Mehmet TIRAŞ
Halkların Demokrasi Partisi(HDP) adında bir partimiz daha siyasete girdi..
Pekte yeni sayılmaz ama BDP’den türetilen çatı partisi olarak parlamento da grubu olmasa da temsil edilen beşinci parti oldu.
Ben de bu partiyi içinden olmasa da yakından ve etrafından dolaşarak içinde olan arkadaşlarla tartışarak, yaşadığım ilden ve medyadan takip ediyorum..
Çok samimi olarak söylemem gerekirse ben bu partinin çıkışını kusura bakmasın HDP’liler ama umutsuzluk vermek anlamında söylemiyorum; toplumda pek heyecanla karşılanmadığını belirteyim..
Eğer siyasette ikbal arayan biri olarak duygularımla hareket etseydim; övücü ve umut verici sözlerle başlardım ama siyasette ikbal aramayan birisi olarak objektif olarak düşüncelerimi yazıyorum.
Haklı olarak okurlarım veya HDP’ye gönül verenler beklentin neydi,eksik olarak ne görüyorsunuzve ne öneriyorsunuz,diye sorduklarını duyar gibiyim.
Ben siyaset konuşulduğunda hep ekonomiyi dile getiren,temel hak ve özgürlüklerden yola çıkan, sol bir düşünceye sahip birisiyim.
Ekonomi sağlık gibidir ekonomiyi ciddiye almayanı kimse ciddiye almaz.
Bir partinin ekonomi politikası bütün sosyal politikalarına da ayna tutar.
HDP,nasıl bir ekonomiyi savunuyor, dünyada iki türlü ekonomik politikalar uygulanıyor.
“Birisi yarı devlet yarısı özel olmak üzere buna karma ekonomi deniliyor?”
“İkincisi de liberal serbest piyasa ekonomisi,yer yüzüyle rekabet eden bir ekonomi?”
Devletçi ekonomilerde kayıt dışı ekonomiyi önleyemediğiniz gibi,vergi de pek konuşulmaz.
HDP’nin kongresindeki konuşmaları TV kanallarından ve gazetelerden takip ettiğimi kadarıyla ekonomi,vergi,istihdam,bankalar,borsa,ihracat,ithalat,turizm ve tarım,hayvancılık,balıkçılık,inşaat sektörü gibi can alıcı ekonominin olmazsa olmazları üzerine dişe dokunur bir söz bile yoktu,plan ve programı şöyle dursun.
Sağlık ve eğitim konusu ise akıllarına bile gelmemiş gibi.
HDP’lileirn çağ dönüşümlerinde belirleyici olan üretim biçimindeki değişiklikler gündemlerinde bile değildi..
Yine dikkatimden kaçmayan ama HDP’lileirn çok önemsemedikleri gibi geliyor; o da AB’liğine nasıl baktıkları konusunda hiç söz etmemeleriydi!.
Benim yaşadığım kentte HDP’nin bazı birleşenleriyle tartışmalarımızda oldu, hatta bunların gazetesine verdiğim bir röportajda yazılmadı ama benimle mülakat yapan gazeteci arkadaş;AB’nin bir sömürgeci bir kuruluş olduğunu,bağımsızlığımızı elimizden alacak gibi söyledikleri hala aklımda..
BDP’de AB’liği konusunda çok net değil,onlarda AB konusunda çok yalpalıyorlar.
HDP’nin birleşenlerinin içinde AB’liğini koşulsuz destekleyenler var mıdır şahsen ben bilmiyorum yanıla bilirim ama ben rastlamadım.
HDP’nin laiklkik ve Diyanet İşler Başkanlığı(DİB) devlet içindeki ağırlığı ve tek dine hizmet etmesi konusunda bir görüşlerinin olmaması da, bir parti için çok büyük eksiklik..
Yoksa HDP’liler kervan yolda dizilir bir siyaseti mi izleyecekler.
HDP’li arkadaşlar kusura bakmasın ama soğuk savaşa dönemini argümanlarıyla ve kavramlarıyla olayları ve konuları yorumladıklarını görüyoruz..
