Gökhan BACIK
Soğuk Savaş döneminde dünya, Batı ve Komünist blok olarak ikiye ayrılmıştı. Bir bakıma her bir blok için diğeri “düşmandı”. Mesela Türkiye, ABD merkezli Batı blokundaydı. Soğuk Savaş’ın havasına uygun olarak Türklerin kahir ekserisi Komünizm’e düşman hale geldi. Bu Komünizm’in iç ideolojik sorunlarından dolayı değildi, Soğuk Savaş döneminde alınan pozisyon yüzündendi.
Kore Savaşı gibi Kapitalist ve Komünist kutupların savaşına giden Müslüman Türkler, orada hayatını kaybedince onlara İslam şehidi denildi. Her geçen gün Anadolu ahalisi Komünizm’den nefret etti. Batı blokunun “ihtiyaçlarına” göre kurgulanan Türkiye siyaseti ve sosyolojisi işin doğası gereği komünizmden nefret edecekti.
Soğuk Savaş kutuplaşması bitince dünyada şu soru soruldu: Yeni düşman kimdir? 1990’lı yıllarda pek çok kişi “Yeni tehdit İslam’dır.” demeye başladı. Doğrusu, 2016 yılında dünyada bir ‘İslam tartışması’ devam ediyor. 2013 yılında yazdığı bir makalede Quintan Wiktorowicz, yeni küresel tehdidin ‘uluslararası selefi İslam’ olduğunu söylemiştir. Burada düşman, İslam olarak değil selefi örgütler olarak tanımlanmıştır.
Ancak bütün olup bitenlere rağmen İslam, Batılı sistemin yeni düşmanıdır demek mümkün görünmüyor. Dahası böyle bir düşünce son derece zararlı sonuçlar üretir.
Peki, dünya barışının ve düzeninin düşmanı kimdir?
Bunun birinci cevabı yolsuzluktur. Yolsuzluk, Soğuk Savaş sonrası dünya düzeninin bir numaralı düşmanıdır. Çünkü yolsuzluk bir kök neden olarak dünyaya ahlaksızlık, silah ticareti, terörün finansmanı, iç siyasette yolsuzluğu örtmek için kabartılan yabancı nefreti ve faşizm olarak geri döner.
Yolsuzluğu yok etmeden silah ticaretini yok etmek imkanı yoktur. Transparency International, 2013 yılında “Yolsuzluk, en büyük küresel tehdittir.” demiştir. Bu son derece yerinde bir tespittir. Yani, dünya yolsuzluğa bu kadar hoşgörü gösterdiği sürece silah ticaretini, insan ticaretini, organ kaçakçılığını engellemek imkânı yoktur.
Daha kötüsü, yolsuzluk o kadar büyük bir noktaya ulaşmıştır ki, ülkelerinde parayı kazananlar, bunu toplumlarıyla paylaşmak yerine başka ülkelerdeki hesaplarda biriktirmeye başlamıştır. Panama Papers gibi son dönemde karşımıza çıkan bu “usule uygun alavere dalavereler” durumun ne kadar kritik hale geldiğini göstermektedir.
Bugün Türkiye dahil pek çok ülkede yeni bir iş adamı profili üretildi. Bunlar şöyle demektedir: “Ülkemde yolsuzluk var, terör var, otoriterleşme var ama bana ne? Ben bu ülkedeki fabrikalarda üretiyorum para kazanıyorum. Filan otomobil markasının bayiliğini yapıp yine bir tane cıvata dahi üretmeden kazancıma kazanç katıyorum. Sonra zaten istediğim yerde yaşıyorum, çocuklarım eğitim alıyor. Bana ne ülkedeki otoriter rejimden? Ben siyasetle anlaşmayı biliyorum ki…”
Böylece sermaye, ahlaki eksenini tamamen kaybetmektedir. Yolsuzlukla beslenen otoriter rejim de iş mahkemelerini felç etmekte, işçi ölümlerini dert etmemekte, velhasıl sermaye ile insan hayatını tehlikeye atmak pahasına kardeş olmaktadır.
Yolsuzluk ile anılan yeni küresel düzen, bütün dünyada sağa doğru bir kayışı destekliyor. İnsanlara sürekli olarak sağ siyaset hatta din sunuluyor. Dünyada hiç olmadığı kadar insan dindarlaştı. Bütün Selçuklu ve Osmanlı döneminden daha fazla camii Anadolu’da inşa edildi. Malezya da böyle Endonezya da böyle. Sağ ideolojik ve devletçi formatta sunulan dini duygular, yolsuzluk-otoriterleşme ekseninde kurulan ve aktörleri sermaye ile devlet olan yeni dünya düzenine hizmet ediyor.
Bu dünya düzeninde din, değerlerden arındırılmış ve “Hadi arkadaşlar bir araya gelip bir milyon hatim indirelim.” haline gelmiş durumda. Muhtemelen bütün insanlık tarihinin en çok hatim indirilen devrinden geçiyoruz. Ne çelişki!
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2025
27.05.2025
24.03.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
27.01.2025
3.12.2024
19.11.2024
7.11.2024