Yıldıray OĞUR
“Süslü çam ağacının altına oturttuğunuz çocuklarınızı cehennem ateşine atıyorsunuz. Deccal’la sosisli kızartma randevusuna benzer bu. Noel Baba ve Noel’in diğer süsleri saf kötülüktür, paganlığın âdetleridir, sizi Tanrı’dan uzaklaştırmak için kurnazca oyunlardır bunlar.”
Bir kaç kelimesi değiştirilerek yılbaşına doğru bir Cuma namazı hutbesinde okunabilecek bu satırlar, internette pek çok örneği bulunabilecek dindar Hıristiyanların, Noel Baba’nın oyunlarına gelmiş saf Hıristiyanlara uyarılarından biri.
Bugün artık azınlıkta kalsalar da İsa’nın doğumu için sabaha kadar partilenmesinden, çocukların Noel Baba’dan medet ummasından, aşırı süsten püsten dindar Hıristiyanlar da pek mutlu değil.
Çünkü çam ağaçlı, Noel Babalı, geyikli Noel kutlamaları sadece bizim için değil, Hıristiyan dünyası için de çok eski bir gelenek değil.
Aslında tüm bu ritüeller herkesin bildiği gibi çok eski.
25 Aralık’ta bayram yapmak, İran’ın güneş tanrısı Mitra için yaptığı festivale; ağaç süslemek, İskandinav mitolojisinde dokuz diyarı birbirine bağlayan Yggdrasill’e, yine Çin ve Mısır’daki örneklerine; Noel Baba dediğimiz Santa Claus, Kuzey Avrupa mitolojilerine; hediye dağıtması Roma efsanelerine; uzun sakalı ve kırmızı şapkası Zerdüşt rahiplerine kadar uzatılıyor.
Sevilmiş olmalı ki, bu kültür ve figürler medeniyetler arasında el değiştire değiştire, özellikle Avrupa’daki Germen toplulukların pagan kültürlerinde önemli bir yer etmiş.
O kadar ki, 16. yüzyılda Katolik Hıristiyanlığın kiliselerindeki süslemeleri bile bidat diye söken Protestanlığın babası Martin Luther, Alman geleneklerine yenik düşüp, bir çam ağacına mum dikerek onu Hristiyanlığın simgesi haline getirmiş.
Ama İngiliz Püritenleri bu pagan geleneğini “ahlâksız ve faydasız” bulup, 1647’de İngiliz parlamentosundan Noel kutlamalarını yasaklatan bir karar bile çıkartmış. Kutlama yerine oruç tutulmasını ve tefekkür edilmesini önererek…
ABD’ye göç eden Püritenler de bu katılığı sürdürmüş; Püriten göçmen kolonilerinin yerleştiği Boston’da 1659’da Noel kutlamaları yasaklanmış, Yine başka eyaletlerde Noel süslemelerini yasaklayan yasalar çıkarılmış.
Ama gelenek ABD’ye göç eden Alman, İrlandalı toplulukların içinde yaşamaya devam etmiş.
Ama 19. yüzyıla kadar bu kutlamalar ne ABD’de ne de Avrupa’da yaygınlık kazanmamış.
Bir kaç tarih.
Noel Ağacı, 1846’da Kraliçe Victoria’nın, Alman eşi Prens Albert ve çocuklarıyla birlikte bir Noel çamı etrafındaki resimlerinin Illustrated London News’ın kapağında yayınlanmasıyla popüler hale gelmiş.
Noel, ancak 1870’te ABD’de tatil ilan edilmiş.
Noel’in ve yılbaşının sembolü olan, New York’taki Rockefeller Binası’nın önüne ilk çam 1931’de dikilmiş.
Bugün bildiğimiz Noel Baba figürü 1924’de bir Alman çizerin eseriymiş.
Yani bugünkü Noel ve Yılbaşı kutlama geleneği Batı’da da 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmış çok yeni bir gelenek.
Neredeyse aynı zamanlarda Osmanlı da bu gelenekle tanışmış.
Çok sayıda Hıristiyanın yaşadığı, Batılı sefaretler ve tüccarlar etrafında Pera çevresinde Avrupai bir hayatın sürdüğü İstanbul’da bu yeni kutlama hemen popüler olmuş.
19. yüzyıla ait seyahatnamelerden, hemen yanları başında bu kadar süslü ve eğlenceli kutlamalar yapılırken, kozmopolit hayatla iç içe yaşayan asri Türklerin de partilere katıldığını, hatta acemilikleriyle dalga konusu olduğunu öğreniyoruz.
Ama esas olarak Noel ve Yılbaşı’nın Müslümanlar arasında popüler hale gelmesi Cumhuriyet’le birlikte yaşanmış.