Çünkü partiyi bir kitle partisi gibi değil de, sınıf partisi gibi tanımlamalar yapıyorlar;partinin kuruluş felsefesi de Kürt sorunundan yola çıkıp partini dayandığı kitlede Kürtler olunca,partiye yön veren kadrolarda tabana göre şekilleniyor.
Eğer HDP toplumun her kesimini kucaklayacak bir Kürt partisinden çıkıp,bir kitle partisi olacaksa; sosyal demokrasinin evrensel ilkeleriyle yol alıp,çağdaş burjuvaziyle ittifak yapmayı da önüne koymalı.
Toplumun farklı kesimleri olan liberaller,muhafazakar demokratlar ve demokrasiyi şiar edinmiş İslami kesimi de içinde barındıracak bir parti yapılanmasına giderse,o marjinal sözcüğünden kurtulmuş olur;bir de dostane uyarıdır toplumda karşılığı olmayan;yeryüzüyle de örtüşmeyen bir siyasetin bu çağda uzun soluklu olması imkansız gibi bir şey..
Benim HDP’lilere önerim ÖDP’nin kuruluşundan büyük ders çıkartmalıları..
ÖDP’deki heyecan nasıl söndü ve nasıl marjinalleşti bu çok önemli bir deneyim.
ÖDP, aşkın ve devrimin partisi olarak kuruldu çokta coşkulu bir çıkışı vardı,Marksist solun hemen hemen Maocu takımının dışında bütün renklerini içine almıştı ama fraksiyonların potansiyeline göre görev dağılımı yapılmıştı partide.Birliktelik sağlanamayınca bu da; bir parti kurmadan çok farklı siyasi görüşte olanların buluşma mekanına dönüştü.
ÖDP’ye Gök kuşağı dendi,gelincik tarlası gibi ne kadar güzel renkliliği ve çok sesliliği yansıtan sözler ve cümleler varsa hepsi söylendi ama siyasetin bir güzel söz üretme ve söz söyleme sanatı olmadığı,sorunları çözme insanları yönetme sanatı pek akla gelmedi.
ÖDP’nin Parti teşkilatlarında farklı ekonomik ve sosyal politikaları üzerinde düşüncelerini söyleyenlere Kemalist bir mantıkla liboşların bu partide yeri yok,diye kapı gösterildi.
Açıkça şunu belirtmeliyiz HDP toplumun hiçbir kesimin dışlamayacaksa ki; öyle düşündüklerinden şüphe yok;o zaman çoksesliliği laftan öteye parti örgütlerinde kadın kotası gibi ayrı bir yer açmalıdır..
Kimse farklı düşündüğünden dolayı,partinin kararlarına aykırı hareket etti gibi ilkel bir anlayışla,partide bir mahalle baskısına uğramamalı,partiden de uzaklaştırılmamalıdır.
İtalyan komünist partisinin genel sekreterlerinden Toğilatti’nin 1956 yılında dediği gibi “çeşitlilik içersinde birlikteliği” savunmalıyız.
Partide bireyin özgürlüğü öne alınırsa, çoğulculuk partide değişim ilke haline gelir ve çoğunluk baskısından kurtulmuş olacaktır;farklı düşünen bireyler ve azınlıkların da düşünceleri karşılık bulacaktır.
Şuan ki görüntüsü ve söylemiyle HDP’nni muhalefet boşluğunu dolduracak gibi gözükmüyor,klişe deyimle bekleyip görmekte olumsuz olarak yanıltmasın kimseyi ama dost acı söyler sözüyle,diyoruz.Dileriz biz yanılır HDP’liler halkların adına yakışır bir destek görür.
HDP’ e Yerel seçimlerde alacağı oyla bir Kürt partisi olmaktan çıkıp Kürtleri de içinde taşıyan bir Türkiye partisine,dönüşe bilecek mi?Bunu da beş ay sonra yapılacak yerel seçimlerde göreceğiz.
HDP’nin ortada Ülkenin tomografisini çeken yeryüzünü de içinde gösteren,gündeme müdahale eden ve belirleyen bir resmi yok..
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025