Mehmet TIRAŞ
Hepimizin malumu…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin; “Abdullah Öcalan Meclise gelsin DEM grubunda konuşsun, örgütünü feshettiğini, silahı bıraktığını açıklasın ve umut hakkından da yararlansın, çağrısından” sonra; PKK Lideri Abdullah Öcalan’da bu çağrıya sessiz kalmamış, örgütünü feshedeceğini ve örgüte silah bıraktıracağının açıkladı.
Kısa bir süre sonra da bir grup PKK’lı televizyonların canlı yayınladığı Kuzey Irak’ta silahlarını bırakarak yaktılar.
Televizyonlardan da izledik.
Siyasal iktidar sürece “Terörsüz Türkiye” adını koydu.
Sonra ne oldu?
Mecliste 51 Milletvekilinden oluşan adı ”Milli Dayanışma ve Kardeşlik Komisyonu” kuruldu.
DEM ve CHP üyeleri sürecin çok ağır yürüdüğünden şikâyetçi oldular.
Gerçekten de Bahçeli’nin açıklamalarının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen demokratikleşme yolunda, bir arpa boyu yol alınamadı.
Hukuksuzlukta da ağır bir ısrar var.
CHP: ”kayyumlara son verilmesini, sandık iradesine saygı duyulmasını, Belediye Başkanlarına karşı yürütülen operasyonların biran önce durdurulmasını, milli irade hırsızlığına son verilmesi konusunda” haykırıp durmakta.
DEM ise:
“Kürtçenin bir eğitim dili olması ve vatandaşlık tanımının değiştirtilmesi…
Abdullah Öcalan’a umut hakkının (tahliye edilmeli) bir an önce tanınması ve cezaevinden çıkartılması.
Komisyon üyelerinin de Öcalan’la görüşmelere başlamalı” taleplerini her vesileyle tekrarlayıp durmakta.
Siyasal iktidarın ise bu önerileri ciddiye almadığını hiçbir yasal düzenlemeden yana bir adım atmadığı görülüyor.
CHP Komisyona kerhen katılmış görüntüsü veriyor…
Diğer yandan da ülkenin değişik il ve ilçelerinde irade gaspına karşı “Hak-Hukuk-Adalet” mücadelesi mitingleri yapıyor.
Sayısı 60’ı geçen mitingler devam ediyor.
Ama bu mitinglerde Kürt sorunun çözümü konusunda pek bir şey söylemiyor.
Komisyon üyesi de olan CHP Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu, katıldığı bir TV programında CHP olarak komisyona 25 maddelik yazılı bir öneri verdiklerini söyledi ama içeriğinden hiç söz etmedi.
Komisyonun şeffaf çalışmadığından ve yol alamadığından yakınanlardan bir diğer komisyon üyesi DEVA partisi Genel Başkan yardımcısı Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen.
Ekmen 13 Ekim 2025 Tarihinde T24’den Cansu Çamlıbel’e verdiği mülakatta “bu süreci Komisyon değil “Erdoğan, Öcalan ve Bahçeli” yürütüyor.
Bunların tabanları ve parti örgütleri, milletvekilleri, Belediye Başkanları dahil, hiçbir olumlu görüşte bulunmuyorlar ve liderimiz ne derse doğrudur anlayışında hareket ediyorlar.
Kürt coğrafyasında insanların komisyona olan güvenleri ve heyecanları gittikçe azalıyor.
Komisyonun bu çalışması böyle gitmez. Dilerim yanılırım…
Ama ileride tıkanır ve minvalindeki endişelerini dile getiriyordu.
Ekmen “TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un;
“Komisyon üyelerinin Kürt sorununun önündeki engellerin kalkması konusunda önerilerini,gündeme almıyor ya da daha zamanı var diyerek geçiştiriyor”, diye de yakınıyordu.
Umutlar yüksek sinirler gergin.
Milliyetçilikle birlikte farklı mahallelerde siyasal tahammülsüzlük de artıyor.
Hatta Kürt hareketindeki bile kabul edilmesi zor bir tahammülsüzlük gözleniyor.
İmrallı heyetinin kıdemlisi ve Komisyon üyesi DEM milletvekili Pervin Buldan’ın Abdullah Öcalan’ın muhalif medyanın; “süreç üzerine yaptıkları eleştirilerinden çok rahatsız olduğunu.”
İktidardan bunların susturulmasını beklediğini açıklayıp; ”Yargı ve medya iktidarın elinde, yetkilerini kullanarak bunları susturmalı” anlamına gelen cümleler kurması ortalığı toz dumana kattı.
Bu açıklamalara muhalefet çok büyük tepkiye gösterdi.
Pervin Buldan gelen sert ve haklı tepkileri yatıştırmak ve düzeltmek için; “konuşmam bağlamından koparıldı, farklı yönlere çekildi” gibi klişe sözlere sığınsa da; sonradan bir açıklama daha yaparak “böyle konuşmamalıydım” diye bir özeleştiri yaptı.
