Yıldıray OĞUR
2000’lerin başında biri çıkıp şöyle deseydi herhalde kimse inanmazdı:
Öyle bir zaman gelecek ki; dindar bir iktidar Doğu Perinçek’i kendi televizyon kanallarında ağırlayıp, Besim Tibuk’un televizyon kanalını kapatacak.
Bu iki ismin karşı karşıya geldiği 90’ların çok izlenen televizyon tartışmalarını hatırlayanlar, 20 yıl önce bunun neden insanlara inanılmaz geleceğini anlayacaktır.
Çünkü o televizyon tartışmalarında, Doğu Perinçek, 28 Şubat’ı, başörtüsü yasaklarını, 27 Mayıs’ı, hatta Miloseviç’i savunurken karşısında Liberal Demokrat Parti’nin genel başkanı Besim Tibuk olurdu.
O yıllarda bu kadar net ve cesur konuşan sözcüleri olmayan muhafazakarların kahramanlarından biriydi Besim Tibuk.
Tabii sadece televizyon programlarından tanınmıyordu.
Kumarhaneleri, otelleri olan varlıklı seküler bir işadamı iken siyasete 90’ların başında yeniden açılan Demokrat Parti’nin İstanbul İl Başkanı olarak girmişti.
Şimdi 90’lar diye özetlenince herkesin ne denmek istendiğini anladığı zor zamanlarda, 1993 yılında verdiği bir röportajda bölücülüğün Türkiye’den çok bölücülerin zararına olacağını yine kendi tarzıyla çarpıcı bir şekilde anlatmaya çalışırken söylediği ‘Güneydoğu’da yaşayan halk ayrılmayı istiyor mu bunu öğrenmenin yolu halkoylamasıdır, halk isterse bir Kürt devleti kurulabilir, üç il bu kişilere verilir’ cümleleri için hakkında terör propagandasından dava açılmış, DGM’de yargılanmış, bugün söylense ertesi gün evinin basılıp tutuklanacağı bu sözler için mahkeme tutuksuz yargılanmasına karar vermişti.
DP’den ihraç edilmesine neden olan bu ilk radikal çıkışı, son radikal çıkışı olmadı.
1994’de daha sonra adı Liberal Demokrat Parti olarak değiştirilecek Liberal Parti’yi kurdu.
90’ların karanlığında insan hakları ihlallerine karşı 24 saat hizmet veren bir telefon hattı kuran bir partiydi LDP.
Besim Tibuk, televizyon konuşmaları, gazete röportajları, basın toplantıları ve konferanslarında söyledikleriyle muhakkak kendinden bahsettirmeyi başarıyordu.
Bugün daha çok TRT ekranında “TRT’yi satacağım” çıkışı, ofsaydı kaldırma vaadi gülümsenerek hatırlanıyor.
Ama 1994’de televizyonda söylediği “İktidar olsak ne yaparız açık söyleyeyim, Harp Okulu’nu Ankara’dan çıkarırım. Her ihtiraslı subayın altında yürüyecek yok öyle şey, Çankırı’ya,
Eskişehir’e yollarım. Muhafız alayını kaldıracağız. Her darbede önce kendi Cumhurbaşkanı’nı darbecilere teslim eden Muhafız Alayı’nı ben tarihten silerim. Ankara’da tank taburunun işi yok” sözlerinin değeri ise ancak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra anlaşıldı.
Henüz bu kadar maliyetsiz değilken tek parti dönemini, 27 Mayıs’ı, darbecileri yerden yere vuruyor, şaşkın bakışlar arasında birlik ve beraberlik sözünün faşizm olduğunu söylüyor,
Patrikhane’nin ekümenik sıfatı olmasının Türkiye’nin hayrına olacağını savunuyordu. Türkiye, Kardak krizinde savaş havasına girmişken basın toplantısı düzenleyip “Kayalık buralar hiçbir işe yaramaz, Türkiye ile Yunanistan 400’er metrekarelik kayalık hediye edeceğim, savaşmayın bunun için” demiş, Rusya’nın baskılarının arttığı, Türkiye’nin sesini çıkaramadığı yıllarda
Çeçenistan’a destek vermiş, Çeçenlerin Türkiye kaçmasına yardım etmişti.
