Mehmet TIRAŞ
“Gezi olayları” bundan 9 yıl önce benzeri olmayan sosyal bir hareket olarak ortaya çıktı.
Gezi direnişine katılanlar hiçbir örgüte üye olmayan, ”sosyal medya üzerinden örgütlenen” kendini yeryüzü vatandaşı sayan,yaşadığ şehrin sorunlarına sahip çıkan ve kendisine de sorulmasını isteyen, ben bireyim diyenlerin başkaldırısıydı.
Gezi hareketi kentte doğan farklı bir halk hareketiydi.
81 ilin 80’ninde iki ay süresince 4.5 milyon insan sokaklara sel oldu aktı.
Gezi olayları “Ağaçlarla Kuzeniz Kuzenleri Yedirtmeyiz” diyerek “Her Yer Taksim Her Yer Direniş” sloganıyla çoğulculuk kültürünü içinde barındıran bir “kent kültürü” olarak büyüdü..
Bu özelliği dünya medyasının da dikkatini çekti.
Küreselleşmeyi ve sosyolojiyi kavrayamayanlar “zor oyunu bozar anlayışıyla” devlet imkânlarını ve yargıyı kullanarak, muhaliflerine hakaret ederek iftira atıp, tehdit edip yaftaladılar, sosyal medyaya da Allah’ın belası diye beddua ettiler…
Küreselleşme üretim biçimini değiştirerek bir çağı kapatıp bir çağa yol verdi.
Küreselleşme veya Globalleşme nedir?
“Ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alış verişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir.”
Global çağın yeni muhalefeti ve örgütünün adı “Sosyal Medya Olduğunu” kimse aklından çıkartmamalı.
Kim ne yaparsa yapsın küreselleşmeye karşı çıkmak tarihin tekerleğini geriye çevirmeye kalkmak gibi, insanı komik bir duruma düşürüveriyor..
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan yirmi yıllık iktidarında kimyasını bozan ‘iki olayı’ aradan yıllar da geçse unutamıyor.
Biri,9 yıl önce milyonlarca insanın Taksim’de fitilini ateşlediği “Gezi olayları.”
İkincisi ise, 3 yıl önce yapılan “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” dediği, iki sefer seçim yaptırdığı “İstanbul Büyükşehir Belediye Başbakanlığının” kaybedilmesi.
Erdoğan bu iki olaydan ne zaman bahsetse kendini kaybediyor “Ağzından çıkanı kulağı duymuyor.”
Anayasal vatandaşlık hakkını kullanarak iktidara “özel hayatıma müdahale etme, bana sormadan bu kente dokunma” diyerek sokaklara dökülen, Gezi direnişine katılan milyonlarca vatandaşına “çürük ve Sürtük” diyerek küfür ediyor.
Ekonomideki krizin faturasını da Gezi olaylarına çıkartıyor.
Gezi olaylarının yaşandığı 2013 yılında 1 dolar, 1 Lira 85 kuruş olduğunu hatırlatalım..
Ekonomik krizin başlangıcı, AB müzakerelerinden ve hukuktan uzaklaşmakla işaretini verdi.
Önce yabancı sermaye ülkeye gelmemeye…
Daha sonra gelmiş olan yabancı sermaye de ülkeyi terk etmeye başladı.
Bugün bir dolar 17 Lira üzerinden işlem görürken, döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırıyor.
TL ise tüm para birimleri karşısında kan kaybetmesi durdurulamıyor.
Asrın lideri ne söz vermişti:
-Üç ”Y” diye adlandırdıkları “Yoksulluk, Yolsuzluk ve Yasakları” yok edeceğiz diye iktidar oldular.
”Cumhuriyet tarihinin en büyük işsizliğini, yolsuzluğunu, yoksulluğunu ve hayat pahalılığını topluma yaşattırken,son 16 yılda 227 cezaevi açarak,bir korku toplumu yarattılar.”
-Bizim iktidarımızda bir kişi özgür değilse o toplum özgür değildir, yasakları yasak hale getireceğiz diyorlardı.
“AKP iktidara geldiğinde cezaevinde tutuklu ve hükümlü sayısı 58 bin iken, Temmuz 2021 sonu itibariyle cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 287 bin 716 kişiye ulaştı..Avrupa konseyi üyesi 47 ülke içinde cezaevlerinde en fazla kişinin bulunduğu ülke Türkiye.”
-AB üyeliği bizim olmazsa olmazımızdır diyorlardı..
“Şimdi AB bizi bölmek istiyor demeye başladı.”
-Biz ne muhalefetsiz bir parlamentoyu ne de muhalefetsiz ülkeyi yönetmeyiz denilirken..
“Şimdi muhalefeti dış güçlerin içerideki işbirlikçisi ve vatan haini teröristler yaftalaması yapılmakta.”
-İktidarlarında üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü olacaktı..
“Şimdi yargı talimatla karar verir duruma gelirken, muktedir, beğenmediği yargı kararlarını tanımıyor ve uygulatmıyor.”
“Türkiye uluslararası hukuk devleti sırlamasında 127 ülke arasında 109’cu durumda.”
-AİHM kararları Türkiye’de ki yasaların üstünde bunu herkes böyle bilsin diye avazı çıktığı kadar bağıran kişi.
“Şimdi AİHM’in Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarını tanımıyor ve bunlar terörist bırakamayız diye haykırıyor.”
-Bizim iktidarımızda vatandaş ‘devletin değil’,” devlet vatandaşın hizmetinde” bir garson devlet olacak derken..
“Biz bu devleti sokakta bulmadık noktasına geldi ve şimdi devleti kutsuyor.”
-Devlet vatandaşına format atmamalı diyordu..
“Bizim neslimizi bozdular dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz diyerek, toplumun her kesimine din üzerinden format atmaya kalkıyor.”
-Eşit vatandaşlık hukuku uygulanacaktı..
“Mülakat sistemi kurarak kamuda personel alımında, torpili meşru hale getirdi.”
-Sandık demokrasinin namusudur sözünden..
“Muhalefetin kazandığı belediyelere Kayyımlar atadılar, YSK’ya muhalefetin kazandığı seçimleri iptal ettirdiler.”
-Demokrasi hukukun çeşmesinden beslenir sözü ise..
“İki kere ikinin kaç ettiği mizahını hatırlatıyor insanlara, satarken mi, alırken mi misali.”
Sayın Cumhurbaşkanı bir karar verin “Hangi sözünüze inanalım?”
Küreselleşmeyi okuyamazsanız..
AB’den uzaklaşır demokrasinin kuvvetler ayrılığı önümüzde engel diye ucube sisteminizi savunur ve hukuka dönmezseniz, toplumsal hiçbir sorunu çözemez olayların ve sorunlarında altında kalırsınız.
Kaldınız da…
Ülkenin ekonomik tablosu ve hukuksuzluk bunu fazlasıyla göstermiyor mu?
“Yargıyı muhalefete karşı sopa olarak kullanmaktan, YSK’ya milli irade gaspı yaptırmaktan,TÜİK’e talimatla enflasyon rakamlarını düşük göstertmekten, RTÜK’e muhalif medyaya ceza verdirerek ekran karartarak basın özgürlüğünü engellemekten; hepsinden önemlisi bu kurumları itibarsızlaştırmaktan vaz geçin ve erken seçim kararı alın…”
Uluslararası demokratik kriterler Türkiye’nin demokrasi liginden düştüğünü gösteriyor.
Dilimiz varmıyor söylemeye ama bu gidişat hayra alamet değil!..
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADevlet, Komün ve Demokratik Sosyalizmin İnşası; Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu... 14.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025