Gökhan BACIK
Ortadoğu siyasetini açıklamak için pek çok farklı bakış açısı geliştirilmiştir. Bunlardan birisi de ekonomi-politiktir. Buna göre Ortadoğu’da belirli yapıların ve sorunların oluşunu açıklamak için bölgeye özgü ekonomik ilişkilere bakılması önerilir.
Örneğin, petrolün ana gelir kaynağı olarak varoluşu, Suudi Arabistan gibi ülkelerde neden demokrasinin gelişmediğini açıklamak için kullanılır.
Ortadoğu’yu anlamak için sanırım tıpkı bunun gibi artık bir de “yalan-politik” üzerine çalışmak gerekiyor.
Ortadoğu siyasetinde özellikle devlet ile halk arasında yalanın özel bir yeri vardır. O nedenle yalanın doğasını, dinamiklerini ve toplum arasında devletin bu kadar yalan söylemesine neden izin verildiğini anlamadan sanırım artık Ortadoğu çalışmak mümkün değildir.
Yalan elbette diğer bölgelerin siyasetinde de var. Örneğin Eric Alterman, yalanın ABD siyasetinde tarihsel evrimini “Başkanlar Yalan Söylediği Zaman: Resmi Yanıltmanın ve Sonuçlarının Bir Tarihi” adlı önemli çalışmasında ele almıştır.
Ortadoğu’da liderlerin pek çoğu sürekli olarak “pembe yalan” söyler. Bu yalanlar genel olarak halkı “işlerin iyi gittiğine, düşmanların bugün olmazsa mutlaka yarın başının ezileceğini” iddia eder.
Peki yalan neden itibar görüyor? Halk liderin yalan söylemesine neden izin veriyor? Basit bir nedenden dolayı: Halkın çoğunluğu söylenenin aslında yalan olduğunu bilmiyor. Nasıl mı?
Az gezen, doğduğu ülkeden başkasını görmeyen, bağımsız medyası olmayan, medyanın devlet merkezli olduğu toplumda yaşayan, okuma alışkanlığı hiç olmayan bir toplumda insanlar, devletin yalanlarına inanır.
“Tarihi bir zaman diliminden geçiyoruz.” diyen Saddam alkışlanır, “Bu tarihin en önemli olayıdır.” diyen Nasır alkışlanır, “Bütün Arapları bir araya getireceğiz.” diyen de alkışlanır…
Mesela Kaddafi on yıllarca Libya’ya yönetirken kesintisiz yalan söylemek siyaset tarzının bir parçasıydı. “Süper gücüz.” “Dünyaya yön veriyoruz.”, “Bütün dünya bizden çekiniyor.”, “İslam’ın beklenen devrimini yapmak üzereyiz.”, “Herkes bizi engellemeye çalışıyor.”…
Zamanla yalan kolektif bir ritüel haline gelir. Siyasetin ana unsuru haline gelir. Yalan o kadar yayılır ki doğruyu söyleyenlere deli muamelesi bile yapılır.
Ortadoğu devleti kurumsal olarak da iyi yalan söyler. İstatistiklerinin çoğu yalandır. Mesela çekinmeden sahte belge üretir. Devlet yalan söyleyince bunu doğru olarak ilan edecek mahkemeler vardır.
Ortadoğu’nun pek çok ülkesinde mahkemelerin doğal bir görevi de doğru bir şeyi söylediği için devleti kızdıran insanları zindana yollamaktır. Hal böyle olunca doğru söylemek pek çok Ortadoğu ülkesinde cezalandırılmaya yol açar.
Aslında buradaki temel mesele otoriter rejimdir. Otoriter rejim iki temel dinamik üretmeye mecburdur: Baskı ve yalan. Siyaset biliminde ikincisi “iktidar-bilgi ilişkisi” gibi estetik kavramlarla anlatılır. Güç, kendine uygun bilgiyi üretip durur.
Yani, otoriter rejim bir yandan baskı kurmak zorunda diğer yandan topluma siyasetini doğrulayan “hikayeleri” empoze etmek zorundadır.
O nedenle otoriter bir rejim iki şeyin gelişmesine asla izin veremez: Özgürlük ve gerçek. Böylece devlet, kaçınılmaz olarak “yalanı” meşrulaştırır.
Lübnanlı gazeteci Hişam Melhem yazdığı bir makalede Ortadoğu siyasetinin artık yalanı neredeyse normal bir davranış haline getirdiğini ve bunun IŞİD başta olmak üzere bütün kötülüklerin temel nedenlerinden birisi olduğunu yazmıştır.
Ancak Ortadoğu’da asıl korkutucu olan şudur: İnsanlar, liderlerine (bu siyasi lider de olabilir küçük bir grubun lideri de) alenen yalan söyleme yetkisi vermişlerdir!
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024
19.11.2024
7.11.2024