Tabii ki özellikle de 1926’da Miladi takvime geçip, 1 Ocak’ın yeni yılın başlangıç günü olmasıyla.
Bugün yapılan yılbaşı, Noel, çam ağacı, Noel baba tartışmalarının aynısını 1930’larda okumak mümkün.
1936 yılında Cumhuriyet gazetesinde devrin en ünlü gazetecilerinden Feridun Kandemir’in “Noel Baba’yı karşılamak için çamlar ve çiçeklerle hazırlanan Türkler” yazısından okuyalım:
… Noel’de muhakkak ki İstanbul ikiye bölünüyor. Köprünün bu tarafında her günkü hayatın tabii akışı ve ötede sanki kırk gün kırk gece sürecek bir düğün hazırlığı. Fakat sanmayın ki bu mükellef düğün sofrasına sadece Karşıyakalı çökecek ve bir kilid gibi köşeye kurulacak telli pullu çamın dibinde sade o hora tepecektir.
Hayır.
Bakın etrafını sardıkları şu körpe çam fidanını Aksaraylı berberle arkadaşları, Beşiktaşlı bir grupla bir türlü paylaşamıyorlar.
Ve çiçekçi bu yağlı müşterileri kaçırmamak için dil döküp duruyor. Beşiktaşlılar beş liraya üzerlerinde kalan fidanı hamala yükledikten sonra dalları süsleyecek oyuncakları almak için yola düzelirlerken onlara soruyorum:
– Şimdi ne olacak bu? Ne yapacaksınız?
Gençler cehlime güler gibi dudaklarını bükerek konuşuyorlar.
– Çamsız Noel olur mu?
– İyi amma Noel neyin nesi?
– Vallahi orasını pek sormayın. Noel, Noel işte. Kaç senedir alıştık. İnce eleyip sık dokumadan yılda bir gece de böylece felekten kam alıyoruz.
– Ya yılbaşı.
– Aa. O başka. Ona daha bir hafta var. Noel’de hindimizi doldurur, kadehlerimizi tokuşturur, çalar, eğlenir, dans ederiz. Yılbaşında ise sabaha kadar piyango müjdesini bekleyerek oynar, şansımızı deneriz.
Peşlerine takılarak girdiğim büyük oyuncakçı mağazasında mahşer gibi bir kalabalık var.
(…)
Karanfil, gül, menekşe, krizantem demetleriyle süslü kucakların bir canlı bahçe haline getirdiği kaldırımlara bakan kapılardan birine dalıyor ve karşıma çıkan bar sahibini dinliyorum.
– Hazırlanıyoruz işte. Şüphe yok ki bizim için yılın en canlı mevsimi budur. Bayram arkasından Noel ve yılbaşı. Hele Noel, beş altı senedir Noeller pek canlı oluyor.
– Müşterilerin ekseriyeti?
– Yıldan yola Türkler artıyor. Mesela altı yedi sene evvel Noel’de salonumuzda tek Türk müşteri bulunmazken, geçen sene masaların yarısına yakınını Türkler tutmuşlardı. Şimdiye kadar aldığımız siparişler bu sene bu miktarın daha fazla olacağını gösteriyor.
– Bunlar hangi sınıfa mensup insanlar?
– Her çeşid var. Büyük tacir, büyük memur, büyük zengin. Ta esnafa kadar…
– Desene asıl bayramı siz yapıyormuşsunuz..
(…)
Işığa boğulmuş bir vitrinde koskoca bir Noel BABA, önündeki masayı süsleyen tabak tabak mezelere bakarak ağzını şapırdatıp duruyor. Onu seyreden kalabalığın arkasından süpürgesinin uzun sopasına ellerini dayamış, çenesini de oracığa yerleştirmiş bir çöpçü hayran , şaşkın dalmış gitmiş. Ben de uzun uzun ona bakıyor, sonra yanına sokularak soruyorum.
– Kim bu, hazret.
– Ha.. Bilmiyon mu onu.. Nail Baba işte.
Süpürgesini sallayarak ağır ağır uzaklaşırken sözünü tamamlıyor:
– Yarın akşam geliyormuş.
Yılbaşı değil, doğrudan Noel kutlayan Türklerden bahsediyor Kandemir.
Bir altı yıl daha geriye gidelim.
Yine Cumhuriyet gazetesinden bu kez, basının ‘Sivil Amiral’i Abidin Daver’in, bir zamanların en popüler köşesi “Hem Nalına, Hem Mıhına”da 1930 yılının Noel’i yaklaşırken çıkmış bir yazısından:
“Noel, Hazreti İsa’nın doğduğu gece, Hıristiyanlık 19 asırdan beri bu bayram gecesini tes’it eder. Kendi dini ve milli bayramlarımız yetmiyormuş gibi Noel geceleri bayram yapmağa başladık. Çünkü işin ucunda eğlence var. Eğlenceye fazlaca düşkün olduğumuz için bizimle hiç münasebeti olmadığı halde eğlenmek fırsatını kaçırmıyoruz, Noel’de biz de bayram ediyoruz.”
