî Güvenlik Konseyi’ne gönderildi.
Anayasa taslağı Millî Güvenlik Konseyi’nden ise iki sürprizle çıktı: Referandumda anayasa ile birlikte Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı da onaylanacak, eski siyasilere 10 yıl siyaset yasağı getirilecekti.
Aynı akşam Devlet Başkanı Kenan Evren, TRT’ye çıktı ve “Ben bu anayasaya kefilim” diyerek halkı ‘evet’ oyu vermeye çağırdı:
“12 Eylül öncesinin olayları yeniden yaşanmak istenmiyorsa, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmesi arzu edilmiyorsa ve netice olarak devletçe güçlü, milletçe mutlu olmak isteniliyorsa yarınlara umutla bakmak ve emin olmak ihtiyacı duyuluyorsa Anayasa’ya evet denilmelidir...”
Ama Evren’in üslubu, kampanyanın devamında bu kadar yumuşak olmayacaktı.
Referandum sandığına kısa bir süre kala Evren yurt gezilerine başladı. Aslında kampanyayı 12 Eylül’den önce Dev-Yol’cuların bir komün tecrübesi olan Fatsa’dan başlatmak istedi ama güvenlik nedeniyle ilk olarak Trabzon’da halkın karşısına çıktı. Millî Güvenlik Konseyi’nden anayasa taslağına eklenen Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş’in de aralarında olduğu eski siyasetçilere 10 yıl siyaset yasağını “Millet bari 10 yıl rahat etsin istedik” diye savundu. Anayasaya niye ihtiyaç duyduklarını ise şöyle açıkladı: “Aşağılık kompleksine kapılmadan, yabancı hayranlığı içinde kopyacılık yapmadan geleneklerimize uygun bir Anayasaya hazırladık. Türkiye’nin kendine göre özellikleri var. Bizim Anayasamız elbette bize göre olacaktır. Anayasanın açık noktalarından biri iktidardaki bir partinin elinin kolunun bağlı olmasıydı. Devletin yetkileri yeterli gelmiyordu. Devlet aciz duruma düşüyordu, çareyi sıkıyönetim ilanında buluyordu...”
Mitingde Evren’in hedefinde ise henüz ortada olmayan “hayırcılar” vardı. Birkaç hafta önceki bayramda atılan kartpostalların altına “Anayasaya hayır deyin” yazanlar olduğunu hatırlattı ve hayırcıları ağır sözlerle eleştirdi:
“Bayram tebrikinin altına ‘Anayasaya hayır deyin’ diye yazanlar bunlardır. Şehirlerde kapı altlarından bildiri atanlar, Ermeni ASALA örgütüyle iş birliği yapanlar, komünist radyolardan talimat alanlar işte bunlardır...”
Evren Trabzon’dan Rize’ye geçti. Buradaki mitinge “Anayasa konusuna girmeyeceğim çaydan bahsedeceğim” diye başlayan Evren yine kendini tutamadı:
“Size anayasa konusunda sadece şunu söyleyeceğim. Biz bu anayasayı Türk halkına ne gerekiyorsa onu karşılayacak bir anayasa olarak hazırladık. Şimdi sizlere soruyorum: Bana güveniyor musunuz? (Kalabalık: Güveniyoruz) Konsey üyesi arkadaşlara güveniyor musunuz (Güveniyoruz). O hâlde ben kefil oluyorum bu anayasaya evet dersiniz…”
Aslında ortada bir hatır kampanyası yoktu ama Millî Takım amigosu Birol’un kitleleri coşturmak için dolaştırıldığı, insanların ellerine “Yeni anayasayla gençlik gerçek benliğine kavuşacaktır” türü pankartların tutuşturulduğu, öğrencilere, resmî görevlilere getirilen katılım zorunluluğuna rağmen ‘evet’ mitinglerinin sönüklüğü Evren’i endişelendirmekteydi.
Bu hayalî hayırcılar ilk kez 28 Ekim’de gazetelerde boy gösterdiler. İstanbul’da ‘hayır’ kampanyası yapan aralarında solcu TKP, Devrimci Halkın Birliği ve İslamcı Genç Akıncılar Birliği üyesi olduğu söylenen 60 kişi ‘suç aletleri’ olan bildirilerle birlikte ele geçirilmişti.
Operasyonla ilgili açıklama yapan İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı şöyle diyordu:
“Anayasa ile ilgili olarak sürdürülen çalışmalar esnasında her türlü fikrin yasalar çerçevesinde serbestçe tartışılabildiği bir ortamda dış mihrakların kuklası, demokrasi ve özgürlük düşmanı yurdu parçalamaktan başka bir düşüncesi olmayan aşırı sol ve bölücü örgüt artıkları ile din ve inanç sömürücüsü şeriatçı kesim mensuplarının anayasaya hayır denmesi yolunda bir kampanya başlattıkları ve bu maksatla hazırladıkları kartpostal broşür ve mektupları çeşitli adreslere gönderdikleri veya dağıtmaya çalıştıkları tespit edilmiştir. Hazırlanan anayasa muvacehesinde menfur emekleri için 12 Eylül öncesi ortamını bulamayacaklarını anlayan bu anarşi ve terör odaklarından toplam 50 kişi sağduyu sahibi ve vatansever halkımızın da yardımları ile alınan tedbir ve tertibat sonucu suç unsurlarıyla birlikte yakalanmışlardır...”
Referandum yaklaştıkça darbecilerin hayır çıkma korkusu yükseliyordu. Buna “hayır”ın rengi olan “mavi” korkusu da eklenmişti. O günlerde USA Today’in mizanpajını örnek alıp renklerini, kırmızıdan maviye çeviren Yeni Asır’ın sahibi Dinç Bilgin’i “nereden çıktı bu şimdi” diye uyarmıştı Evren.
