Mehmet TIRAŞ
Devlet terörü bizde o kadar kanıksanmış ki;babanın evlatlarını ve karısın dövüp sevmesi gibi.
Hem döver hem sever anlamında algılanıyor.
Devlet toplumun örgütlenme biçimidir..
Devlet -toplum iç içedir.
Devlet, toplumu nasıl yönetiyorsa ,aile reisleri de aile bireylerini öyle yönetir,aile reisleri de babalardır.
Devlette bizde “devlet baba” diye adlandırılmaz mı?
Devlet deyince ilk akla gelen nedir bizde,güvenlik güçleri!.
Kocasından,babasından şiddet gören kızlar ve kadınlar polise şikayetçi olurlar,polis de bugün döver yarında sever, kocanın vurduğu yerde gül biter,diye eve gönderir polis,savcılığa sevk edeceği yerde.
Dayak da bizde cennetten çıkma değil mi?
Kızını dövmeyen dizini döver,diye de bir manimiz yok mu?
Devlet deyince bizde akla gelen vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlayan değil de;korkutan,döven Allah yarattı demeyen bir güç olarak hatırlanmaz mı?
Karakoldan aradılar seni deyince hangimiz paniklemeyiz ve hemen bir kariyer sahibi birinden yardım ister ve onunla gitmeyi düşünmez miyiz?
Neden panikleriz,çünkü karakolda bulunan yemin ile dayaktır.
Hukukun devre dışı kaldığı bir örgüt değil mi,bizde devlet algısı?
Ne fark eder askerin şiddet uygulamasıyla polisin uygulamasının arasındaki fark ney;bizim Başbakanı hayran bırakan polisin şiddet uygulaması ne olabilir?
Polis ne yaptı ki Erdoğan destan yazdılar, dedi?
Askerler böylesi bir kitlesel olaylarda baskıları püskürtemezse sıkıyönetim ilan eder,sokağa çıkma yasağı kor veya belli bir süre yönetime el korlardı;polis ise iktidarın emrinde şiddet uygulamaya devam ediyor ama yönetime talip olmuyor? Fark ta bu olsa gerek yoksa aralarında ne fark var?
Gezi Direnişçilerine polisin orantısız güç kullanması adeta bir devlet terörü estirmesi; yurtta ve tüm dünyada beklenmedik bir tepkiyle karşılanırken;tersine bizim Başbakan polisi yere göğe sığdıramıyor tam bir kahramanlık destanı yazdı,diye övgüler düzüyor..Ama demokratik dünya kamuoyu bunu kabullenmiyor,bu nasıl oluyor kahramanlık yazan polisin tutumuna?
Geçmişte askerlerin her yaptığını övgüyle dinlerdik siyasilerimizden, şimdi de başka bir silahlı gücün övgüsüyle karşılaştık, kışlaya övgünün yerini polis teşkilat alıyor,hem de kusursuz ve kahramanlık sözlerle övgüye değer görülüyor, milletin iradesiyim,vatandaşın hizmetkarıyım diyen,Başbakan tarafından.
Hani devle vatandaşın hizmetkarı olacaktı?
Öyle övgüler düzüyor ki polise Erdoğan, sanırsınız ki tüm dünyanın gıpta ile örnek aldığı bir polis teşkilatı,hiçbir olay ve cinayet karanlıkta kalmamış,hepsini aydınlatmış,şiddet,zor ver silah kullanmadan toplumsal olayların üstesinden gelmiş örnek bir teşkilat gibi.
Bizim polis teşkilatımız bu kadar mükemmel bir görev yapıyor da; niye 17 bin 500 faili meçhul cinayeti aydınlatamıyor?
Bizim göz bebeğimiz Başbakanın tabiriyle mükemmel bir polis teşkilatımız var ,MİT’te buna dahil;sormazlar mı adama bu kadar kusursuz hizmet veriyorlar da, niye Uludere de 34 Kürt vatandaşının askeri savaş uçaklarıyla hunharca katledilen insanların,faillerini ortaya çıkartamıyor?
Beş yıldır Galatasaray Lisesinin önünde oturan ”Cumartesi Anneleri”nin tepkilerinin nedenine niye eğilmiyor, bu anneler her hafta toplanıyor hiç düşündünüz mü veya sorunlarına eğildiniz mi, sayın Başbakan?
Bu Anneler evlatlarını,kardeşlerini ve eşlerini polis veya asker tarafından göz altına alınıp kayıp olanların yakınları ,bu dramatik mükemmel polis teşkilatımızın sorumluluğuna girmiyor mu?
Dış dünyaya,içeride de yüzde 50’nin desteği var arkamda,diyerek iktidarını korumanın yollarını düşünüyorsa Erdoğan bu çok tehlikeli bir yol,trafik tabiriyle ters yoldan gidiyor demektir.
Bunu sık belirtiyoruz ama Başbakanın Gezi direnişiyle gösterdiği tepki ve açıklamaları seçimle iş başına gelenlerin değil de; diktatörlerin taraftarlarını sokağa dökmeye benziyor ve rakiplerini de dış düşmanların iç mihrakları tanımlaması,olayları güvenlik mantığıyla çözerim ve övünerek gezi direnişine polisin şiddetini ben verdim, diye övünmesi demokratik bir hukuk devletin de, kabullenir bir şey değil ama bunu ne zaman algılar,algıladığında da,inşallah iş işten geçmiş olmaz,araba devrildiğinde yol gösteren çok olurmuş.
Polisin destan yazmasına gelince ;onca mobese kameralarıyla vatandaşlarına uyguladığı onlarca şiddet olayları var;Ankara da bir direnişçiyi kasten başına kurşun sıkarak öldürmesi,hangi destanın mısralarında yeri var?
Polisin uyguladığı şiddeti destan diye anlatıyorsunuz,dileriz olmaz ama bir gün sizin en yakınınız için de;polisin ağıt yaktıracağını aklınızdan çıkarmayın Sn Başbakan.
Devletin kutsanması güvenlik güçlerinin dokunulmazlığından gelir.
Hukukun denetiminde olmayan ve hesap vermeyen silahlı ve sivil bürokratlar için her şey devlet içindir.
Sayın Erdoğan,bir içli bozlak deyişi vardır bilir misiniz;”bu kış giderde elbet yaz gelir” diyor, dinlemenizi isteriz.
Ey Necip Türk Milleti,askeri darbelere,polis şiddetine,devlet terörüne ne kadar yakınsanız;Tanrıya,hukuka ve demokrasiye de o kadar uzaksınız?
Yazarlar
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları





























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025