Gökhan BACIK
Suriye'de bugün farklı aktörler farklı sorunları çözmek için “savaşıyor”. Bunu bir tablo ile şekillendirebiliriz.
Aşağıdaki tablo Suriye'de her ülkenin “birinci hedef” ini gösteriyor.
Görüldüğü üzere “birinci hedefim Esed rejimini” yıkmak diyen bir ülke bulunmamaktadır. Elbette bu bazı ülkelerin amacıdır ancak ikinci veya üçüncü amacıdır. Bu tablonun Türkiye açısından gösterdiği en önemli nokta, küresel ve bölgesel güçler açısından Türkiye'nin öncelikler sıralamasının Suriye'de pek karşılığı olmadığıdır. Aksine farklı düşünmelerine rağmen ABD, AB, İran ve Rusya gibi ülkelerin IŞİD konusunda uzlaşabileceğidir. “IŞİD konusunda uzlaşmak” demek Esed rejimi ile “konuşabilir” olmayı doğurabilir.
Şimdi burada önemli nokta şudur: Türkiye'nin Suriye'de bütün “oyun planını bozan” aslında IŞİD'in ortaya çıkmasıdır. Ankara'nın bunu iyi okuması gerekiyor. Ankara'da bütün alarm mekanizması PYD üzerine kurulmuş olsa bile Türkiye'yi Suriye'de “açığa düşüren” IŞİD'in ortaya çıkmasıdır. IŞİD olduğu sürece Türkiye'nin önceliklerini uluslararası camiaya kabul ettirmek mümkün görünmeyecektir.
İkinci önemli nokta şudur: Hükümete yakın Daily Sabah gazetesinin bir haberine göre Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Beşir Caferi “PYD bizim desteğimizi de alıyor.” demiş. Bugün itibarı ile Suriye'deki uluslararası hukuk açısından meşru hükümet Esed'dir. O nedenle Suriye'nin BM nezdindeki daimi temsilcisini -ki bu koltuk bir ülkeyi kimin yönettiğinin küresel tescilidir- Şam'da Başkanlık Sarayı'nda oturan Esed belirliyor. Peki, Şam rejimi kendi anayasal sistematiği içinde Kürtlere bir özerlik verirse ne olur? Irak'ta böyle olmadı mı? Bağdat yönetimi, Kuzey Irak'ta Bölgesel Kürt Yönetimi olarak adlandırılan bir Kürdistan kurmuştur. Hatırlarsanız o zamanlar Türkiye'de buna çok sert eleştiriler olmuştu. Daha sonra ise “Kürt yönetimi ile ticaret yapmaktan dolayı hava atan işadamlarımız” o eleştirilerin yerini aldı. Suriye egemen bir devlet ise kendi anayasal düzeni içinde bir bölgeyi “otonom Kürdistan” olarak ilan ederse Ankara ne yapacak?
Şam rejimi ve PYD arasında böyle bir anlaşma olursa Moskova bunu hemen destekleyecektir. ABD, belli etmese bile Kürt siyasetini kendi diplomasisinin bir “yavrusu” olarak görmektedir.Dolayısıyla büyük bir yol kazası yapmazlar ise Kürtler, Suriye'den tıpkı Irak'ta olduğu gibi “Suriye Bölgesel Kürt Yönetimi” şeklinde çıkabilirler.
Yakın zaman önce bir öğle yemeğinde beraber olduğum Batılı bir diplomat bana “Rusya'nın IŞİD karşısında yaptıklarının” bazı maliyetlerine rağmen kendilerini mutlu ettiğini söylemişti. Büyük olasılıkla Batı ile Esed rejimi arasında perde arkası bazı temaslar mümkündür. Nitekim, içinde bulunduğumuz ayda AB, Şam rejimi ile resmî müzakere yaparak bu ülkede insanî yardımın koordinasyonu sağlamak amacıyla bir ofis açılması için adım atmıştır. Garip olan bu konuda açıklama yapan AB Dış Politika Yüksek Komiseri Federica Mogherini “İran ile de konuştuk.” demiştir. Şunu sormak lazım: Son zamanlarda İran ile Batı arasında sıcak ilişkiler var. Peki bu sıcaklık Suriye'yi nasıl etkileyecek? İran'ı bir adım yanına almış Batı, Şam rejimi üzerinde bu imkânı kullanmaz mı?
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024
19.11.2024
7.11.2024