Ancak garip olan ve kabul edilmesi mümkün olmayan başka gelişmeler de var.
Öcalan ve DEM’liler yalnız Kürtlerin varlığını inkar edip ve tanımayanlara karşı değil; Abdullah Öcalan gibi düşünmeyen ve Öcalan’ı eleştiren demokratlara karşı da, sosyal medya hesaplarından çok ağır suçlamalar yapıyorlar.
DEM’liler sanki Abdullah Öcalan’ı kutsuyorlar.
Hâlbuki bugün hakaret ettikleri insanlar daha düne kadar “Kürtlerin en zor günlerinde yanlarında yer almış, desteklemiş kişiler.”
Abdullah Öcalan’ı eleştirenleri bir de “devlet dili ile konuşuyorsunuz” gibi yaftalamalar yapmıyorlar mı?
İnsan bunların hakaret, tehdit ve iftiraları karşısında donup kalıyor.
Söyleyecekleri son sözleri;
“Sizde hiç mi ahde vefa yok”, veya “kadirşinas bilmez nankörler” demek oluyor.
Daha vahim bir durumu bir örnekle somutlaştırayım:
“Abdullah Öcalan’’ın politikalarının eleştirilmesini tahammül edemeyen ve Öcalan’ı kutsayanlar o kadar ağır saldırıyorlar ki, insanın aklı almıyor.”
Farklı düşündüğü için Öcalan’ı eleştiren,14 kitaplı tarihçi yazar eski Tarihi TKP’li Ayşe Hür’e sosyal medyada üzerinden edep dışı yapılan saldırılara, insanın inanası gelmiyor.
Ayşe Hür’e karşı Sosyal medya üzerinden yürüttükleri tehdit,iftira linç ve edep dışı sözleri insan okurken ürperiyor ve utanıyor:
”MİT ve/veya MOSSAD tarafından fonlanıyorsun.
Ya da “kasetin” mi var ellerinde.
İyi parti ve Zafer partililer gibi ırkçı ve faşistsin.
Gündemden düştün,ilgi çekmek için Öcalan’a saldırıyorsun.
Menopoza mı girdin.”
Sadece hakaret değil, can güvenliğiyle de Ayşe Hür’ü tehdit ediyorlar.
Bu hakaret ve tehditleri Ayşe Hür sosyal medya hesabından paylaştı.
İnsanın “edep yahu” diye bağırası geliyor.
DEM yöneticileri ise bugüne kadar; Ayşe Hür’e karşı yürütülen bu ahlak dışı sözler ve tehditler karşısında, ”Üç Maymunu oynadılar.”
Hiç Yakışıyor mu?
Hani siz, sizin gibi düşünmeyen ve farklı kültürlerden olanları bir zenginlik görüyor; çoğulculuk kavramından, hukukun üstünlüğünden, evrensel değerlerden, bireyin özgürlüğünden ve azınlık haklarından bahsediyor dunuz?
Yoksa sizde mi; “Hukuku,Evrensel değerleri kendi çıkarlarınız için geçici bir atlama tahtası” olarak kullanacaksınız?
Bu tahammülsüzlüğünüz nedir?
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBir Urfa ziyareti, bir dostluk hikayesi 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYeni dünya, yeni Türkiye 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAYM ve Yargıtay ne diyor? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünUyumlu mu, uyumsuz mu? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’de Kalıcı Barış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Açık Mektup... 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciMerkez faiz indiremez… Neden? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’a “umut hakkı” neden tanınmalı? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNeşe’nin kapsayıcılık sorunu… 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKıbrıs’tan Türkiye’ye mesaj 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUKıbrıs’ta kim kaybetti, kazanan kim? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze’nin Z raporu: Daha yazılmadı! 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTIKANMA VE TAHAMÜLSÜZLÜK… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAdalet yoksa devlette çürüme kaçınılmazdır 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAraştırmalar ne diyor; toplum güçlü bir lider mi arıyor, yoksa adil bir kahraman mı? 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHapiste yedi ay sonra İmamoğlu… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTekstilde kriz: Küresel ekonomide sınıf atlamanın mı, sınıfta kalmanın mı habercisi? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan2026’da enflasyon yüzde 30’un altına inerse başarı olur! 18.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin ikinci ve belki de “final” sezonu 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySanayi verileri alarm veriyor: Almanya serbest düşüşte 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat Sevinç'Belirsizlik' kullanışlı bir idare yöntemidir, yurttaşı iki dudak arasına hapseder! 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalMüslüman düşmanı Hegseth ve ‘İslami rejimler’in suç ortaklığı 12.10.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025
25.08.2025
22.08.2025
18.08.2025
11.08.2025