PKK lideri Abdullah Öcalan’ın siyasal iktidarla anlaşarak Kandile; “Kongrenizi Toplayın PKK’yı Feshedin ve Silahı bırakın” çağrı yapması…

Kürt düşmanlığını iş edinmiş çevreler; Kandilin de çağrıya uyacaklarını ve “Ateşkes ilan ettiklerini” açıklamasından sonra sanki rahatsız oldular.

“Kürt sorunu yok terör sorunu var” diye düşünen kimi kanallar çağrının “Kürtçe versiyonunu” sansürlediler.

Örneğin  Sözcü TV  Öcalan’ın çağrısını  Kürtçe okuyan Ahmet Türk’ü yayından almakla kalmadı, program sunucusu da rahatsızlığını fazla gürültülü bir şekilde belirtti.

Kürtçeyi sansürlemede bu çevreler  Sözcü TV’yi yalnız bırakmadılar.

NTV ve CNN Türk gibi televizyonlarda Abdullah Öcalan’ın açıklamasının Kürtçe okunmasını sansürlediler:

Gerekçeleri de Anayasa da Resmi dilin Türkçe olmasıymış, bu yasa yürüklükte olduğu sürece de “Kürtçeyi sansürleyeceklermiş…”

Belli ki “Kürt sorunu yok terör surunu var” diyen yeminli Kürt karşıtları…

Bu antidemokratik yasakları savunmaktan hicap duymadılar.

PKK’nın terör eylemlerini konu yapıyorlar ama PKK’yı “var eden” etkenleri görmezden geliyorlar.

Meşru zeminde siyaset yapan Kürtleri hedef gösterip potansiyel suçlu ilan ederken, Kürtleri kapsamayan “eşit vatandaşlık hukukundan söz etmeyi” de sevmiyorlar.

Kürtçeyi sansürlüyorlar ama PKK’yı doğuran nedenlerin başında “Kürtçenin yasaklanması” gelmiyor mu?

Kürt sorununu PKK üzerinden yok sayanlar…

TSK kaynakları 1924 -1938 yılları arasında irili ufaklı…

17 Kürt isyanı, başkaldırısı ve ayaklanması” 0lduğunu belirtiyor.

Aynı resmi kaynağa göre de PKK 18’ci silahlı bir ayaklanma…

26.Dönemin Genelkurmay başkanı Orgeneral İlker Başbuğ 2010 yılında çıktığı bir televizyon kanalında; biz dağlarda “30 bin PKK’yı öldürdük çözüm siyasiler de” dememiş miydi?

Yine Askeri kaynaklar; 1984-2017 yılları arasında 60 bin PKK’lıyı etkisiz hale getirirken,13 bin güvenlik güçleri ve sivil vatandaşın şehit olduğunu kamuoyuna duyurmadılar mı?

PKK ile silahlı çatışmanın merkezinde olanlar “Kürt sorunu bir güvenlik sorunu olmadığını” dile getirirlerken…

Türkiye de Kürt sorunu yok terör sorunu var diyenler bunu bir türlü anlamamaya direniyorlar.

Kürdüm demenin suç olduğunu unutmuş gibiler…

Eski bakanlardan Kürt siyasetçi Şerafettin Elçi Türkiye de Kürt varsa bende “kürdüm” dediği için 3 yıl cezaevinde yatmadı mı?

Bu süreçten rahatsız olanlar belki de demokrasi konusunda yeterli söyleyecek sözleri olmadığı için, Gazi ve Şehitler üzerinden süreci istismar ediyorlar.

Bu yeminli Kürt düşmanları bu rakamları ve olayları görmezden gelip PKK’nın silah bırakmasından niye bu kadar rahatsız oluyorlar?

Nasıl olsa ölenler fakir halk çocukları, onlardan ölen olmuyor, olmayacakta…

Bu düşmanlıkları yeni değil…

Hatırlatayım 12 Nisan 2010 Tarihinde; meşru zeminde siyaset yapan DTP eski Eş Genel Başkanı  Mardin milletvekili akil insan Ahmet Türk bir duruşması için gittiği Samsun’da; Adliye önünde bir faşist tarafından saldırıya uğramış ve saldırgan Türk’ün burnunu kırmıştı.

Şimdi Sözcü gazetesinde yazan bu yeminli Kürt düşmanı  o dönem Hürriyet Gazetesinde yazıyordu, bu vahşi saldırıyı, ”Türkiye ortalamasının yumruğu” başlığını atarak desteklemişti.

Kürt sorunu “temel hak ve özgürlüklerin yok sayılmasının”  sonucudur.

İnsanın doğuştan kazanmış olduğu hakları vardır bunları siyaseten yok sayamazsanız.

Hatırlayın:

 Refah Patisi (RP) İstanbul il Başkanı ve MYK üyesi  Recep Tayyip Erdoğan danışmanlarına  hazırlatıp  RP’si Genel merkezine sunduğu; “Kürt Raporunda”  Güneydoğu da  “devletin PKK’dan hiçbir farkının olmadığını”, insanlara bölgede gerektiğinde “b…k” bile yedirildiğini raporda okuduk.

Bölgede  “devlet terörünün olduğunu yok sayamayız” tespiti yapılmıştı. “

“Bir Türk dünyaya bedel diye dağlara yazı yazarsanız, Kürtler de kalkar ve Kürde paha biçilmez diye yazar.”

Bu  Kürt düşmanı ırkçı düşünce sahiplerine Berna Akçura’nın 1925-2007 Kürt raporları- “Devletin Kürt Filmi” adlı eserini  okumalarını tavsiye ederim.

PKK’ile silahlı çatışma sonucu 41 yılda 73 bin insanımız öldü.

-On binlerce insan yerini yurdunu terk etti.

-Ekonomik kayıp 1 Trilyon dolara ulaştı.

Silahların susmasından, sürecin barışa everilmesinden rahatsızlık duyanları anlamak mümkün değil?

Çünkü barış olursa, savaş baronları zarar görür.

Birde gerginlikten nemalanan, Kürt karşıtlığı üzerinden siyaset yapan ve kandan beslenen Nekrofiller de zara görür.

Barış düşmanlığının başka ne sebebi olabilir ki?