Mehmet TIRAŞ
Hayırdır…
İktidar yanlısı gazeteciler devletin resmi rakamlarından yola çıkarak “Kürt sorununun Türkiye’yi nasıl fakirleştirdiğini” yazmaya başladılar.
Kürt sorunun ekonomik ayağını gündeme getirmelerinin sebebi herhalde ekonominin dip yapması,halkın freni tutmaz biçimde yoksullaşmaya devam ediyor olmasının etkisi var.
“40 yıldır PKK ile çatışmanın sonucu”, ülke ekonomisine “2 Trilyon dolara mal olduğunu” yeni duymuşlar gibi söyleyip duruyorlar.
Bu haberleri yeni bir çözüm sürecinin başlangıcı olarak ta okuyabiliriz.
Erdoğan’da “Ülkenin 300 milyar dolar nakit parasının PKK ile çatışmalarda heba olduğunu” söylemişti.
AKP’nin önde gelen siyasetçilerinden Cemil Çiçek,Kürt sorununu çözemediğimiz için geniş tabanlı ticari kaybımız “1 Trilyon dolara mal olduğunu” öne sürmüştü…
Bunlar olağanüstü miktarlar.
Sosyal boyutla ekonomik boyut el ele yaşandı.
1984 yılından bugüne kadar PKK ile çatışmaların sonucu ülkeye;çeşitli resmi ağızların söylediğine göre;”2 Trilyon dolara,200 bin vatandaşımızın ölümüne ,on binlerce insanın yerini yurdunu terk etmesine mal oldu.”
Ülke ekonomisinin bütün dengeleri altüst oldu, olmaya da devam ediyor.
Bölgede yaşanan dramlara sadece köy boyutundan kabaca bakmak bu resmin bir kısmı kendiliğinden görülüyor.
PKK ile düşük yoğunluklu savaş sürecinde bölgede 3 bin 500 köy yakılıp boşaltıldı.
Bu sıradan bir olay değil,bölgedeki yaşama çok ağır sonuçları olan acılı bir süreç yaşattı.
Yaylalara ve mezralara yasaklar getirildi,bölgede hayvancılık bitme noktasına geldi.
O gün bugündür “Kırmızı Et” ve “Süt ürünlerinin” fiyatı önlenemez oldu.
Sonunda kırmızı et ve canlı hayvan ithal etmeye başladık.
PKK ile çatışmalar sadece hayvancılığı bitirmekle kalmadı…
Kırsal kesimden kentlere kitlesel göçler başlattı.
Hem bölgenin hem de göç alan illerin demografisi bozuldu.
Sosyal sağlı da bozmaya başladı.
Örneğin uyuşturucu konusu…
Kürt bölgesinde süren silahlı çatışmalar süreç içerisinde hukukta devre dışı kalınca; ”uyuşturucu ticaretinde 250 milyar dolar” gibi gayrimeşru devasa bir serveti ortaya çıkarttı.
Bu iştah açan uyuşturucu sermayesi ülkenin en genç nüfusunun geçim kapısı olurken, aynı zamanda çocuk yaşta olan gençleri; hem zehirledi hem de suça teşvik etti.
Türkiye’yi de kara para aklayan uluslararası mafyatik yapıların buluşma merkezi haline getirdi.
Kürt sorunu ülkenin çözüm bekleyen en ivedi sorunu olarak karşımızda duruyor.
Hem iç barışı tehdit ediyor, komşu ülkelerle ilişkimizi de bozuyor,ululuslararası arenada hep sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Kürt sorununu “Hukuk Devleti Normlarda Çözmek Zorundayız” yoksa bu sorun toplum olarak bizleri daha da yoksullaştırmaya götürürken…
İşsizlik,hayat pahalılığı,gelir dağılımındaki uçurum,yoksulluk ve yolsuzluk değişmez kaderimiz olmaya devam edecek.
Ayrıca…
Görüldüğü gibi Kürt sorunu çözülmedikçe yalnızca bizi fakirleştirmiyor,bütün denklemleri ve iç barışı bozmakla kalmıyor, ülkeyi de uyuşturucu ticaretinin merkezi haline getiriyor.
Kürt sorununu demokratik yoldan çözmüş olsa idik…
“2 Trilyon dolar ülkenin kalkınmasına harcanacaktı.”
Böyle bir paranın dolaşıma girdiğini düşünün toplumun “bir kulağından tere yağ, bir kulağından da bal fışkırırdı.”
Halbuki bu olanak sağlanmıştı…
16 Temmuz 2014 yılında başlayan adına da “Analar ağlamasın” koydukları “çözüm sürecinde Kürt sorunu bir terör sorunu değil, siyasi bir sorundur, benim de sorun diyen Erdoğan başlatmıştı.”
Bu süreçte Kürt sorunu çok yönlü ele alınıp ülke genelinde çözüm arayışı sürerken…
22 Temmuz 2015 yılında Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polisin kaldıkları evde silahla katledilmesi sonucu, Erdoğan’ın; “Kürt sorununu buzdolabına kaldırdık” açıklaması ile çözüm süreci, bir sonuç alınmadan sonlanmış oldu.
Yargılama süreci sonucunda bu iki polisi PKK’nın öldürmediği ortaya çıktı ama neye yarar.
Halbuki çözüm sürecinde AKP’liler PKK ile çatışmada 1984 yılından bugüne çok ciddi ekonomik kayıplardan bahsediyorlar ve Kürt sorununu kesin çözmeliyiz diyorlardı.
Hepsi hayal olurken…
Erdoğan çözüm sürecinde kandan beslenen bu nekrofilleri bitireceğim diyordu ama sonunda nekrofillere teslim olmakla kalmadı üstüne iktidar ortağı yaptı.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025