Mehmet TIRAŞ
Seçim sathına girmiş durumdayız.
Ülke gündemini de doğal olarak “31 Mart Tarihinde Yapılacak Yerel Seçimler” belirliyor.
Cumhurbaşkanlığı ucube hükümet sistemine geçtikten sonra yapılan her seçimde olduğu gibi, bu seçimlerde de muhalefet iktidarla eşit şartlara yarışmayacak…
İktidar da bütün devlet imkânlarını kendi lehine kullanacak.
Yargıyı muhaliflerine karşı sopa olarak kullanması bunun en vahşi ve şaşırtıcı örneği.
Mahkemeler adalet dağıtan kurum olmaktan çıktı ve muhaliflerini tutuklama aracı olarak kullanmaya başlandı...
Demokrasi, hukuk devleti, temel hak ve özgürlükler tamamen buharlaştı.
İktidar muhalif olan toplumun farklı kesimlerini Cumhurbaşkanını eleştirdiği için 30 bin kişiyi tutuklatırken,1.5 milyon kişiyi de terör örgütüyle iltisaklı göstererek yargılıyor.
Böyle bir ülkede eşit şartlarda bir seçim olur mu, tabi ki olmuyor…
Ayrıca da seçimlerde YSK’nın vereceği kararlardan endişe duyuyoruz.
Yargının seçim ayağını temsil eden, seçimlerde milli iradenin sağlıklı bir şekilde ortaya çıkmasını sağlamakla yükümlü olan YSK’nın taraflı kararları, haklı olarak bu endişelerimizi artırıyor.
-YSK bir seçim kurulu bir yüksek mahkeme heyetidir.
- YSK’nın seçimler üzerine aldığı kararlar kesindir ve bir üst mahkemeye götürülemez.
Bu YSK’nın adil ve tarafsız olması gerekir.
Böyle mi?
YSK’nın Milli iradeyi ve anayasayı yok saydığı kararlarını yeri gelmişken hatırlatmadan geçmeyelim.
YSK ilk suçunu 16 Nisan 2017 Tarihinde yapılan ucube rezil sistemin önünü açan referandumda,“2,5 milyon seçmene mühürsüz zarfla oy kullandırması” kabul edilir bir durum değildi.
Seçim kanununa göre kullanılan oyların geçersiz sayılması gerekiyordu.
Buna rağmen, YSK mühürsüz kullanılan zarflardaki oyları geçerli saydı.
Muhalefetin tüm itirazlarını YSK kabul etmeyerek demokratik meşru bir seçimin oluşmasını engelledi.
YSK, muhalif Belediye başkanlarının adaylıkları konusunda da tarafsız olmadığının onlarca örneği var…
Hatta adaylığı kabul edilip seçildikten sonra belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyeliklerini iptal edebiliyorlar…
Mazbatalarını iktidarın adaylarına verebiliyorlar…
Özellikle de Kürt kökenli seçilmiş Belediye ve belediye meclis üyelerine yapılan hukuksuzluklar vicdanları rahatsız etmekte.
2019 yılının 31 Mart Tarihinde yapılan yerel seçimde İstanbul Büyük şehir Belediye başkanlığını kazanan Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığını, YSK’nın iptal etmesi milli irade ile alay etmekti.
Anımsayın ilk önce YSK İmamoğlu’na mazbatasını verdi,6 Mayıs’ta ise seçimi iptal etti.
İmamoğlu’nun başkanlığının iptal edilmesi gerekçesi korkunçtu:
“Bir zarfta dört oy kullanılıyor bu dört oydan üçü doğru birisinde hile yapıldı” demişti.
Hangisinde?
İstanbul Büyük Şehir Başkanlığı için kullanılan oy.”
”YSK “4’e karşı 7 oy” ile seçimi geçersiz saydı ve seçimin tekrarına karar verdi.
Yüz kızartıcı…
Yapılan ikinci seçimde vatandaşta “13 bin oy farkını 805 bine çıkartarak” iktidarın feleğini şaşırtan unutulmaz bir tokat atıyor, kendisi ile alay edilmesine gerekli cevabı veriyordu.
Diyor ya partili Cumhurbaşkanı Erdoğan “sandık demokrasinin namusudur.”
Sandığın namusundan da YSK sorumlu…
Nasıl bir demokratik namus bu?
YSK 2023 Tarihinde Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde; anayasa da açık bir şekilde bir kişi Cumhurbaşkanlığına üçüncü defa aday olamaz diye vurgulamasına rağmen…
YSK Erdoğan’ın üçüncü defa Cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul ederek anayasal suç işledi.
Kararı bozacak bir üst mahkeme olmayınca, Erdoğan’ın adaylığının önü üçüncü defa böylece açılmış oldu.
YSK’nın bugüne kadar aldığı kararların adil olduğunu söylemek mümkün mü?
Yaşananlar bunu göstermiyor mu?
Bir ülkede yargı bağımsız ve tarafsız olmadığı sürece toplumsal hiçbir sorunu nasıl çözülmüyor.
YSK’da yargının seçimlerden sorumlu bir mahkeme kurulu olması ve görevlerini bağımsız ve tarafsız yapmadığı sürece de, milli irade hayata geçmeyecek, yapılan seçimlerde hep şaibeli olacaktır.
Bunları bilerek muhalefete, demokrasiden yana olan güçlere ve vatandaşa her zamanki gibi çok büyük görev düşüyor…
Ne görevler?
Vatandaşlar olarak oyumuzu mutlaka kullanmalıyız.
Ayrıca sandık görevlileri oy sayımı bitene kadar, sandık başından ıslak imza tutanağı tutulana kadar, sandık başından ayrılmamalı.
Sandık görevlisi ıslak imzayı cep telefonu ile kayıt altına alıp, partisinin seçim merkezine göndermeli.
Mutlaka muhalif partiler ve demokrasi güçleri her sandık başında en az bir avukat bulundurmalı.
Bunlar çok önemli çünkü yerel seçimde muhalefet ve demokrasiden yanan olan güçler, iktidarı ağır bir yenilgiye uğratırlarsa, erken seçim kaçınılmaz olarak gündeme gelebilir.
İktidarı yenilgiye uğratacak potansiyel güçlerden biri de emekliler…
16 milyon emeklinin 9 milyon 700 bini, 7.500 lira emekli maaşı alıyor.
Emekliler oyları ile iktidara dur diyebilirler.
AKP 21 yıldır kesintisiz iktidar…
Toplumsal hangi sorunumuzu çözdüler?
Yeter ki bu seçimde de YSK seçim sonuçlarını etkileyecek adil olmayan hukuksuz kararlar almasın.
Ama gelen haberler bu güvenceden uzak…
2023 yılının son beş ayında özellikle Kürt illeri “Hakkâri ve Şırnak’ta 8 bin 343 kişiden oluşan seçim sonuçlarını etkileyecek” seçmen sayısındaki artış dikkat çekiyor ve tartışılıyor.
YSK’nın bir açıklama yapması gerekmiyor mu?
Yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı ülkelerde:
”Kimin oy kullandığı değil kimin saydığı ve onayladığı önemli.”
Onun için YSK çok önemli diyoruz.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYADevlet, Komün ve Demokratik Sosyalizmin İnşası; Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu... 14.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025