Üslubu, benzetmeleri, esprileri, hiddeti ve rahatlığıyla küçük bir partiye göre büyük bir ses çıkarıyordu.
Özellikle de herkesin sustuğu 28 Şubat’ın en zor günlerinde.
O günlerde askerlere ve merkez medyaya karşı, Hasan Celal Güzel ile birlikte en çok onun sesi duyulurdu.
Hasan Celal Güzel, DGM’de yargılanırken ve hapisten çıkarken yanında Besim Tibuk vardı.
İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan, okuduğu şiir için hapse gitmeden önce de son ziyaretçilerinden biri Tibuk’tu.
O günkü gazetelerde çıkan haberlere göre görüşmede şöyle demişti:
“Erdoğan İstanbul'a hizmet etti bundan sonra da Türk demokrasisi ve insan haklarına hizmet edecek”
Çiller için “halkı aptal yerine koyuyor” dediğinde, Ecevit için “dış politikadan anlamaz, kuru solcu ancak slogan atar” diye konuştuğunda ikisi de başbakandı, askerlerin en kudretli yıllarında televizyonlarda “Genelkurmay Başkanı kim ki” diye çıkışlar yaparken de başına bir iş gelmemişti.
2002 seçimlerinde LDP’nin aldığı bindelik oya kızıp, siyaseti bıraktı. Otelleri ve kumarhaneleri olan KKTC’ye yerleşti.
Çok nadir çıktığı televizyon programlarında ve yayınlanan hatıralarında, AK Parti’ye ve muhafazakar kesime epeyce eleştirel bakmaya başladığı, 28 Şubat’ta verdiği destekten pişmanlık duyduğu, liberalizm sınırları içinde kalmakla birlikte Müslüman ülkelerde demokrasi olamayacağı gibi fikirleri savunmaya başladığı görüldü.
Ama 22 Nisan 2020 günü sahibi olduğu KKTC’de yayın yapan Diyalog Tv’de her hafta katıldığı “Dünya’ya Bakış” programında söylediği şu sözler hoşgörüyle karşılanmadı:
“Son 1 aydır Türk Lirası’nın buralara gelmesi, Türk hükümetinin ekonomiyi bilmemesidir. Bir konuda en kötü şey nedir biliyor musun yarı cahildir, yarı bilendir...Türkiye’de, şimdiki ekonomi maalesef, bu kadar acemilik olamaz. Türk parası zaten geçmişte yapılan yanlışlar yüzünden 3.5-4 lira olacağına önce 5-6 lira oldu, şimdi 7 liraya çıktı. Niye? Niye biliyor musun? Hep Batı finansına posta koyma, biz bize yeteriz havası, IMF’yi öcü gibi göstermek, Batı düşmanlığı yapmak yüzünden... AKP idaresinin Kıbrıs’a olumlu baktığını düşünmüyorum. Türkiye’nin KKTC’yi yüz üstü bırakması hoş bir şey değil, bu da AKP’nin Kıbrıs’a olan düşmanlığından geliyor. Ulaşımda Türkiye, yine buraya büyük kazık atacak, uçak biletleri pahalı olacak...Çok kötü etkilenecek ekonomik krizden Kuzey Kıbrıs. Ben isterdim ki Kuzey Kıbrıs Türkiye’ye değil de İngiltere’ye bağlı olsun... Kavala içeride. Tek başına Türkiye’yi rezil eden bir olaydır...Adamın ne casusluğu be. Kavala neyin casusluğunu yapacak ya!. Bir ülke bu kadar aşağılanır mı? Bir ülkeye bu kadar kötülük yapılır mı?... İmajı biraz düzelt ya. İki tane gazeteciyi hapiste tutman, Kavala’yı hapiste tutman sana şeref mi kazandırıyor, hayret.”
https://www.youtube.com/watch?v=fwoD6zFvN-c
52 dakikalık programda kanalın bağlı olduğu KKTC’deki hükümeti ve bakanları da sert sözlerle eleştirmiş, hatta isim vermeden eski bakanlar için “aptal mısın, hasta mısın” gibi cümleler kurmuştu ama alınganlık gösteren Anavatan Türkiye oldu.