Mavi paranoyasının şahikası ise Evren’in yurt gezileri için gittiği İzmir ve İzmit’te söyledikleriydi: “Bakın edepsizleri görüyor musunuz? Atatürk’ü de buna alet etmek istiyorlar. Atatürk’ün gözleri mavidir ve mavi gözlerle bakmaktadır. Ama ellerinden gelse onu parçalarlar. Gök mavi ama bir işe yaramıyor, eğer beyaz bulut gelirse yağmur yağıyor bereket geliyor... Birileri Atatürk’ün gözünün denizin, gökyüzünün renginin mavi olduğunu söylüyor. Sağduyu sahibi vatandaşlar buna pabuç bırakmaz. Gök maviymiş, deniz maviymiş. Bunlar çocukça girişimlerdir. Kimse kanmaz...”
İzmir mitingi sırasında açılan üzerinde SOS yazılı pankart ise bir anda meydanı karıştırmıştı. Pankart “sus” olarak okunduğunu söyleyen görevlilerce hemen indirildi. Kısa bir süre sonra pankartın arkasında “Kurtar bizi” yazdığı anlaşıldı. Evren ertesi günkü mitinglerinde kendisine yönelik tehditlerden bahsetti. Manşetlerde aynı sözler vardı: “Bir can borcumuz var.”
Referanduma doğru tartışmalı bir karar da Yüksek Seçim Kurulu’ndan geldi. YSK, referandumda oy kullanmayan ve 1 ay içinde geçerli mazeret bildirmeyenlerin beş yıl seçme ve seçilme hakkından yoksun kalacağını açıkladı.
Referandumdan bir gün önce İstanbul Taksim’de büyük bir kalabalığın önünde anayasayı savunan Evren, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin artırılmasına yönelik eleştirilere cevap verdi, referandumla birlikte kendisinin cumhurbaşkanlığının oylanmasını eleştirilenlere “Halkın oyuyla Cumhurbaşkanı’nın seçilmesinden niye rahatsız oluyorsunuz” diye sordu ve kalabalığı uyardı: “Akıllı bildiğiniz insanların telkinine kapılarak oy kullanmayın, kendi aklınız ve vicdanınıza göre oy kullanın.”
Evren referandumdan bir gün önce son kez TRT’den halka seslendi: “12 Eylül öncesine dönmek istemiyorsak, beyaz oy verip Anayasayı kabul edeceğiz.”
Referandum günü Hürriyet gazetesi “Evet, söz milletin” manşetiyle çıktı. Zaten kampanya boyunca TRT günlerce ‘hayır’ diyenler aleyhinde yayınlar yapmıştı. ASALA yurt dışında Türk diplomatlara yönelik suikastlarına devam etmişti. Gazeteler kampanya boyunca sadece Kenan Evren’in mitinglerinden bahsetmişti. Buna karşılık ‘hayır’ kampanyası ise ancak Viyana’daki Galatasaray-Avusturya Wien maçında sahaya atlayan bir Dev-Sol militanının açtığı pankart ve yine Dev-Sol üyelerinin Amsterdam’daki Türk Büyükelçiliği’ni basmasıyla haber olabildi.
7 Kasım günü sandık başına giden 19 milyon seçmeni (seçime katılım oranı yüzde 91’di) ise bir sürpriz beklemekteydi. Askerî rejimin mavi paranoyası kuvveden fiile geçmişti: Oy pusulalarının içine konulacağı şeffaf zarfın dışından içerideki oyun mavi olup olmadığı görülebiliyordu.
Sandıktan anayasaya yüzde 91 oranında ‘evet’ çıkmasında ve ‘hayır’ların sadece yüzde 8.63’te kalmasında tüm bu ‘evet’ lehine şartların etkili olduğuna şüphe yok. (Hiçbir şehrin ‘hayır’ diyemediği referandumda sandıktan en çok mavi pusula sırasıyla Diyarbakır, Tunceli, Elazığ, Muş, Mardin, Bingöl ve Siirt’ten çıktı.)
Evetlerin bu kadar yüksek çıkmasının sebeplerinden biri halkın 12 Eylül öncesi politik şiddetten gerçekten de korkmuş olmasıydı. Ama evet aynı zamanda hayıra göre daha pragmatikti. Anayasa onaylanırsa seçimli demokrasiye dönülecekti. Evren de bu yüzden son miting ve televizyon konuşmalarında ısrarla ordunun kışlalarına dönmeye hazır olduğu mesajını vermişti. Nitekim anayasaya yüzde 91 evet veren halk, bir yıl sonraki seçimlerde Kenan Evren’in işaret ettiği Milliyetçi Demokrasi Partisi’ni değil, ANAP’ı tek başına iktidar yaptı.
7 Kasım günkü referanduma oy vermek için eşi ve kızıyla sandığa giden anayasanın banisi Orhan Aldıkaçtı, kaydı çıkmayınca az kalsın kendi yaptığı anayasaya oy verememişti. Onun yaptığı anayasayla ilgili en doğru tespiti ise “Hayır” kampanyasının en önde gelen ismi olan eski CHP’li bakan Deniz Baykal yapmıştı: “Bu anayasanın betonarme hesapları yanlıştır. Öngörülen denge bu sıkleti çekmez. Statik denge millî irade dışına taşmıştır.”
Statik dengeyi düzeltmek için 5 yıl sonra halkın önüne bir kere daha referandum sandığı gelecekti…
Yazarlar
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025