Noel ve Yılbaşı’nın her yerde olduğu birbirine karıştığı kutlamalar bu yıllarda popüler hale geliyor. 1929 yılında Atatürk’ün Hariciye Köşkü’nde yabancı diplomatlar ve devlet erkânı için düzenlediği yeni yıl balosunun fotoğraflarını herkes görmüştür.
Aynı tarihlerdeki dergi kapaklarında süslenmiş çam görselleri de görünmeye başlıyor.
Noel dışında, yılbaşı geceleri ise en çok bugünkü gibi yılın en büyük ikramiyesinin verildiği piyangosuyla meşhur. Radyo bu piyangonun çekileceği akşamda özel yayınlara başlıyor. Evlerde yiyeceklerin hazırlanması, kuruyemişlerin alınması gibi adetler de o günlere uzanıyor.
1940’ların, 50’lerin gazetelerine bakınca çam süsleme adetinin İstanbul ve Ankara’daki zengin ve eğitimli Müslüman Türkler arasında da yayıldığı görülüyor.
O kadar ki, 40’ların, 50’lerin gazetelerinde çam katliamı ve çam kesme yasakları haberlerine rastlayabilirsiniz.
Yani yılbaşı kutlaması denince bir asırlık bir kültürden bahsediyoruz.
“Batı özentiliği”, “dejenerasyon” tartışmaları da yeni değil, onlar da bir asra yaklaşıyor.
Ama her yıl sanki ilk kez yapılıyormuş gibi hararetle yapılıyor bu kavga.
Bu sene biraz daha harareti düşmüş gibi.
Herhalde muhafazakârlar için en büyük şok, daha bir kaç hafta öncesine kadar milli ve yerli heyecanların merkezinde olan İlham Aliyev’i, eşi Mihriban Aliyev ile birlikte blue jeanleriyle, Azerbaycan bayrağı renginde toplarla süslenmiş bir çam ağacı önünde gösteren kare oldu.
Aslında şaşılacak bir şey yok. KGB şefi bir babanın oğlu İlham Aliyev.
Wikileaks’in yayınlandığı 2009 yılına ait bir ABD Bakü Büyükelçiliği telgrafından, Aliyev’in Türk dizilerini başörtülü karakterler yüzünden yasaklattığını öğrenmiştik. Aliyev büyükelçiye “İranlılar, kadınlarını kapatırken gülüyoruz; ama insanlar, Türklerin de kadınlarını kapattıkları görürlerse bu ciddiye alınabilir” diyerek kararını açıklamıştı.
O zamanlar bu muhafazakâr kesimde de tepkiyle karşılanmıştı. Ama o kesim için en önemli kriter son durumda müttefik olup olmamak olunca, hafızalardan bu bilgi silinivermiş.
Aliyev’e kızmak da haksızlık. Sovyetler döneminde de bir ara yasaklanmış Noel ve yılbaşı kutlamaları, artık dinler ve kültürler üstü modern evrensel bir gelenek haline geldi.
Artık bu evine çam koyup süsleyenlere dejenere demek için biraz geç.
Türkiye’nin modernleşmesi ve laikleşmesiyle başlayan 100 yıla yaklaşan bir gelenekten bahsediyoruz.
Bu kültür özellikle modern ve laik ailelerde dedelerden, anneannelerden, pek çoğunda anne ve babalardan görülen bir adet artık.
Kültürler de böyle birbirini etkiliyor. Özellikle eğlence üzerine kurulu kültürler çabucak yerleşiyor.
Süslü çam ağaçları, ışıklar, geyikli arabasıyla hediye getiren ihtiyar pofuduk bir dedenin cazibesi ve takvimlerde bir yılın geride kalmasının yarattığı kutlama isteğiyle kavga etmek de çok zor.
O yüzden 100 yıl sonra artık bunu bir gerilim vesilesi yapmayı bırakmak gerek.
Bundan rahatsız olanlar, enerjilerini Noel Babaları bıçaklayıp, evine çam dikmiş komşularını ayıplamak yerine, belki milli ve dini bayramları nasıl daha cazip ve eğlenceli hale getirebilecekleri üzerine düşünmeye harcamalılar.
Başkalarının mutluluğundan mutsuz olmayı bırakıp neden kendimize bu kadar asık suratlı, neşesiz, renksiz bir dünya kurduk diye düşünmek de çok faydalı olabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025