Bu program üzerine RTÜK, Diyalog TV’nin Türksat’taki yayınını "Dünyaya Bakış programında Besim Tibuk'un bazı ifadelerinin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret niteliği taşıdığına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığına ve bölünmez bütünlüğüne zarar verdiğine hükmederek” durdurdu.
Kanalı ikaz dahi etmeden, kimseye söylenmeden gelen bu deli dumrul kapatma kararına ilk tepkiyi KKTC’nin RTÜK’ü olan Yayın Yüksek Kurulu gösterdi:
“Muhatabımız ve kardeş kuruluşumuz olan RTÜK’ün, ülkemizi ilgilendiren bu tür kararlar öncesinde, bir devlet geleneği hassasiyetiyle, Kurul’umuza önceden bilgi verilmesi gerektiğine inanmaktayız.”
Türkiye’nin kendi basın özgürlüğü standartlarını KKTC’ye de bu şekilde dayatmasına karşı günlerdir Kuzey Kıbrıs’tan yükselen tepkiler, medya özgürlüğü konusunda Yavruvatan’ın Anavatan’dan daha olgun olduğunu gösteriyor.
Karara karşı Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan, Serdar Denktaş’a ve muhalefet parti liderlerine kadar her kesimden açıklamalar geliyor.
Türkiye ile yaşadığı son krizde bizzat Besim Tibuk tarafından aynı kanalda sert sözlerle eleştirilmiş Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yaptığı açıklamadaki şu sözleri Türkiye’deki siyasetçilere de örnek olmalı:
“Medya ortamlarında özellikle son dönemlerde en ağır ve düzeysiz saldırılara hedef yapılan kişi herhalde benden başkası değildir. Söz konusu kanal ve engellemeye neden olduğu söylenen kişinin bana yönelik eleştirel söylemleri de herkesçe bilinmektedir. Ancak bu durum demokrasi ve ifade özgürlüğünün temel ilkelerinden sapmamızı gerektirmez. Eğer gerçekten hakaret söz konusu ise elbette bu onaylanamaz; ne var ki bir programda birisinin sarf ettiği söz, bir kanalın tümüyle uydudan engellenmesi sonucunu doğurmamalı.”
Rauf Denktaş’ın oğlu eski Başbakan, eski Demokrat Parti lideri Serdar Denktaş da sert bir açıklamayla kararı eleştirdi:
“Besim Tibuk'u seversiniz sevmezsiniz. Hele bu aralar kızgınsınız değilsiniz fark etmez. Dialog TV programcıları ile çok iyi geçindiğimde söylenemez. Ancak kapatma nedeni olan programı bu olaydan sonra baştan sona izledim. Söylenenlere katılmak veya katılmamak bakış açınıza göre değişebilir ancak uydudan çıkartma nedeni olabilecek herhangi bir söylem bulamazsınız.. Sus...sen sustukça sıra diğerine gelecek!!!”
Ama bu karar Yavruvatan kadar Anavatan’dakileri de düşündürmeli.
En çok da bir zamanlar Besim Tibuk’un benzer sert ifadelerle, yine böyle dalga geçerek askerleri, dönemin hükümetlerini eleştirmesiyle çok mutlu olmuş, kendini iyi hissetmiş dindarları.
Besim Tibuk’un konuşması yüzünden RTÜK’ün kanal kapattığı günün akşamında, Doğu Perinçek’in Ahaber’e çıkarak hükümeti destekleyen açıklamalar yapması ise tarihi bir ironi oldu.
Peki ne oldu da dindar bir iktidar Doğu Perinçek’i kanallarında ağırlayıp, Besim Tibuk’un kanalını kapatacak hale geldi?
Üstelik 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne iki gün kala...
Herhalde bu moral bozucu durum Besim Tibuk’a sorulsa kahkaha atarak şöyle derdi:
“Benim ne moralim bozulacak, halkımızın morali bozulsun!”
https://www.youtube.com/watch?v=4Ww5otIZs6s
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025