Gökhan BACIK
Arap Ligi'nin son Türkiye karşıtı açıklamaları ülkedeki gazetelerde ikinci sınıf haber olarak yayımlandı. Halbuki bitirdiğimiz 2015 yılı Türklerin, Arap siyasetinin orta göbeğine eşi benzeri pek görülmemiş biçimde girmeye çalıştığı bir yıldı.
Arap isyanları ile başlayan süreci “Türkiye'nin uzun süredir beklediği an” olarak yorumlayan yaklaşım Türkiye'yi açık biçimde Arap dünyasının başat gücü olacak beklentisi ile Ortadoğu'ya doğru “sürdü”. Eskiden beri Türkiye dindarlarının bazı beklentileri vardır: Bunlardan birisi genel olarak “diğer Müslümanların Türkiye'nin liderliğini beklediği inancıdır”. Daha ayrıntılı olarak bu “inanç” Afrika'dan Arap dünyasına, oradan Orta Asya'ya “Müslümanların Osmanlıları beklediğini” düşünmektedir.
Ancak Türkiye'nin bu “hızlı Arap siyaseti” en azından 2015 sonu itibarı ile ciddi biçimde geri tepmiş görünüyor. Mısır, Libya, Yemen gibi pek çok ülke ile ilişkiler bitti. Dahası Katar ve Suudi Arabistan gibi iki Arap ülkesi ile tuhaf bir pragmatik ilişki geliştirildi. Şunu açık yazalım: Arap dünyasında ortalama bir dindar adam, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin yöneticilerine eleştirel bakar. Katar ve Suudi Arabistan yöneticileri ile iyi ilişki içinde olmanın ortalama Müslüman kamuoyunda pek itibar gören bir şey olduğunu düşünmek doğru olmaz. Bunu şunun için yazıyorum: Pek çok diğer ülke gibi Türkiye, Arap siyasetinde sokağa önem veriyor. Bir bakıma “Arap sokağının nabzının Türkiye lehine atmasını istiyor”. Bu makul bir strateji. Ancak Katar emiri ve Suudi kralı ile “Arap sokağını memnun etmek” biraz zor olabilir.
Arap sokağını memnun etmek için klasik strateji, bilindiği gibi Filistin siyasetidir. Mesela bundan bir süre önce Katar emiri büyük bir gösteri ile Filistin'e gitmiş ve “büyük yatırımlar yapacağını” ilan etmiştir. İslam dünyasının gösterişli Filistin siyasetine rağmen Filistinlilere büyük oranda yardımları Müslüman olmayan ülkeler yapmaktadır. Türkiye'nin Filistin siyaseti yapması son derece doğal. Ancak bu öte taraftan Ortadoğu'nun tuhaf bir durum içinde gerçekleşiyor: ABD'nin en büyük askeri üssü ve “yandaşı” olan Katar ve ABD başkanı ile el ele Beyaz Saray bahçesinde gezen tek lider olan Suudi kralı ile yakın olmak. Bunları yadırgamamak lazım.
Aslında son üç yılda yaşanan tecrübe Türkler ve Araplar arasında hâlâ tarihsel mesafenin buz gibi ortada olduğunu gösteriyor. Kimilerinin “sanki hemen gerçekleşebilecek bir ihtimal” gibi gördüğü Türk-Arap yakınlaşması son derece zor bir konudur. Türkler ve Arapların ortak şeyi İslam'dır. Ancak bir dini paylaşmak bu iki “kavmin” birbirine hemen kaynaşacağı gibi bir illüzyon da üretiyor. Halbuki Türkler ve Araplar uzunca bir tarihsel zaman diliminde birbirinin dibine sokulmuş ancak hiç karışmamıştır. O nedenle Türkler ve Araplar arasında dış politik bazı projelerin heyecanına kapılmadan önce aradaki bu tarihsel mesafeyi düşünmek lazım.
Türkiye şunu unutmamalı: Arap dünyası dünyanın en anti-demokratik bölgelerindendir. O nedenle Türk siyasilerin tokalaştığı, yanaklarından öptüğü Arap liderleri halk siyasetinden en kopuk kişilerdir ve üstelik çok otoriterdirler. Mesela Ortadoğu'daki aşağı yukarı ortalama her Arap lideri Türkiye'nin İsrail ile iyi ilişki içinde olmasını tercih eder. Buna Filistin Devlet Başkanı olarak tanıdığımız Abbas da dahildir.
Ne Türkiye'nin ne Arap ülkelerinin ileri demokrasisi veya ileri teknolojisi var. Dolayısıyla dış politikada Türk-Arap yakınlaşmasının kısa vadeli bazı menfaat süreçleri dışında ne üreteceğini kestirmek pek kolay değil. Ancak bir noktanın altını yeniden çizmek gerekiyor: Türkiye sokağında siyasetin verdiği heyecan ile oluşan Türklerle Arapların kısa sürede kaynaşacağı hayali son derece yanıltıcıdır. Ancak Türkiye'yi yönetenlerin Arap sermayesini ucuz maliyetle kullanmak istemesi de gayet tutarlıdır. [email protected]
Yazarlar
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024
19.11.2024
7.11.2024